İzmir’deki cezaevlerine ilişkin 4 aylık raporu paylaşan İHD, baskıcı ve insanlık onuru ile bağdaşmayan yöntemlerin giderek arttığını, salgının da yayıldığını kaydetti
İnsan Hakları Derneği (İHD) İzmir Şubesi, kentte bulunan cezaevlerinde son 4 ayda yaşanan hak ihlali raporunu kamuoyu ile paylaştı. Buca Kırıklar F Tipi, Şakran 1, 2, 3 ve 4 No’lu T Tipi, Şakran Kadın Kapalı, İzmir Çocuk Kapalı, Ödemiş T Tipi ve Menemen R Tipi cezaevlerini kapsayan raporu şube yöneticisi Barış Işık okudu.
Işık, hak ihlalleri raporunu ilgili kurum ve derneklerle yapılan görüşmeler, tutuklu aileleri ve avukatları tarafından derneğe yapılan başvurular, cezaevlerine yapılan avukat ziyaretleri ve tutuklular tarafından gönderilen mektuplar ışığında oluşturduklarını belirtti.
Hak ihlalleri arttı
Işık, infaz yasasının cezaevlerindeki hak ihlallerini azaltıcı yönde hiçbir etkisinin görülmediğini ve tutuklular arasındaki ayrımcılığı daha da arttırdığını ifade ederek “Son 4 ayda cezaevlerinde baskıcı ve insanlık onuru ile bağdaşmayan yöntemler giderek arttı” Işık, tutukluların, her gün onlarca ihlalle karşı karşıya bırakılmaya devam edildiğini belirtti. Cezaevinde koronavirüs testi pozitif çıkan tutuklu ve gardiyanlar sayısının her geçen gün arttığı ifade edildi.
Işık, cezaevlerinde tutukluların bir arada, kalabalık, küçük, hijyenik olmayan koğuşlarda yaşadıkları göz önüne alındığında hijyenin sağlanmasının, kişisel koruyucu tedbir ve önlemlerin alınmasının neredeyse imkansız olduğunu söyledi.
‘Ölüme seyirci kalıyorlar’
Işık, Türkiye’de tutukluların tedaviye ulaşma hakları, sağlıklı bir cezaevinde yaşama hakları, sağlıklı beslenme hakları ve yasalarda yer alan, hasta olduğunda, tedavisini dışarıda yapması için cezasını erteleme veya serbest bırakılma hakları engellendiğini belirtti: “Hasta tutukluların ölümüne seyirci kalınmakta, tutukluların tabutla tahliye olmakta bürokratik engeller yasal zorluklar adeta hastalığı da bir işkenceye dönüştürmektedir. Bu kadar hak ihlalinin olduğu bir ortamda insanca yaşamanın mümkün olamayacağından dolayı cezaevleri koşullarının hemen düzeltilmesini ve hak ihlallerinin ortadan kaldırılmasını talep ediyoruz.”
Işık, taleplerini şu şekilde sıraladı:
“* Başvuru ve şikâyetlerin herhangi bir kısıtlama olmaksızın ve derhal gerekli mercilere ulaştırılması sağlanmalı.
* Adli ve idari mekanizmalar, yapılan başvuru ve şikayetlerle ilgili etkin soruşturma yürütmelidir.
* Cezaevi rejimi, fiziki koşullar ve uygulanan muameleler hakkında etkili bir idari ve yargısal denetim sağlanmalı.
* Tutuklular aile ve dış dünya ile temas hakkı engellenmemelidir.
*Tutuklular uluslararası ve ulusal mevzuatın emrettiği şekilde ailelerine ve avukatlarına mümkün olduğunca yakın cezaevlerine sevk edilmelidir.
* Gazete, dergi, radyo, kıyafet, mektup ve kitap kısıtlaması ve benzeri çağ dışı yaklaşımlar terk edilmelidir.
* Anadilde görüşme, yazışma ve savunma hakları yasal güvence altına alınmalı, keyfi engellemeler kaldırılmalı.
* Mekan ve üst aramaları insan onuruna aykırı olmamalıdır.
* Adeta tutukluları sindirme araçları haline gelen, disiplin cezalarında insan haklarına aykırı yasal düzenlemeler kaldırılmalı, pratikten kaynaklanan hukuka aykırılıklar giderilmelidir.
* Tutuklulara yaşatılan işkence ortamından derhal vazgeçilmeli, tutuklulara uluslararası hukukun emrettiği şekilde insan onuruna yaraşır bir şekilde bir muamele gösterilmelidir.
* Yerel ve uluslararası mevzuat hükümlerine uygun şekilde, “bağımsız” ulusal ve uluslararası heyetlerin etkin denetim mekanizmalarının oluşturulmasının önü açılmalıdır.
* Cezaevi hekimi ve tıbbi personelinin İstanbul Protokolü eğitimi almaları sağlanmalıdır.
* Tutuklular üzerindeki tecrit uygulamaları derhal kaldırılmalıdır.
* Tutukluların sosyal ve kültürel aktivitelerindeki kısıtlamalar kaldırılmalıdır.
* Tutuklularla ilgili olarak “ayrımcılık yasağına” aykırı düzenleme ve uygulamalardan vazgeçilmelidir.
* Başta yaşam hakkı göz önüne alınarak sağlığa ve tedaviye erişim haklarının önündeki engeller ve kısıtlamalar kaldırılmalıdır.
* Pandemi sürecinde Dünya Sağlık Örgütü başta olmak üzere bu alanda çalışan kurum ve kuruluşların önerileri dikkate alınarak bu uyarılara uygun önlem ve tedbirler alınıp, düzenli olarak kontrolleri sağlanmalıdır.
* Cezaevlerine bağımsız sağlık kurumlarının girmesine ve inceleme yapmasına izin verilmelidir. Cezaevlerinin denetiminde başta bağımsız meslek kuruluşları ve insan hakları örgütleri olmak üzere ilgili kuruluşların yer alacakları şekilde yasal düzenlemeler yapılarak, incelemeye açılması sağlanmalıdır.”
İZMİR