Mardin’de 32 sağlık çalışanının hastalığa yakalandığını söyleyen SES Mardin Şube Eşbaşkanı Dr. Özgür Bilek, “Bir süre sonra belki hastanelerde hizmet sunmakta zorlanmaya başlayacağız” uyarısı yaptı.
Koronavirüs (Kovid-19) salgınıyla mücadelede en ön safta yer alan sağlık çalışanlarının yaşadıkları sorunlar halen ortadan kaldırılmazken, her geçen gün salgına yakalanan sağlıkçı sayısı artıyor. Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’nın geçtiğimiz günlerde yaptığı açıklamaya göre, salgına yakalanan sağlık çalışanı sayısı 7 bin 428. Bu sayı aynı zamanda, salgına yakalananların toplamının yüzde 6’lık kısmını oluşturuyor.
Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) Mardin Şubesi Eşbaşkanı Dr. Özgür Bilek, salgının sağlıkçılar arasında bu denli yayılması, neden korunmadıkları ve sağlık örgütleriyle yetkililer arasındaki koordinasyona ilişkin Mezopotamya Ajansı’ndan Ahmet Kanbal’a konuştu.
Sağlık çalışanlarını koruyamadık
Kentte 32 sağlık çalışanının enfekte olduğu paylaşan Bilek, sağlık çalışanlarının halk sağlığını korumaya çalışırken, kendi sağlıklarını koruyamaz durumda olduklarına dikkati çekti. Salgının ilk başladığı dönemde birçok hastanenin hazır olmadığını, planlamaların iyi yapılmadığını söyleyen Bilek, “Bir anda yığılmalar olunca da biz sağlıkçılarımızı koruyamadık. Aslında tarihsel olarak da baktığımızda bulaşıcı hastalıklarda en risk altında olan grup sağlık emekçileridir. Sürekli bununla ilgili önlemlerin alınması gerektiğini söylüyorduk. Salgın döneminde daha görünür oldu ama temelde bir sorun olduğunu söylemekte fayda var” diye konuştu.
Sağlık çalışanlarının eksiklerinin kısmi olarak kamuoyu baskısı sonrası giderildiğini belirten Bilek, sağlıkçıya maske ve gözlük verilmesinin korumaya yeteceği yönünde bir algı oluştuğunu söyledi. Bilek, “Geleneksel işçi sağlığı ve iş güvenliğine baktığımız zaman birinci adım tehlikeyi kaynağında yok etmektir. Tehlikeyi kaynağında yok etmekteki durum da halk sağlığını korumaktır. Hastaneye gelen hasta sayısını ne kadar azaltabilirsek, halk sağlığını da o kadar fazla koruruz” dedi.
Bazı konularda eksik kalındı
Salgın sürecinde yapılan kimi hatalara da değinen Bilek, hastanelerin apar topar pandemi hastanesi ilan edildiğine işaret ederek, “Bu hastaneler buna uygun muydu? Örneğin Kovid-19 hastanesi olarak belirlenen hastanelerde metrekare hesabı yapılmadı. Mühendislik olarak bunun planlaması yapılmadı. Havalandırma koşulları nasıldı? Bununla ilgili eksiklikler vardı. İdari önlemlerde de çalışanların tehlike ile karşılaşma süresini azaltmaktı. Bunun için birimlerin tamamının desteklenmesi gerekiyordu. Personel sayısının 2 katına çıkarılması gerekiyordu. Sağlıkçılar hastaya müdahale ederken, kendi sağlığını koruyamamakta” şeklinde konuştu.
Hasta sayısı vurgusu
Salgın döneminde yaşanan temel sorunları “salgın yönetiminin yeterli olmaması” şeklinde özetleyen Bilek, Dünya Sağlık Örgütü’nün (WHO) de ilk dönemler Kovid-19’un pandemi olarak kabul edilip edilmemesinin tartışıldığını hatırlatarak, “Mevcut hastalık bizim eski bilgilerimizin dışında bir seyre sahip. Eski bilgiler ile şu andaki salgın durumunu izah etmeye çalışmak eksikliklere neden oluyor” dedi.
Salgının yayılmasında “ciddiye almamanın” etkili olduğuna dikkati çeken Bilek, “Hasta sayısı arttıkça, enfekte olan sağlık çalışanı sayısı artacaktır. Bir süre sonra belki biz hastanelerde hizmet sunmakta zorlanmaya başlayacağız. Bunun önüne geçmek için ilk yapacağımız eylem halkın sağlığını korumaya yönelik önlemlerin ciddiyetini göstermek, bununla ilgili bütün radikal kararları almak gerekiyor. Hastaneye giden hasta sayısını azaltmadıkça sağlık çalışanlarını korumamız mümkün olmayacaktır” uyarısında bulundu.
Önerilerimizi sunamıyoruz
Kent özelinde de kişisel koruyucu ekipmanlar konusunda ilk günler sorunlar yaşandığını, ancak şu an bu sorunun ortadan kaldırıldığına değinen Bilek, İl Sağlık Müdürlüğü’nde yaşanan iletişimsizlik durumunun da giderildiğini söyledi. İl Pandemi Kurulları’nda halen sahada birebir çalışan sağlık emekçileri olarak yer alamadıklarını kaydeden Bilek, “Önerilerimizi en üst seviyede sunamıyoruz” eleştirisinde bulundu.
Bilgilerin şeffaf bir şekilde paylaşılmaması nedeniyle yerelde durumun net olarak bilmediklerini de kaydeden Bilek, testlerin artması ile birlikte salgının yayılma hızının da yavaşladığını ifade etti. Başından bu yana yaygın test yapılması çağrısının halk sağlığı ve çalışan sağlığı için olduğunu dile getiren Bilek, politika belirleyicilerinin yaygın test çağrısını başından itibaren muhalif bir görüş olarak değerlendirmesinin salgının yayılmasında etkili olduğunu da ekledi.
HABER MERKEZİ