Uzun yıllar Abdullah Öcalan’ın avukatlığını yapan HDP Sözcüsü Günay, İmralı’da 21 yılda ilk kez gerçekleşen telefon görüşmesinde Öcalan’ın ulusal birlik mesajı ve HDP’ye yönelik eleştirilerini değerlendirdi
İmralı F Tipi Yüksek Güvenlikli Cezaevi’nde tutulan PKK Lideri Abdullah Öcalan, 21 yıl sonra ilk kez telefon görüşme hakkı kullandırıldı. Urfa Cumhuriyet Başsavcılığı’na çağrılan kardeşi Mehmet Öcalan ile telefon görüşmesi yapan Öcalan, Federe Kürdistan Bölgesi’ndeki gelişmelere ilişkin değerlendirmelerde bulunarak, “Demokratik Kürt ulusal birliği” için önemli çağrılar yaptı. Öcalan, Halkların Demokratik Partisi’ne (HDP) de mesaj verdi.
Uzun yıllar Öcalan’ın avukatlığını yapan HDP Sözcüsü Ebru Günay, 21 yıldır ilk kez İmralı’da yapılan telefon görüşmesinde Öcalan’ın verdiği mesajları değerlendirdi.
Görüşmeler hep olağanüstü koşullarda
Öncelikle İmralı’daki tecrite dikkat çeken Günay, 5 Nisan 2015’te gerçekleştirilen son görüşmeden sonra İmralı Adası’nda gerçekleşen bütün aile ve avukat görüşmelerinin hep olağanüstü süreçlerde ve toplumsal bir baskı sonucunda gerçekleştiğine vurgu yaptı. Günay, AKP’nin tecritte ısrar etme nedenini ‘İmralı’nın sesinin duyulmasını, barış ve demokrasi projelerinin toplumla bağının kurulmasını istemiyor’ sözleri ile yorumladı.
Tecritte ısrar etmenin ‘savaşta ısrar’ anlamına geldiğini ifade eden Günay, “Bir gerçeklik var; siz bu kadar barış çağrısında bulunun bir iradeye, bu kadar çözüm perspektifinde bulunan bir görüşe tecritle karşılık vermeniz demek, savaş politikalarında ısrar ettiğiniz anlamına gelir” dedi.
‘Bağımsız bir sağlık heyeti gitmeli’
Koronavirüs salgınının cezaevleri için büyük bir tehdit oluşturduğunu da vurgulayan HDP Sözcüsü Günay, Öcalan’ın 70 yaş üzeri olduğunu ve solunum rahatsızlıkları olduğunu hatırlatarak, “İmralı Adası’nda salgına karşı tedbirlerin ne aşamada olduğunu bilemiyoruz. Hükümet bu konuda tatminkâr, kamuoyunu ikna edici açıklamalarda bulunmuyor. Bağımsız bir sağlık heyetinin İmralı Adası’na giderek, gerekli incelemelerde bulunması, gerekli sağlık koşullarını denetlemesi, tıbbi tedbirleri yerinde görmesi gerekir. Aile ve avukat görüşmelerinin de gerçekleşmesi asıl kaygıları giderek olan yöntemdir” dedi.
Günay ayrıca 21 yıl boyunca ilk kez yapılan telefon görüşmesinin savcılıkta gerçekleşmesinin de hukuki olmadığını belirtti ve “Ada’ya yönelik düşman hukukuyla ilgili bir durum. Bu tamamen tecrit yöntemiyle gerçekleşen bir usul” dedi.
Günay Mezopotamya Ajansı’ndan Özgür Paksoy’a verdiği röportajda Öcalan’ın Federe Kürdistan Bölgesi’ndeki gerilime karşı verdiği ulusal birlik mesajını, Rojava ve HDP’ye yönelik eleştirilerini de şu sözlerle yorumladı: ”
Ulusal birlik mesajı
“Kürtlerin birliği ve beraberliği, bu konudaki Ortadoğu’daki barış durumuna dair Sayın Öcalan’ın ilk çağrısı değil. Umarım son çağrısı olur, bir karşılık bulur. Kürt ulusal birliği Sayın Öcalan’ın defalarca dile getirdiği bir konu. Bu çağrısını yeniliyor olması, bu konudaki hattının da hala korunuyor olduğunu gösteriyor. Sonuçta Kürtlerin kendi içerisindeki durumu önemli ama toplamda bir Kürt ulusal birliği de Kürtler açısından önemli ve anlamlıdır. Kürtlere yeniden güç kazandıracak şey, ulusal birliğidir. Sayın Öcalan’ın bunu defaatle dile getirmesi, bu anlamıyla önemli.”
Rojava’ya yönelik eleştiriler
“Bu eleştirileri Sayın Öcalan’ın siyaset tarzı ve bulunduğu politik hat üzerinden değerlendirmek gerekiyor. Sayın Öcalan bu konuda çok geniş çevrelere hitap eden, kurduğu dil, üslup ve geliştirdiği projeler itibariyle, toplumsal bütün yapıları kendi içerisinde barındıran bir felsefeyle hareket ediyor. Ortadoğu’ya önerisini yaptığı konfederal sistem, aslında böyle bir sistem. Düşünce ve görüşleri pratikte karşılık bulamaması, buna dair eleştirilerde bulunması, bu coğrafyayı ne kadar tanıdığının göstergesi. “Küçük olsun, benim olsun” eleştirisi bu durumla ilgili. Gelinen düzeyi yeterli görmüyor ve doğal olarak eleştirilerde bulunuyor.”
HDP’ye yönelik eleştiriler
“Aslında bizimde belli düzeylerde kendi içimizde tartıştığımız bir noktaya, Sayın Öcalan tekrardan çok öngörülü bir şekilde dikkat çekiyor. Bir realite var; yeterli düzeyde güçlü değilsiniz, faşizm sizi ezebilir ya da yok edebilir. Ama biz zaten tüm saldırılara, tüm yönelimlere, gözaltı ve tutuklamalara rağmen ayakları üzerinde duran ve bu hükümete çok ciddi muhalefet bir parti durumundayız. Ama toplumun ihtiyaçlarını karşılamakta kuşkusuz bizimde yetersizliklerimiz var. Kendi kongre ve konferanslarımızda tartıştıklarımız da vardı. Bu tespit, bunlarla örtüşen, bütünleşen bir noktada. Bu aynı zamanda Sayın Öcalan’ın çok dikkatli bir şekilde, çok kısıtlı imkanlarda da olsa, Ortadoğu ve Türkiye gündemini yakından takip ettiğini, buna dair fikir ve düşüncelerinin olduğunun da göstergesidir”
HABER MERKEZİ