İnfaz Yasasıyla birlikte Soma Katliamı’ndan sorumlu 4 kişinin kısa sürede cezaevinden çıkabileceğini belirten Av. Seçil Ege Değerli, talep edilen cezanın verilmiş olması halinde böyle bir durumun yaşanmayacağını vurguladı
45 bin mahkumun tahliye edildiği İnfaz Yasası tartışılmaya devam ediyor. 301 maden işçisinin yaşamını yitirdiği Soma Katliamı davası da düzenlemeden etkilenen önemli davalardan. Soma Katliamı’nın ardından, 13 Mayıs 2014 tarihinde İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 2019 Nisan ayında maden ocağı işleticisi Can Gürkan’ı tahliye etmiş, kalan 4 sanık ise “taksirle ölüme sebebiyet vermekten” ceza vermişti. Dosya Yargıtay’da temyiz aşamasındayken, 7242 sayılı Ceza ve Güvenlik tedbirlerinin infazı hakkında kanun ile bazı kanunlarda değişiklik yapılmasına dair kanunla katliamın sorumlusu olarak cezaevinde bulunan 4 sanığın erken tahliyeleri gündeme geldi.
Mezopotamya Ajansı’ndan Sevda Aydın’a değerlendirmelerde bulunan, Soma Katliamı davası avukatlarından Seçil Ege Değerli, normalde 2028 yılında ancak koşullu salıvermeden yararlanabilecek olan tutuklu sanıklardan Soma Kömür İşletmeleri Genel Müdürü Ramazan Doğru ve Teknik Müdür İsmail Adalı’nın 2022 Eylül ayında, işletme müdürü Akın Çelik ve teknik nezaretçi maden mühendisi Ertan Ersoy’un ise bu yılın Eylül ayında cezaevinden çıkabileceklerini aktardı.
‘Şirketin patronu aklandı’
Bugüne kadar bir yıl olan denetimli serbestlik süresinin, düzenlemeyle birlikte üç yıla çıkarıldığını söyleyen Değerli, “Soma davasında ortaya koymaya çalıştığımız tüm deliller, yargılama kapsamındaki tanık beyanları, bilirkişi raporlarıyla örtüşmeyen bir cezalandırmayla karşı karşıya kalmıştık. Ve istinaf aşamasında da şirketin patronu aklanmış ve cezaevinden çıkmıştı. Can Gürkan’ın tahliyesi gerçekleşti. Alp Gürkan da beraat kararıyla cezalandırmanın dışında kalmıştı. İnfaz yasasıyla birlikte sanıkların cezaları 5-6 yıl arasında değişen şekilde öne alındı. Eğer mahkeme bizim talep ettiğimiz gibi olası kasıtla ölüme sebebiyet vermek ve kasten adam öldürmektir bir ceza vermiş olsaydı, 301 insanın ve ailelerinin hayatına mal olan katliamın sorumluları, bu kadar kısa bir sürede cezaevinden çıkmaları mümkün olmayacaktı” dedi.
‘Bu kişilerin maden işletmeleri bile mümkün’
Can Gürkan’ın maden işletmeciliği için ruhsatının verildiğini hatırlatan Değerli, “Bu kişilerin şu anda bir maden işletmeleri bile mümkün. Bu yöndeki yasaklama da kaldırılmış durumda. Yeni Somaların, yeni Ermeneklerin önü açılmış oldu” diye belirtti.
Soma davasında çıkan kararların, politik olduğunu vurgulayan Değerli, siyasi tutsakları, gazetecileri hukukçuları kapsam dışında bırakan infaz yasasının, iktidarın politik bir tercihi olduğunu belirtti. “Ceza yasaları, tüm iktidarların oluşturdukları rejimin bir parçasıdır. Yargının bağımsız olduğu söylense de düzenlenen ceza kanunlarıyla oluşturulmak istenen rejimin tipini çıkarırsınız” diyen Değerli, yeni infaz yasasıyla birlikte, iktidarın kimleri cezalandırmak, ıslah etmek istediği ve kimleri cezalandırmak istemediğinin görüldüğünü söyledi.
‘Devlet muhalefeti cezalandırmak istemekte’
Değerli sözlerini şöyle tamamladı: “Bugün gazeteciler, Selçuk Kozağaçlı gibi hukukçu arkadaşlarımız, ifade özgürlüğünü savunan insanlar cezaevinde.İnfaz yasasına karşı başta hukukçular olmak üzere toplumun pek çok kesiminden itirazlar oldu. Bun rağmen iktidar, yasayı muhalefeti daha fazla ezmek için bir sopa olarak kullandı. Devlet sadece muhalefeti ıslah etmek, cezalandırmak istemekte. İşçi, kadın katillerini, çocuk istismarcılarını, katliam yapan mafya çetelerini ise ıslah etmekten imtina ediyor. Bu durum siyaseten de içinde bulunduğumuz rejimin nereye doğru gittiğini de gösteriyor.”