Rus basını, son zamanlarda Esad’a yönelik eleştirilerinde sertleşirken, Suriye’ye yönelik yayınlanan raporlarda 2021 seçimleri işaret ediliyor. İran ise gelişmeleri yakından takip ediyor
2015 yılının sonlarından itibaren Suriye iç savaşına doğrudan müdahil olan Rusya, bir yıla yakın süredir saha müttefikleri İran ve Suriye yönetimiyle kimi çelişkiler yaşıyor.
Rusya, ABD ve İsrail arasında 25 Haziran 2019 tarihinde yapılan ve sonuçları hala belli olmayan Kudüs anlaşmasıyla başlayan gerilimin son perdesi, bu günlerde Rus medyası ve düşünce kuruluşlarının Suriye yönetimine karşı kaleme aldığı sert raporlar ve haberlerde görülüyor.
Suriye’de son günlerde patlak veren birkaç olay dizisi de Rusya’nın şimdiye kadar izlediği Suriye politikasının dışında seyrediyor ve beraberinde birçok yeni yorumu getiriyor.
Esad ile Maxlûf arasındaki çekişme
Yeni yaşanan olaylardan biri Suriye devlet başkanı Beşşar Esad ile kuzeni Rami Maxlûf arasında gerilim. Bu gerilimin perde arkası eskiye dayansa da son günlerde yaşananlar, perde arkasına dair bazı ipuçları veriyor.
İran Dışişleri Bakanı Muhammed Cevad Zarif’in 20 Nisan’da gerçekleştirdiği Şam ziyaretinden hemen önce Esad’ın dayısının oğlu Rami Maxluf’a ait bir şirketin Mısır’a gönderdiği süt kutularında uyuşturucu madde yakalandığı haberi çıktı.
Rami Maxlûf ise Twitter hesabı üzerinden yaptığı açıklamada olayı “iç komplo” olarak nitelendirerek, sorumlu olarak da Esad’ın eşi Esma Esad’ı işaret etti.
Esad ve Maxlûf aileleri arasında geçtiğimiz yıl da “vergi kaçırma” ve “kaçak mal ithal etme” suçlarından çeşitli davalar açılmış ve Maxlûf ailesinin sahibi olduğu Syriatel ve MTN telekomünikasyon şirketlerinin bazı hisseleri hazineye devredilmişti. Bu olaydan sonra Rami Maxluf’un babası Muhammed Maxluf (Esad’ın dayısı) Rusya’ya yerleşmişti.
Esad ile Maxluf aileleri arasındaki son çekişmeden sonra Suriye Telekomünikasyon ve Posta Kurumu, Mahluf’un sahibi olduğu Syriatel ve MTN telekomünikasyon şirketlerinin ruhsatlarını geri alabilmesi için yaklaşık 234 milyar Suriye lirasını ödemesi gerektiğini duyurdu.
Her ne kadar Esad ile Maxlûf aileleri arasındaki çekişmenin geçmişi baba Esad dönemine kadar uzansa da son olayın bir tarafını Moskova’da olması, Moskova’nın da son günlerde Esad yönetimine karşı eleştirilerini sertleştirmiş olması ve Maxlûf’un şirketlerine yönelik operasyonun İran Dışişleri Bakanı Zarif’in Şam ziyaretine denk getirilmesi dikkat çekiyor.
Rus basını Esad’a karşı dilini sertleştirdi
Rusya cephesine gelince son günlerde Rus medyası ve Kremlin’e yakınlığıyla bilinen düşünce kuruluşlarının Esad yönetimine yönelik eleştirileri arttı.
Rusya Dışişleri Bakanlığı’na danışmanlık yapan bir kuruluş olan Rusya Uluslararası İlişkiler Konseyi, mevcut Suriye yönetimini eleştiren sert bir rapor hazırladı. İlginç olan ise raporun Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in kurucusu olduğu Valday Diyalog Kulübü tarafından da yayınlanmış olması.
Rusya’nın Esad’ı eleştirdiği noktalar
Raporda Rusya’nın şimdiye kadar yürütmüş olduğu Suriye politikasıyla paradoks oluşturan kimi hususlar şu şekilde sıralanıyor.
– Beşar Esad popülerliğini kaybediyor.
– Ülkede yolsuzluk arttı.
– Şam yönetimi esnek ve ileri görüşlü bir yaklaşım sunmak istemiyor.
– Terörizmle mücadele hedefi ve muhaliflere karşı uygulanan şiddet arasında ayrım yapmak zorlaştı.
– Şam yönetimi, Sovyetler Birliği ve ABD arasındaki soğuk savaş dönemin olduğu gibi müttefiklerin koşulsuz desteğine güveniyor.
– Suriye’nin savaşabilecek özel kuvvetlerin gücü zayıfladı.
– Suriye’nin yıllık gayri safi milli hasılası 55 milyar dolardan 22 milyar dolara düştü.
– Suriye’nin eskiye dönebilmesi için 250 milyar dolara ihtiyacı var.
– Ekonomi yeniden canlandırılamadan ve uluslararası onaya dayalı bir siyasi sistem geliştirmeden devam edilemez.
Seçimlere işaret
Suriye’de 2021 cumhurbaşkanlığı seçimlerinin de kapıda olduğunun hatırlatıldığı raporun yanı sıra son günlerde Rusya basınında da Suriye ekonomisi, askeri ve istihbarat gücünü sorgulayan ve isim verilmese de İran’ın etkinliğinin sorgulandığı birçok makale kaleme alındı.
Suriye sahasında müttefikler (Rusya, İran ve Suriye) arasında yaşanan çelişkiler yeni değil. Ancak başta da belirtildiği gibi bu durum 2019’un ortalarından itibaren iyice ayyuka çıkmaya başladı.
Kudüs anlaşması
Özellikle dönemin ABD Ulusal Güvenlik Danışmanı John Bolton, Rusya Güvenlik Konseyi Sekreteri Nikolay Patruşev ve İsrail Ulusal Güvenlik Danışmanı Meir Ben-Shabbat’ın katılımıyla 25 Haziran 2019’da Kudüs’te yapılan toplantıdan hemen önce ve sonra Suriye ordusu, istihbaratı ve bürokrasisinde İran’a yakınlığıyla bilinen birçok isim geri plana çekilmişti.
Tabi o toplantıda, ABD ile Rusya’nın “İsrail’in güvenliği”, “İran’ın sınırlandırılması” ve “Suriye’de iki ülke arasında koordinasyonun devam etmesi” konularında “anlaşma” denilmese de bir uzlaşıya vardıklarını ayrıca not düşmek gerek.
İki temel görüş
Birçok analiz ve yorum, Rusya’nın dereyi geçerken at değiştirmesinin bugüne kadar izlediği politikayla uyumlu olmadığını savunsa da Rusya’nın mevcut Suriye rejimini, uluslararası arenada meşrulaştırmasının zor olduğunu ve değişikliğe ihtiyaç duyduğunu savunanlar da azımsanmayacak düzeyde.
Çelişkilere rağmen
Çelişkilere rağmen bugüne kadar Suriye sahasında ABD ile koordineli hareket etmeye özen gösteren Rusya’nın son adımları da, 2015’teki Suriye hava sahasını “Fırat’ın doğusu ve batısı” şeklinde paylaşma, 10 Kasım 2017 Vietnam’daki Trump-Putin görüşmesi, Temmuz 2018’de Helsinki’deki Trump-Putin görüşmesi ve Kudüs anlaşmasına uyumlu bir seyir izlediğini hatırda tutmakta fayda var.
*Ersin Çaksu’ya ait bu analiz ANF’den alınmıştır.