Uruguaylı siyaset kuramcısı Raúl Zibechi: Yeni, tüm dünyada aynı anda, hatta tüm ülkede aynı anda inşa edilmiyor. Yeni dünya, Chiapas ya da Rojava’daki kadınlar, köylüler tarafından yaratılıyor
Hüseyin Kalkan
Koronavirüsün tüm dünyaya yayılması ile beraber kapitalist sistem de yoğun bir tartışmanın konusu oldu. Dünya nereye gidiyor, kapitalizm yeni bir evreye geçerek daha ağır bir sömürü çarkı ile egemenliğini derinleştirecek mi yoksa yolun sonuna mı geldi? Alternatifler ne? Toplumlar bu salgın, ekolojik yıkım ve sömürü çarkına karşı ne yapabilir? Bugünlerde çoğumuzun zihnini meşgul eden bu soruları dünya aydınlarına sormaya devam ediyoruz. Bu defa ki konuğumuz Uruguaylı yazar ve siyaset kuramcısı Raúl Zibechi. Kapitalizmden Kürt toplumunun alternatif modeline, Zapatistalara uzanan bir ufuk turu çıktı söyleşiden.
- Birleşmiş Milletler ve Avrupa Birliği gibi tüm uluslararası organizasyonlar çöktü. Kapitalist sistem sadece Marksistler tarafından değil tüm dünya tarafından tartışılıyor. Salgınla birlikte bir komünist ütopya mümkün mü?
Komünist ütopya dediğiniz yeni tip bir toplum ya da, Zapatistaların dediği gibi yeni bir dünya olabilir. Bu toplum türü, çok istikrarlı ve uyumlu topluluklara dayanan uzun mücadele dönemlerinde hazırlanan kolektif özneler tarafından ancak çok organize ve bilinçli bir şekilde inşa edilebilir. Şayet önceden oluşturulmuş kolektif bir özne varsa, bunun uluslararası organizasyonların çöküşünün yardımcı olacağı doğru.
Latin Amerika’daki yerli haklar, Suriye’nin kuzeyindeki Kürtler ve kıtamızdaki bir avuç kentli grubun deneyimi, bu inşa edişlerin uzun zaman aldığını gösteriyor. Çünkü her şeyden önce, belirli hedefler etrafında toplanıp, sağlık, eğitim, zirai ilaçlar içermeyen organik mahsullerin üretimi ve azar azar toprakları özgürleşmiş alanlara dönüştürmek gibi süreçlerden geçmek gerekiyor.
Bu süreç Zapatistalar için karanlık ve sessizlikte çalışarak 10 yıl sürdü. Ve ardından toplumsal faaliyetler için de bir 20 yıl. On yıldan az bir sürede sağlam bir şey elde edilebileceğini düşünmüyorum. Bu yüzden pandemi zamanında zaten aktif olan hareketlerin yeni bir dünya yaratmak konusunda daha avantajlı olduklarını düşünüyorum.
Başka bir şey daha. Yeni, tüm dünyada aynı anda, hatta tüm ülkede aynı anda inşa edilmiyor. Bu anlamda sosyalist devrimin hayali çok az kullanışlıdır. Yeni dünya, Chiapas ya da Rojava’daki kadınlar, köylüler tarafından yaratılıyor.
- Virüs adeta kitleleri gönüllü olarak evde kalmaya zorlamışken, devletleri kim zorlayacak, kolektif bir dayanışma ağı kurmaya?
Ulusal düzeyde düşünürsek Asya ülkelerinin bu konuda en sağlam olduğunu düşünüyorum. Dürüst olmak gerekirse, halklardan halklara dayanışma kurmak isteyen ülkelerin olduğuna dair en ufak bir güvenim yok. Küba bir istisna olabilir ancak, Çin yardım gönderdiğinde, bunu kendini küresel bir güç olarak daha iyi konumlandırmak için yapıyor.
Sistem karşıtı hareketler olarak, mücadeleden mücadeleye, öğrenerek genişleyerek ve gerektiğinde sağlam bir dayanışma göstererek birbirimize yardımcı olabileceğimizi düşünüyorum.
- Dünya çapında bir dayanışma ağı oluşturmada Türkiye, Suriye, Irak ve İran’da önemli ağırlığı olan ve kolektif yaşama yatkınlıklarını ortaya koymuş olan Kürtleri ve Kürt siyasetinin nasıl bir katkısı olur?
