Sendika başkanları bu yıl 1 Mayıs kutlamalarının odağında ‘işten çıkarmalar yasaklansın ve salgın döneminde işçiler için önlemler arttırılsın’ taleplerinin yer alacağını söyledi
1 Mayıs, Uluslararası Birlik, Dayanışma ve Mücadele Günü olarak ilan edildiği 1890 yılından bu yana dünyanın dört bir tarafında milyonlarca işçi ve emekçiyi meydanlarda bir araya getirdi. Türkiye’de yasaklı olduğu yıllarda dahi işçilerin sokakları doldurmaktan geri durmadığı bu yılki İşçi Bayramı’nda, tüm dünyaya yayılan koronavirüs salgını dolayısıyla kitlesel kutlamalar yapılamayacak. Milyonlarca işçi ve emekçi, bayramlarını işyerlerinde ve evlerinde kutlayacak.
Fakat Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK), Türkiye İşçi Sendikaları Konfederasyonu (Türk-İş) ve Hak İşçi Sendikaları Konfederasyonu (Hak-İş), tarihsel öneme sahip olması nedeniyle Taksim Meydanı’nda sembolik kutlamalar yapmak için İstanbul Valiliği’ne ayrı ayrı başvurularda bulundu. Bu başvurularına ilişkin henüz herhangi bir yanıt alamayan konfederasyonlar, bu yılın temel talebi olan “İşten çıkartmalar yasaklansın” şiarında ortaklaştı.
Farklı konfederasyonlara bağlı sendika yöneticileri ile pandeminin gölgesinde kutlanacak olan 1 Mayıs’ı ve taleplerini Mezopotamya Ajansı’ndan Tolga Güney’e değerlendirdi
Sosyal-İş: Mücadeleye devam
DİSK’e bağlı Türkiye Sosyal Sigortalar, Eğitim, Büro, Ticaret, Kooperatif ve Güzel Sanatlar İşçileri Sendikası (Sosyal-İş) Genel Başkanı Mustafa Ağuş, işçi sınıfının zorlu bir süreçten geçtiğini ifade ederek, böyle bir dönemde virüsten kaynaklı sokakta olamayacaklarını fakat bulundukları işyerlerinde kutlama yapacaklarını dile getirdi.
İktidarın pandemi sürecinde açıkladığı ekonomi paketlerine değinen Ağuş, bu süreçte en fazla mağdur olan işçilerin, beklediği yardımları alamadığını söyledi. Paketlerden işçilere dua etmek, işverenlere ise vergi indirimleri çıktığını ifade eden Ağuş, “Elbette bu sıkıntılı günleri atlatacağız ama işçi sınıfı bu zor günlerde kendisine uygun görülen bu günleri unutmamasını istiyorum. Bu çerçevede tüm işçi sınıfının umutlarını yitirmeden morallerini bozmadan mücadeleye devam etmelerini istiyorum. Bu vesileyle de bütün işçilerin 1 Mayıs’ını kutluyorum” ifadelerini kullandı.
Basın-İş: Her ev 1 Mayıs alanı
DİSK’e bağlı Türkiye Basın, Yayın, Matbaa Çalışanları Sendikası (Basın-İş) Genel Başkanı Faruk Eren de, tüm dünyada ilk defa 1 Mayıs kutlaması olmayacağına işaret etti. Salgına rağmen birçok işyerinde işçilerin çalışmak zorunda kaldığını dile getiren Eren, “İşçiler kendi hayatlarını ve ailelerinin hayatlarını riske atarak çalışmak zorundalar. İktidar salgına rağmen bu işyerlerini bir süreliğine de olsa karantinaya sokmuyor, sokamıyor. Bu çok acı bir hikaye. Daha dramatik hikaye de sağlık emekçilerinin durumu. Şu anda binlerce sağlık emekçisi enfekte durumda salgınla mücadele ediyor. Belki de bu 1 Mayıs’ta en çok öne çıkarılması gereken şey sağlık emekçilerinin durumu olmalı” diye konuştu.
Sağlık işçileri ile birlikte hayatı kolaylaştıran tüm emekçilere minnet duyulması gerektiğini belirten Eren, şunları söyledi: “Başka bir meseleyse sokaklara çıkamayacağız, miting yapılamayacak işçi sınıfı ve emekçiler taleplerini buralarda dile getiremeyecekler. O halde her ev bir 1 Mayıs evi olsun diyebilirim.”
