Türkiye işçi sınıfı hareketinin unutulmayan liderlerinden ‘Açların yürüyüşü’ eylemine öncülük eden İsmet Demir namı diğer Yalınayak İsmet’in hayatı işçi sınıfının yoluna ışık tutuyor
Her siyasal ve toplamsal mücadelenin hedef ve amaçlarının biçimlendirdiği karakterler, aynı zamanda o mücadeleyle özdeşleşirler. 60 yıllarda yükselen işçi hareketi de talep ve hedeflerinin yansımasını bulduğu birçok kişiyi biçimlendirdi. Bunlardan biri de İsmet Demir’dir, yani mücadele arkadaşlarının tanımladığı ismiyle Yalınayak İsmet.
Yalınayak İsmet, demiryolu bir işçisi olarak hayata Eskişehir-Ankara üzerindeki Biçer İstasyonu’nda gözlerini açar. 1925 yılında dünyaya gelen İsmet Demir, ilköğretimi bitirmeden bırakır. Demir, ilk iş deneyimini Ferit Koper adında bir haritacının yanında edinir. Bu iş deneyimi Demir’in Anadolu ve Mezopotamya halklarını tanıma fırsatı da verir.
Konya’da çalışırken Mevlana’yı okuyan Demir, onun insancıl yanına hayran kaldığını anılarında yazar. Ve böylece işçilere ve köylülere olan sevgisi ise zaman içinde gelişir. İç Anadolu’da çalışmasının ardından Trakya’ya geçen Demir bu süre zarfında evlenir ve 4 çocuğu dünyaya gelir.
İlk işçi grevleri
Türkiye’de 1950’li yıllar Türkiye işçi sınıfının artış gösterdiği 1960’lı yıllar ise ilk işçi grevlerinin oluştuğu yıllardı. 1962 yılına gelindiğinde Demir artık 30 yaşındadır. Demir, haritacı mesleği nedeni ile inşaatlarda çalışmış ve işçilerle iyi bağlar kuruyordu. İşsiz kaldığı bir tarihte Ankara Ulus’taki kahveye gider burası aynı zamanda Yapı İşçileri Sendikası’nın da merkezi konumdadır. Ve burada Fukara Tahir lakabıyla bilinen Tahir Öztürk ile tanışır. Fukara Tahir aynı zamanda 1954’te Türkiye Yapı-İş Federasyonu’nun kuruluşunda yer alan öncü işçilerden ve sendikanın ise başkanıdır.
Açların yürüyüşü eylemi
Tarih 3 Mayıs 1962 tarihini gösterdiğinde ise Türkiye’de işsizlerin sayısı gün geçtikçe artmaya başlar. İşsizlik ile birlikte ise açlık da artmaya başladığı yıllardı. Açlık ile birlikte işçi sınıfında bir yandan da öfke birikiyor ve tarihe “açların yürüyüşü” olarak geçecek yürüyüş Ulus’ta başlıyordu. Sendikada örgütlenen yürüyüş kararı ile işsizler ordusu ise meclise yürümeye yalın ayak başlar. Demir ve arkadaşları ise yürüyüş başladığında arkalarına dönüp baktıklarında beklemedikleri bir kitle binlerce işsizi görüyor. İsmet İnönü’nün Başbakan Bülent Ecevit’in ise Çalışma Bakanı olduğu dönemde işsizler ordusu “Af değil iş!”, “İnönü istifa!”, “Ecevit istifa!” sloganlarıyla çıplak ayak ile Ankara caddelerini inleten yapı işçileri meclise doğru yürüdü. Meclis önüne gelindiğinde 6-7 milletvekili ise korkudan meclisin arka kapısından lüks araçlarına binerek kaçar.
Neden yalınayak lakabı takıldı?
Meclis önüne yapılan yürüyüşün ardından dönemin Meclis Başkanı Fuat Sirmen ve Senato Başkanı S. Hayri Ürgüplü ile görüşün sendika temsilcileri taleplerini iletir. Anılarında bu görüşmeyi Demir “İşsiz olduğumuzu, bize iş temin etmelerini söyledik. “Gerekli garantiyi Sendika Başkanı Tahir Öztürk’e verin!” dedik. Ve öyle de yaptılar. Biz de Meclis’ten ayrıldık” diyerek tarihe not düşer. Bir gün sonra ise gazete manşetlerinde “Çıplak Ayaklılar Mecliste” yer alırken. Milliyet Gazetesi “İşsizler bir yürüyüş yaptı”, Cumhuriyet Gazetesi ise “Yapı işçileri Ankara’da izinsiz yaptılar” diyerek yazar. Gazetelerin bunları yazarken sendikanın merkezi olan kahveye gelen polisler ise sendikada olan herkesi gözaltına alır. Yürüyüşteki işçileri tespit etmeye kalkar bunu başaramayınca gözaltına alınan tüm işçileri falakadan geçirerek işkence yaptıktan sonra serbest bırakmak zorunda kalır. Yaşananların ardından bu yürüyüşten dolayı Demir’in adı bundan sonra ise “Yalınayak İsmet” tarihe not düşülür.
İşçilerin kartalı
Sonraki yıllarda ise 1965: Ambarlı Santralı Direnişi, 1966: Boru Hattı Direnişi, 1967: Kadıncık Barajı Direnişi, 1968: İzmit Petro Kimya Direnişi, 1969 – 1970: İzmir Aliağa Rafinerisi Direnişi, 1974: İskenderun Demir Çelik İnşaatı Direnişi gibi birçok işçi direnişinin örgütleyicisi ve öncüsü oldu. Katıldığı ve örgütlediği işçi direnişleri nedeni ile sermaye yanlısı medya tarafından “Sarhoş İsmet”, “Komünist İsmet” işçilerin gözünde küçük düşürmeye çalışıldı ise de o işçilerin, işsizlerin gözünde “Yalınayak İsmet”, “Kara Kartal”, “İşçilerin Kartalı” diye anılırken arkadaşları ise ona “Kumandan” olarak hitap etti. Yaşadıklarını “Başım ağrıyor, olayları bir türlü derli-toplu anlatamıyorum.” diyerek 1975’de kaleme aldı. Anıları ise yıllar sonra arkadaşları tarafından kitaplaştırıldı.
Yalınayak İsmet, 16 Mart 1979’da yakalandığı kansere yenik düşer. Yalınayak İsmet, İstanbul Edirnekapı Mezarlığına defnedildi. Mezar taşındaki, “Kavgasına alkış istemezdi” sözü yaşamının özeti gibi.
Kaynak: Mezopotamya Ajansı/ Metin Yoksu