Kars Belediye Eşbaşkanları Şevin Alaca ve Ayhan Bilgen, gazetemize çalışmalarını ve saldırıların nedenini anlattı. İki eşbaşkana göre halk belediyeciliğinde attıkları adımlar Kars’ta etki yarattı, saldırılar da kayyum hazırlığı için yapılıyor
Gülcan Dereli
Geçtiğimiz yıl yapılan 31 Mart yerel seçimlerinde halkların desteği ile seçimleri kazanan HDP’li Kars Belediyesi, örnek teşkil edecek bir belediyeciliğe imza atıyor. Ancak bu belediyecilik, iktidarı ve kentte beslediği küçük azınlığı rahatsız etti. Nitekim geçtiğimiz haftalarda belediyeyi basan ve eşyalara zarar veren uyuşturucu, cinayet ve hırsızlık suçundan sabıkalı 3 kişi ellerini kollarını sallayarak belediyeden ayrılmış, daha sonra tepkiler üzerine ifadeleri alınmış ancak daha sonra serbest bırakılmıştı. Bu saldırı ne ilkti ne de son oldu. Saldırıdan günler sonra bu kez Yeni Şafak gazetesi Kars Belediyesi’ni hedef gösteren bir manipülasyon habere imza attı. Ancak Kars Belediyesi çalışmalarına aralıksız devam ediyor. Halk belediyeciliği ile Karslı yurttaşların büyük desteğini alan HDP’li Kars Belediyesi Eşbaşkanları Şevin Alaca ve Ayhan Bilgen, hayata geçirdikleri belediyecilik modelini ve kendilerine yönelik saldırıları gazetemiz Yeni Yaşam’a değerlendirdi.
Kars Belediyesi Eşbaşkanı Şevin Alaca:
- 31 Mart öncesindeki döneme dair ciddi eleştiriler basına yansıdı. Nasıl bir belediyeyi devraldınız? Bize biraz süreci anlatır mısınız?
Tabi ki. 31 Mart öncesine baktığımızda Kars’ta asgari belediye hizmetlerinin bile yapılmadığını gördük. Ve seçimde de halkın beklentisi çok düşük bir düzeydeydi. Sadece ‘çöplerimiz toplansın, yolumuz yapılsın, biz belediyeden başka bir şey istemiyoruz’ şeklindeydi. Bunun yanı sıra çok ağır bir borç yükü vardı. Belediyenin banka hesaplarında haciz ve blokeler vardı. Yine taşınır, taşınmaz mal varlıklarında hacizler vardı. Bu tabi bizim çalışmalarımızı sabote eden bir şey çünkü hareket alanımız oldukça kısıtlı. Bunları aslında sürekli dile getiriyoruz, bunun bir mazeret olarak algılanmasını da istemiyoruz. Sadece belediye ile ilgili seçim kampanyasında da sık sık dile getirdiğimiz şeffaf belediyeciliği ne kadar önemsediğimizi ifade etmek anlamında belediyenin durumuyla ilgili de halkın bilgi sahibi olması açısından dile getiriyoruz. Tabi bu borç yükü çalışmalarımızın önünde kesinlikle bir engel teşkil etmiyor. Asgari hizmetlerin yanı sıra aslında biz Kars’ta farklı çalışmalar da yapmak istiyoruz. Çünkü çöplerin toplanması, yolların yapılması, su vs. bunlar belediyenin yapmak zorunda olduğu çalışmalardır. Biz farklı yerel yönetim anlayışımızı ve farkımızı ortaya koymalıyız. Kooperatifleşmeyle, üretimle ya da kadın çalışmalarıyla farkımızı ortaya koyabiliriz. Dolayısıyla bu çalışmalarımıza da hayat verdikçe aslında halktan da bize çok olumlu tepkiler geliyor. Çok güzel destekler alıyoruz. İlerledikçe de bu tepkilerin daha da iyi olacağını düşünüyoruz. Tabi ki bize karşı olan önyargıların kırıldığını görmek bizi mutlu ediyor.