Dev-Sağlık-İş: Yaşamak için
DİSK’e bağlı Devrimci Sağlık İşçileri Sendikası (Dev Sağlık-İş) Genel Sekreteri Erdoğan Demir ise, sağlık çalışanlarının en önemli talebinin çalışanlar arasındaki ayrımcı ve adaletsiz uygulamalara son verilmesi olacağını vurguladı. Bakanlığın sağlık çalışanları için tavandan ek ödenek yapacağını açıkladığını hatırlatan Demir, fakat taşerondan kadroya geçen ve halen taşeron olarak çalışan işçilerin bu ödenekten yararlanamadığını aktardı. Salgının ilk çıktığı andan itibaren “sağlık çalışanlarını koruyamazsanız bu virüsle baş edemezsiniz” dediklerini dile getiren Demir, “Geldiğimiz noktada gördük ki 3 binden fazla sağlık çalışanının enfekte olduğu bir durum söz konusu. Belki daha fazladır. Özellikle bu 1 Mayıs’ta “yaşamak ve yaşatmak için 1 Mayıs” diye bir talebimiz var. Bunu bir miktar daha hastanelerde ve işyerlerinde görünür kılacağız” dedi.
Kapitalizm işçilere ölümü dayatıyor
Salgın dolayısıyla bu yılki 1 Mayıs’ı kitlesel olarak meydanlarda kutlayamayacak olsalar da, “Kalbimizin attığı her yer 1 Mayıs alanıdır” diyen Demir, sözlerine şöyle devam etti: “İşçilerin kendi talebini en yüksek sesle dile getirmesi gerektiği bir dönemden geçiyoruz. Çünkü sokağa çıkma yasakları bile işçilerin gözden çıkarıldığını gösteren bir durum. Dolayısıyla kapitalist düzen işçilere ölebilirsiniz diyor. 1 Mayıs’ı da bütün dünya işçi sınıfıyla bu pencereden örgütlememiz gerekiyor.”
Deriteks: Kararlar işçinin değil sermayenin yararına
Türk-İş’e bağlı Deri, Dokuma ve Tekstil İşçileri Sendikası (DERİTEKS) Genel Başkanı Musa Servi de kitlesel kutlamalarında yapılamadığı bu pandemi sürecinde işçilerin anayasal haklarının da ellerinden alındığını kaydetti. Servi, örnek olarak ise salgınla birlikte işçilere ücretsiz izin dayatması yapılması ve işçilerin sokağa çıkma yasaklarından muaf tutulduklarını gösterdi. Alınan her kararın sermaye lehine olduğunu söyleyen Servi, bundan dolayı geçmiş senelere göre daha büyük taleplerin olması gerektiğini dile getirdi. En önemli taleplerinin üretimin durdurulması olacağını söyleyen Servi, işçilerin temel ihtiyaçlarının da işsizlik fonundan karşılanması gerektiğini belirtti.
1 Mayıs fabrikalarda kutlanacak
İşçilerin bu talepler altında birleşmesi gerektiğini vurgulayan Servi, “İşçiler kesinlikle yılgınlığa kapılmamalı. Bulunduğumuz fabrikalarda gücümüz oranında taleplerimizi söyleyeceğiz. Bunun güçleri oranında her fabrikadan bekliyoruz. Fabrikalarda sosyal mesafeyi koruyarak, dövizler ve pankartlar ile 1 Mayıs’ı karşılayacağız” dedi.
Liman-İş: Vergide adaletsizlik için
Hak-İş’e bağlı Türkiye Liman, Deniz, Tersane, Depo İşçileri Sendikası (Liman-İş) İstanbul Şube Başkanı Sinan Ceviz ise, bu sene en önemli taleplerinin pandemi sürecinde işten atılan işçilerin işlerine geri dönmesi olduğunu ifade etti. Pandemi sürecinde sendika yetki tespiti işlemlerinin ertelendiğini hatırlatan Ceviz, “Bu yasanın geri çekilmesi ve sendikal faaliyetlerin sürdürülebilir olması gerekir. Ulaşabilir sağlık hizmetinden tutalım da vergide ki adaletsizlik meselesine kadar taleplerle ilgili 1 Mayıs hazırlıklarımızı yapıyoruz. Önümüzdeki hafta uygun olan işyerlerinde işyeri kutlamaları yapıp 1 hafta boyunca 1 Mayıs üzerinden taleplerimizi ifade edeceğiz” diye konuştu.
Sendikalara çağrı
1 Mayıs’ın tek başına bir mitingden öte tarihsel bir anlamı olduğunun altını çizen Ceviz, pandemi koşullarında birlik ve dayanışmayı güçlendirmenin önemi üzerinde durdu. “Çalışırken ölmek istemiyoruz” talebinin işçi sınıfının ortak talebi haline geldiğini ifade eden Ceviz, konfederasyonların “Virüsün çıktığı işyerlerinde yaygın test uygulanması ve ücretli izin” talepleri etrafında birleşmesi gerektiğini söyledi. Ceviz, işçilerin kendisini ifade edebildiği tek günün ayrılıkların ve yasakların gölgesinde geçmemesi gerektiğini kaydetti.
HABER MERKEZİ