Aylardan ağustostu, Êzidîler önce 72 millete sonra kendilerine dua ediyordu. Çocuklar bayramlıklarını giymişti. 3 ağustos 2014’de 73. fermanla uyandılar, dua ettikleri kaç millet duydu onları bilinmiyor. Ama biliyorlardı hegemonlar, kendinden önce 72 millete dua edeni imha ediyordu. DAİŞ yaklaşınca sorumlu olan yerel ve merkezi devlet güçleri bir anda Şengal’i terk etti. Kadın, Kürt ve Êzidî oldukları için onları üç kat ölüme, katliama, göçe, tacize, tecavüze, açlığa, susuzluğa, çocuk katliamına, asimilasyona, kadın soykırımıyla yüz yüze bıraktı. Êzidîlere ferman içinde fermanlar uygulandı, Süryani, Arap, Türkmen, Asuri kadınlar pazarlara sürüklendiler.
Bu soykırıma neden olanlar da sessiz kalanlar da en küçük yardımları üç kat fazlasıyla insanlık dışı politikalarını örtbas etmek için 73 fermanın toplamı kadar kadın soykırımı uyguladı. Avrupa psikolojik destek adı altında yüzlerce genç Êzidî kadını reklam aracına dönüştürdü. Ele geçirdiği Êzidî kadınları her gün TV’lere çıkartıp Alman devletine teşekkür ettirip, DAİŞ’in onlara uyguladığı işkenceleri, travmalarını kendi çıkarı için tazeleyerek asimilasyon, soykırım uyguladı. Irak federasyonu, Lübnan, Ürdün, Türkiye kamplarında fuhuşa, pazarlara sürülen uygulamalar tarihte görülmemiş soykırımlara dönüştü. Pazarlayan devletlerin haritası genişledi. Arabistan, Katar, BAE ve daha birçokları eklendi. Aynı oranda saldırı alanları (Raqa, Dêrazor, Kobanê, Efrîn …) da genişletildi.
Katliamı popüler olmak için kullananlardan, kendini onlar üzerinden medyatik yapanların da az olmadığı kaos ortamında; yazan, çizen, araştıranlar, Êzidîleri mi, kimliklerini mi, inançlarını mı, DAİŞ’i mi, onları kamplarında pazarlayanları mı eleştiriyor belli değildi. Ama 73 fermandan direnişe geçen kadınlar hegemonların görmezden gelişlerine aldırmadan direnişin çaresiz olmadığını dünyaya gösterdi. İlk saldırı anından itibaren direniş tarihlerinden beslendikleri Edûl ve Derwişlerin 12 süvarisinden 9’u onbinlerce Êzidîye koridor açarak kurtardı. Kurdistanî belediyeler ilk yaşam alanlarını açtı. Kadınların öz savunması YJŞ (Şengal Kadın Birliği) ilk aylarda kuruluşunu ilan etti.
Kadın meclisini oluşturdu. Şengal’in uluslararası özerk bölge ve öz savunmalarının kabul edilmesi çalışmalarını başlattı. Zorla Alıkonulan Kadınlar İçin Mücadele Platformu oluşturuldu. DAİŞ’in elinden mücadele ederek kurtulanların öyküleri dilden dile yayılmaya başladı. Kendi muhteşem direniş öyküsünü anlattı. ‘…ben DAİŞ’in eline geçtiğim andan itibaren kaçma planları yapmaya başladım. Her kaçış denememde cezalandırmak için farklı bir erkeğe satıldım, otuza yakın farklı erkeğe pazarlandım, kaçmamam için ayaklarımın altı kızgın demirlerle yakıldı. Kaçmayı başardım. Beni rehabilitasyonlar derman edemez, ben YJŞ’ye katılırsam derman bulurum…’ öyküsüyle kadın özgürlük mücadelelerine ilham veriyordu.
Şengal kadın meclisinin ilanıyla dünyadan 73 kadın örgütü 3 ağustos gününü ‘Kadın Soykırımına Karşı Mücadele Günü’ olarak ilan etti. Her yıl 3 ağustosta eş zamanlı siyah kurdelelerle dünyada bir dakikalık sessizlik eylemi yapılmaktadır. Tüm kadınlara katılım çağrısıyla…