- Belediyenizin yaptığı çalışmalara ilişkin biraz bilgi verir misiniz?
Kars Belediyesi olarak aslında ilk günden itibaren en çok önemsediğimiz çalışmaların başında şehrimizdeki üretimin canlandırılması ve kolektif yaşamın örülmesi için kooperatiflerin kurulması idi. Son aylarda yaşanan salgın da bunun ne kadar elzem olduğunu bir kez daha gösterdi. Biz de çalışmalarımıza hız verdik. Yerel yönetimler yerelindeki halkların ihtiyaçlarını en iyi bilenlerdir, ihtiyaç ve taleplerinin karşılanmasında da aktif rolü alması gerekiyor. Yardım kampanyaları, bu mağduriyetleri gidermede yeterli değil. Tüketici toplumu olmaktan çıkıp üretime yönelmemiz gerekiyor. Kars’ın en önemli geçim kaynağı tarım ve hayvancılık; dolayısıyla bunun en iyi şekilde değerlendirilmesi gerekiyor. Bu amaçla biz de Kars’ta üretim seferberliği başlattık. Bu kapsamda belediyemize ait tarlaların ekimi ile birlikte yine vatandaşın da kendi arazilerini ekmeleri karşılığında bir takım destekler sunacağımızı duyurduk. Bu desteklerimizi başta tohum, kümes, arı kovanı, kaz ve tavuk civcivi olmak üzere belirledik. Yine kooperatifler arasındaki dayanışma ile de bu çalışmalarımızı genişletmek istiyoruz.
- Çalışmalarınız sürerken belediyenize yönelik saldırıların ardı arkası kesilmiyor. Bu saldırılarla ne amaçlanıyor?
Tabi ki bunların tamamı belediyemizin çalışmalarını gölgelemek ve belediyemizle ilgili, bizlerle ilgili olumsuz algılar yaratmak adına yapılmış hamlelerdir. Biz aylardır sosyal medya üzerinden veya şahsımıza direkt telefonlarımıza gelen bir takım tehditler, hakaretlerle karşı karşıyayız. Bunlarla ilgili suç duyurularında bulunduk. Ancak bir yere varamıyoruz maalesef. Takipsizlik ya da kovuşturmaya yer olmadığına yönelik kararlarla sonuçlanıyor. Yani Kars’ta belediyecilik adına farklı işler yapılıyor. Bir belediye neler yapmalı? Belediyenin görevleri nelerdir? Aslında Kars’ta bu sorunun cevabı bulunuyor. Halk belediyeciliği ve şeffaflık ön plana çıkıyor. Bu tabi bir takım kesimlerde rahatsızlık yaratıyor.
Kars’ın ayrıca bir özelliği var. Birçok farklı kimlik bir arada yaşıyor. Aslında bu tam da bizim partimizin farklı kimliklerin, inançların, bir arada çok güzel bir yaşam inşa etmesinin çok güzel bir örneği. Kars’ta uzun süredir halklar bir arada yaşıyor. Sadece seçim dönemlerinde bu ayrıştırmalar yapılıyor. Saldırılar aynı zamanda bu birlikteliği bozmak adına yapılan hamleler. Ama hiçbir şekilde karşılık bulmayacağına inanıyoruz. Çünkü biz 31 Mart seçimlerinde sadece Kürtlerden değil Azerilerden, Terekemelerden de, Türklerden de oy aldık. Hizmetlerimizi de bu doğrultuda yapıyoruz. Biz Kars Belediyesi olarak tüm halklara, tüm inançlara eşit mesafede hak ettikleri hizmeti götürmek için çalışmalarımızı sürdürmeye devam edeceğiz. Çalışmalarımıza bu baskılar, saldırılar hiçbir şekilde engel olamayacak. Bunların çok basit ve bireysel olduğunu düşünmüyoruz. Tabi ki belediyemizle ilgili farklı algılar yaratmak adına yapılmış hamleler. Zaten birçok belediyemize kayyum atandı ve Kars için de bunun denemeleri olarak yorumluyoruz. Ben umuyorum ki Kars halkı belediyesine sahip çıkacaktır.