Bakın böylesi durumlarda örneklere ilerlemek en iyisidir. Zapatistalar, bir sağlık ağına, batı ve geleneksel tıpla çalıştıkları yüzlerce sağlık karakoluna, kliniklere ve hastanelere sahipler. Bu ağ önemlidir çünkü toplumun yaşam kalitesini sürdürmesi anlamına gelir. Ve bu kendi kendini sürdürebilen bir ağdır, devlete bağlı değildir.
Kürt halkının nasıl başka bir toplum türü yarattıkları, saldırılara karşı kendilerini nasıl savundukları, kadınların rolü, taban örgütlenmesi ve yarattıkları demokratik toplum konusunda dünyaya katlı sağlayacaklarına inanıyorum. Batı emperyalizmi ve kapitalizmin son fırtınasında hayatta kalmak için Nuh’un gemisi gibi gemiler inşa etmek için bunu bilmek dünyadaki diğer insanlar için oldukça önemlidir.
- Türkiye’de Kürtler uzun süredir ötekileştiriliyor. Koronavirüs salgınına rağmen 8 Kürt belediye eşbaşkanı görevden alındı. Bu gelişmeler hakkında ne düşünüyorsunuz?
Türkiye ve Erdoğan hükümeti, Nazilerin Yahudilere, Çingenelere ve diğer azınlıklara karşı olduğu kadar aşırıcı. Hatta durumun bundan daha da ciddi olduğunu söyleyebilirim, çünkü Türkiye’yi üç ana küresel gücü destekliyor: ABD, Rusya ve Çin. Yani Türkiye’nin freni yok, bunun için Türkiye’ye sınır koyacak güçlü bir ülke de yok. Bunu yapabilecek olan sadece HDP’yi oluşturan Kürtler ve destekleyen diğer gruplardır. Başka bir deyişle, bu devletlerin halklara karşı mücadelesidir.
Benzer bir tutuma sahip başka ülkeler de var… Tamillere karşı Sri Lanka, Filistinlilere karşı İsrail, Müslümanlara ve diğer insanlara karşı Çin ve Rusya’dan ve daha fazlası. ABD’nin de yerli halklara karşı izlediği yol budur. Ama şimdi çok daha fazla güç, düşen bir dünya ve halkların direnme ve hapishane parmaklıklarını kırma ihtimali var.
- Bu kapitalizmin insanlığa son saldırısı mı?
Şüphesiz elitler bu krizi insanlara diz çöktürerek kendi çıkarlarına uygun bir biçimde çözmek için çabalıyorlar. Koronavirüsün yarattığı krizden çıkış yolu başka krizler doğuracaktır. Bunlardan biri Çin’in yükselişi karşısında Batı’daki kriz. (Fakat Çin de eşit derecede kapitalist bir ülkedir.)
Kapitalizmin krizinin, merkezi olan ABD ve Avrupa’da daha belirgin olacağını düşünüyorum. Çünkü neoliberalizm oradaki devletlerin güvenilirliğini yok etmeyi başardı. Problem elitlerin düşüşten kaçınmak için toplumu militarizi etmek istemeleridir. militarizme nasıl göğüs gereceğimiz bizim temel problemimizdir.
Suriye savaşındaki Kürt özerkliği pandemi dediğimiz bu küresel fırtınaya oldukça benzer. İşte bu yüzden Kürtler bize yarattıkları yapıyı nasıl inşa ettiklerini gösterebilirler.
Çeviri: Mehmet İnanç
Raúl Zibechi Kimdir?
Raúl Zibechi 1952 yılında Uruguay’ın Montevideo şehrinde doğru. Eserleri öncelikle yaşadığı ve geldiği Latin Amerika’daki toplumsal hareketlerle ilgilidir. Gazeteci, yazar, aktivist ve siyasi kuramcı olan Raúl, Latin Amerika’daki devrimci bir mücadelenin parçası olduğu için iktidara gelen askeri diktatörler tarafından sürgün edilir. Uzakta olmasına rağmen ülkesi Uruguay için mücadele etmeye ve yazmaya devam eder. Ve nihayet diktarörlük devrildiğinde ülkesine geri döner.
Raúl için yazmak politik bir araçtır ve bu nedenle çok sayıda önemli eser ve makaleye imza atmıştır.
İktidarı Dağıtmak, Arjantin’de İsyan, Direnen bölgeler: Latin Amerika Sosyal Hareketlerinin Kartografyası kitapları Raúl’un başka dillere çevrilen ve en çok yayınlanan kitaplarındandır.