Kayyumun Cizre’de astığı tabelalarda Kürtçeye yer vermemesini değerlendiren HDP’li vekiller, ‘Kürde ve Kürtçe’ye tahammülsüzlük ve saygısızlık’ olduğunu belirterek, “Cizre özelinde Kürt ve Kürtçeye reddi ilan yapılıyor” dedi
29 Ekim 2019 tarihinde İçişleri Bakanlığı tarafından kayyum atanan Şırnak’ın Cizre Belediyesi, kentin girişi ve kimi tarihi yerlerine astığı tabelalarda sadece Türkçe ve İngilizceye yer verdi. Kentte tabelalarda Kürtçe’ye yer verilmemesi ise tepkiye neden oldu. Mezopotamya Ajansı’na konuşan Halkların Demokratik Partisi (HDP) Şırnak milletvekilleri de kayyum yönetiminde belediyenin Kürtçesiz tabelalarına tepki gösterdi.
‘Kürt ve Kürtçeye reddi ilan yapılıyor’
“Kürt halkı ve Kürtçeye dair asimilasyon ve inkar politikaları her geçen gün artarak sürüyor” diyen HDP’li Nuran İmir, tabelalarda Kürtçeye yer verilmemesini “Kürde ve Kürtçe’ye tahammülsüzlük ve saygısızlık” şeklinde değerlendirdi. İmir, “Muktedir gücüyle değerlerimizi görmezden gelerek, saygısızlık ederek, basitleştirmek ve hiçleştirmek istiyorlar. Bunları iktidarın kayyum zırhı ile yapıyorlar. Amaç Kürtlerin belleğini silmek, değerlerinden uzaklaştırmak ve bunları bir düşman hukuku çerçevesinde gerçekleştirmektir” dedi. Kürde ve diline karşı iktidarın tek seçeceğinin “inkar” olduğunu belirten İmir, “Artık herkes bunun net farkında. Cizre özelinde Kürt ve Kürtçeye reddi ilan yapılıyor. Şu çok iyi bilinmelidir; Binlerce medeniyete ev sahipliği yapmış olan kadim kentimiz, egemen güçlerin ve iktidarın asimilasyon, inkar politikalarına boyun eğmeyecektir” şeklinde tepkisini dile getirdi.
‘Yıllarca Kürtçe yasaklandı’
HDP’li Hasan Özgüneş ise, kayyum uygulamalarının AKP döneminde hayata geçirildiğine değinerek, 1924 Anayasası ile birlikte Türkiye’de “tek ulus” yaratma fikriyatı oluştuğunu ve bu doğrultuda başta Kürt halkı olmak üzere diğer azınlıkların Türkleştirilmesinin amaçlandığını ifade etti. Bu politikaların günümüze kadar sürdüğüne dikkati çeken Özgüneş, “Şark Islahat Planı ilk uygulamalardandır. Hayatın her alanında Kürt ve diğer azınlıklara dair ne varsa ortadan kaldırılmaya çalışıldı. Köy, şehir, dağ, ova, nehir, insan ve yer adları Türkçeleştirilmiştir. Yıllarca Kürtçe okuma, yazma, hatta konuşma, müzik yapma bile yasaklandı. Tabi ki Kürt halkının da karşı bir mücadelesi hep ola geldi. Ağır bedeller ödendi. Bu konuda ısrarcı olundu. Mücadele ile kimi haklar da elde edildi” diye konuştu.
‘Mücadelemiz devam edecek’
Kürtlerin 1999’dan bu yana yerel yönetimlerde ezilen halk ve inançlarla birlikte birçok yerde iradelerini açığa çıkardıklarını ve kendilerini yönetmeye başladıklarını belirten Özgüneş, “Bu durum, devletin yok etme ve tek etnisiteye dayalı yaratmak istediği tek ulus projesine karşı bir duruş ve darbe olarak görülerek, baskılar daha çok yoğunlaştırıldı. En son 2016’dan bu yana kayyımların dayatılması ve Kürde dair elde edilen tüm kazanımların ortadan kaldırılmasına başlandı” ifadelerini kullandı. Özgüneş, “Demokratik ulus temelinde tüm kimlik, inanç ve cinsiyetlerin özgürleştirilmesine dek mücadelemiz devam edecek ve etmelidir” dedi.
‘Kürde karşı değişen bir şey yok’
HDP’nin bir diğer vekili Hüseyin Kaçmaz da, geçtiğimiz günlerde Cumhuriyetin kutlanan yıldönümüne işaret ederek, “Cumhuriyetin temel dayanaklarından birisi egemenlik kayıtsız şartsız milletindir. Fakat Kürtler Cumhuriyetten bu yana sürekli bu kapsamın dışında tutuldu” dedi. Yıllardır iktidarların Kürtlere bakışının hiç değişmediğini söyleyen Kaçmaz, “Bir zamanlar olmadıkları iddia edilen Kürtlerin iradeleri hiçbir zaman devlet nezdinde kabul görmedi ve gasp edildi. Kürtlerin dili inkar edilerek asimilasyona devam edildi. Belediyelere önce kayyım atandı şimdi de Kürt dili üzerinde kıyım politikası öne çıkmış durumdadır. Kayyımın Kürt dilini yok sayma politikası Cumhuriyetten bu yana yani 100 yıldır Kürde karşı değişen hiçbir şeyin olmadığının ve asimilasyonun devam ettiğinin göstergesidir” değerlendirmesin bulundu.
ŞIRNAK