Onların hazırlığı kayyum bizim hazırlığımız üreten ve paylaşan kent
Kars Belediyesi Eşbaşkanı Ayhan Bilgen:
- Projelerinle başlayalım. Hangi projelere ve ürünlere yoğunlaşıyorsunuz? Hazırlıklarınız neler?
Daha projenin başındayız ama hızlı hareket etmemiz gerekiyor. Öncelikle ilçelerimizi dolaştık. Tarıma elverişli olan köylerde görüşmeler yaptık, destek verebileceğimiz alanları belirledik. Bu alanları 5-6 kalemde netleştirdik, ilk yıl için en azından. Birisi özellikle şehirdeki kavlıca buğdayı. Kavlıca buğdayı DNA’sı ile oynanmamış Anadolu ve Mezopotamya’daki en eski buğday cinslerinden birisi, bu buğdayın tohumunu temin ettik ve isteyen çiftçilere de doğrudan veriyoruz ama daha çok kooperatifleşmeyi teşvik etmek için şimdi şehir merkezinde kurulmuş olan eğitim kooperatifi üzerinden dağıtıyoruz. Ama zamanla ilçelerde de kooperatiflerin kurulmasını teşvik edeceğiz.
Bunun dışında özellikle meyve ağacı yetişebilecek yerlerde yine Kars’ta yetişebilen meyve ağaçlarını teşvik için meyve fidanları temin etmeye çalışıyoruz. Kendi seramızı da kurduk. Yine başka kooperatiflerden satın alarak ağaç fidanı, kayısı, kiraz, elma ceviz Kars’ta yetişen türler. Bunların yine fidan dağıtımını yapacağız. Bu iki alanda hem meyve ağacı hem buğday tahıl gibi ürünlerde öncelikle daha çok boş arazileri değerlendirmeyi hedefliyoruz. Kümes hayvanları ve hayvancılık ile ilgili hazırlıklar yapıyoruz.
- Ekimleriniz başladı mı? Nasıl bir süreç izliyorsunuz?
Bu hafta ekim yapılan yerler var. Biz bir ton civarında kavlıca buğdayı temin edebildik. Kavlıca buğdayının tohumunu bulmak son derece zor. Ağaç fidanlarıyla ilgili de farklı alternatiflerde görüşmeler yapıyoruz. Yani hem ekonomik hem de yaşı ileri ve kaliteli fidan gelişsin istiyoruz. Tabi Kars’ın kendine özgü meyve fidanları var. Örneğin Kağızman’ın sivri elması var ama bu her bölgede olmuyor. Kağızman’ın iklimine uygun yerlerde ancak mümkün. Bunun dışında da özellikle önümüzdeki günlerde de hazırlık yaptığımız kendi destek bölümümüzde biz portatif kümesler yapıyoruz. Özellikle kaz ve kanatlı hayvanlarla ilgili ve bu gezen tavuk çalışmaları için şu anda çalışma başlattık, malzemelerimizi aldık. Kümes hayvanları için portatif kümesler üreteceğiz. Kaz civcivi, hindi civcivi ve tavuk civcivi gibi kümesle birlikte bunlarını dağıtımını da yapacağız. Bununla ilgili de görüşmeler yapıyoruz. Üretim tesisleriyle bir de arı kovanı üretimi yapıyoruz. Şu anda ürettiğimiz arı kovanlarını da her çiftçiye en az üç tane olmak üzere vereceğiz. Arıcılığın zaten yaygın olduğu ilçelerimizde, köylerimizde bunların dağıtımı yapacağız.
