Diyarbakırlı yurttaşlar, artan ekonomik krize karşı iktidarın yardım etmek yerine halkan yardım toplamasına tepkili. 8 bin 684 iş yerinin kapandığı kentte yurttaşlar, ‘Böyle adalet olur mu?” diye soruyor
Türkiye’de ilk Koronavirüsü (Kovid-19) vakasının görüldüğü 10 Mart tarihinden bu yana 144 bin iş yeri “geçici” olarak kapatıldı, yaklaşık 5 milyon 100 bin kişi ise işsiz kaldı. Ekonomik kriz salgınla birlikte daha da derinleşirken, iktidarın açıkladığı önlem paketleri de eleştiri konusu oldu.
Krizin etkilediği kentlerden Diyarbakır’da ise 8 bin 684 iş yerinin kapanması ile birlikte 30 bin kişi işsiz kaldı.
Diyarbakırlılar, AKP+MHP iktidarının ekonomik krize karşı önlem almamasının yanı sıra, halktan bağış toplamasına tepkili.
‘Yardım talep ettim sonuçsuz kaldı’
Hayriye Sucu (40) işsiz ve sokağa çıkamadığı zamanlarda günü birlik işler veya yiyecek de bulamıyor. Mezopotamya Ajansı’na konuşan Sucu, 2 çocuğundan birinin sara hastası olduğunu, eşini kaybettiğini ve ihtiyaçlarını karşılamakta güçlük çektiğini anlatıyor. Sucu, “Şikayetçiyim bu durumdan. Benle iki kızım beraber rutubetli bir evde yaşıyoruz. Çok zor durumdayım. Kızım sara hastası. Yetkililerden yardım çağrısında bulundum ancak sonuçsuz kaldı” diyor.
‘Yasak ilan ediyorsan halka bakmak zorundasın’
Fırat Turan (28) da iş bulamayan gençlerden biri. Kendisi gibi çevresinde bulunan arkadaşlarının tamamının işsiz kaldığını belirtiyor. Turan ikamet ettiği Bağlar ilçesinde yaşanan yoksulluğa dikkat çekiyor: “Bağlar’ın 5 Nisan Mahallesine bir girin, 10 evden 8’i açtır. Geçenlerde mahalledeki herkese 3 ila 5 bin arası elektrik cezası kestiler. Hepsi yoksul. Ekmeği yok yesin, 5 bin ceza vermişler. Milleti resmen ölüme yolluyorlar. Şu Bağlar’ın arka sokaklara bir gidin bakın, o evlerden ağlayarak çıkarsınız. İnsanlar her şeyinden kısıyorlar. Devletin umurumda değil. Umurunda olsaydı bu insanlar bu halde olur muydu? Ne yapmış ben çevremde hiçbir şey göremedim. Haberlerde gösteriyorlar, birkaç kişiye paket gıda yardımı yapılmış. O paketin içinde erzak, en fazla ne kadar olabilir ki? Bir haftalık erzak. Sokağa çıkma yasağı veriyorsan, o zaman insanlara bakmak zorundasın. Nasıl halk vergisini veriyorsa sen de ona bakmak zorundasın.”
‘Böyle adalet olur mu?’
İşlettiği gümüş dükkanından birini kapatmak zorunda kalan esnaf Mehmet Yıldız ise iktidarın başlattığı yardım kampanyasına tepkili. “Bizden 10 TL isteyen devlet bize bir şey veremez” diyen Yıldız, iktidara şu sözlerle tepki gösteriyor: “Sokağa çıkma yasağı ilan edilirken esnafa yardım yok, esnaf kredisini verirken yardım yok, esnaf kirasını verirken yardım yok. Binlerce insana bakmakla yükümlü olan esnaf iş yerini kapatmak zorunda kalırken, elinde kalan tek şey cep telefonuna gelen yardım kampanyası mesajı. Böyle bir adalet olur mu?” diye sordu.
‘Ekmek verin çıkmasınlar dışarı’
Hasan Kaplan ise 35 yaşında tek böbrekle yaşamını sürdürmeye çalışan bir işsiz. Daha önce böbrek rahatsızlığı nedeniyle hafif işlerde çalıştığını dile getiriyor. Tek başına yaşamını idame etmeye çalışan Kaplan, “Benden daha mağdur olan insanlar var” diyerek şu sözleri dile getiriyor: “Sokağa çıkmayın diyorlar ancak elektrik, su ve kira parasını ödeyemeyen insanlar var. Zorunlu olarak dışarıya çıkıyorlar. Ekmek peşindeler. Ne yapacak bu insanlar? Ekmek su verin ki kimse dışarıya çıkmasın. İnsanlar çok zor durumda. Adamın dükkanı kapalı, kirasını ödemek zorunda. Nasıl ödeyecek?”
DİYARBAKIR