- Çalışmalarınız ile ne amaçlıyorsunuz? Hedefiniz ne?
Kars tabi işsizliğin en fazla olduğu, dışarıya en yoğun göç veren yani doğum oranının yüksekliğine rağmen toplamda nüfusu düşen kentlerden birisi. Bu şehirde turizm ve biraz inşaat dışında asıl gelir kaynağı tarım. Arazi geniş ve emek yoğun çalışma alanı olan hayvancılıkla, tarımla uğraşılıyor. Özellikle köylerde. Dolayısıyla biz bu virüs dolayısıyla yaşanacak muhtemel ekonomik krizin sonuçlarına karşı hazırlık yapmak istiyoruz. Yani çimento, bir de işte bizim desteklerimizle açılan bir tekstil fabrikası var. Dünya aslında bu kriz ile bir kez daha gördü ki kendi kendine yetmek, özellikle temiz sağlıklı gıdaya ulaşmak son derece stratejik bir konu.
Hayvancılık, bildiğimiz klasik küresel ekonomik politikaları ve güvenlik politikaları dolayısıyla büyük darbe yedi. Kürt yaylaları kapandı. Hayvancılık özellikle bizim yöremizde son derece daraldı. Biz bunu yeniden canlandırmayı hem Kars’ın ekonomisi açısından hem de büyükşehirlerde yaşayan Karslı hemşehrilerimiz başta olmak üzere kurulacak kooperatiflere doğrudan alıcısız ucuz kaliteli ürün ulaştırmayı önemli görüyoruz. Şu anda İstanbul, Ankara ve İzmir tabi Kars nüfusunun en yoğun olduğu iller. Bu illerden ikisinde biz Karslı hemşehrilerimizin kooperatif kurmasını destekledik, mekan demirbaş konusunda yardımcı olduk. Bunu yaygınlaştırarak var olan kooperatiflerden üretim kooperatifleriyle ürün takası yapmayı planlıyoruz. Ege ve Marmara’dan zeytin-zeytin yağı gibi ürünler temin edip bunları Kars’a getireceğiz ya da bölgedeki illerde satışına yardımcı olacağız. Tersine de Kars’ta ürettiğimiz ürünleri de köylüden, üreticiden alınıp, batıdaki şehirlere büyük metropollere taşınmasını sağlayacağız.
- Kars’ta halk belediyeciliği iddianızı hayata geçirmenize rağmen belediyenize yönelik saldırıların ardı arkası kesilmiyor. En son belediyeyi basanlar hakkında bir gelişme var mı? Saldırıların asıl amacı nedir?
Konun ne yazık ki hukuki boyutu tahmin edeceğiniz gibi bu kişilerin ifadelerinin alınıp bırakılmasıyla şimdilik en azından bize yansıyan bir boyutu kalmadı. İfadeleri alınırken kamuoyu ile paylaşılan bilgiler gösteriyor ki bu süreç hukuki bir süreç değil siyasi bir süreç; özellikle kayyum atamak bahanesi, malzemesini üretmeye dair bir girişim ile karşı karşıyayız. Biz konuya daha çok kamu yararı, toplumsal fayda ekseninde bakacağız ve doğru bildiğimiz belediyecilik yönteminde ısrarlı olacağız. Bir boyutu daha var. O da şu; biz de bu süreçten dersimizi çıkardık. Şehirde çok yaygın bir uyuşturucu kullanımı var. Özellikle de partili ailelerin çocukları bu çeteler eliyle tuzağa düşürülüyor. Nasıl üretim, istihdam imkanlarını oluşturma bu anlamda zemini değiştirecek çabaysa, arayışsa, sosyal politikalarda da aynı şekilde bu zemini iyileştirecek, kısmen de olsa değiştirecek bir arayıştır. Önümüzdeki günlerde özellikle uyuşturucuyla mücadele konusunda yeni çalışma mekanizmaları oluşturacağız.