Belediyelerin yardım kampanyalarının engellemesine tepki gösteren CHP’li Özgür Karabat ve HDP’li Hüda Kaya, baskılara rağmen belediyelerin görevini yerine getirdiğini belirterek, “Hizmet ve iyilik adına ne görürse saldırır hale geldiler” dedi
Koronavirüs (Kovid-19) salgını Türkiye’de yayılmaya başlamasıyla birlikte CHP ve HDP’li belediyeler destek ve yardım kampanyalarıbaşlatmıştı. Ancak bu durumdan rahatsız olan iktidar bu yardım ve kampanyaları engellemek için elinden geleni yaptı. İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, koronavirüs salgınından etkilenen yurttaşlar için yardım kampanyası başlatan Ankara ve İstanbul başta olmak üzere muhalefet belediyelerini engellemek amacıyla 31 Mart’ta valiliklere genelge gönderdi. Tepkilere neden olan bu genelgeye AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, 1 Nisan’da yaptığı konuşmada “Kampanyayı devletimiz yürütüyor. Devlet içinde devlet olmanın anlamı yoktur” sözleriyle destek verdi.
‘Bütün yetkiyi merkezde toplama gayretindeler’
Mezopotamya Ajansı’ndan Naci Kaya’ya konuşan CHP İstanbul Milletvekili Özgür Karabat, AKP’nin yerel seçimleri kaybetmesinin ardından bütün yetkiyi merkezi yönetime toplama gayretinde olduğunu söyledi. Karabat, AKP’nin bu anlayışından dolayı belediyelerin ekonomik açıdan ciddi anlamda etkilendiğini dile getirdi. Belediyelerinin imkanlarının kısıtlamasına ve tüm baskılara rağmen kararlılıkla halkla buluşma noktasında taviz vermeden görevini yerine getirdiğini ifade eden Karabat, belediyelerinin salgına ilişkin yaptığı yardımların ve kampanyaların engellemesini, “AKP’nin kayyımcı anlayışının başka bir şekilde tezahür etme hali” olarak tanımladı. Karabat, İstanbul Büyükşehir Belediyesi başta olmak üzere diğer belediyelerinin salgın süreci boyunca halka dayanışmayı birinci öncelik haline getirdiği de vurguladı. Dayanışmanın tüm baskılara rağmen devam edeceğinin altını çizen Karabat, AKP’nin halka desteği kesen bu anlayışının ilk genel seçimde kaybettireceğini kaydetti.
‘Hizmet ve iyilik adına ne görürse saldırır hale geldiler’
HDP İstanbul Milletvekili Hüda Kaya ise, yıllardır belediyelerinin birçok alanda yürüttüğü hizmetlerin engellendiğini ve atanan kayyumlarla belediyelerinin gasp edildiğini anımsattı. Kaya, “Meclis’te ve Türkiye’nin geneline bütün bunları anlatmaya çalıştıkça ‘terör’ ithamlarıyla diğer parti ve çevrelerde görünmez kılınmaya, sesimiz, feryadımız ise işitilmez edilmeye çalışıldı” dedi. Sistem ve iktidar güçlerinin başta İstanbul Büyükşehir Belediyesi olmak üzere diğer bazı büyükşehir belediyelerini kaybetmesinin ardından kin, nefret ve intikam histerisine tutulduğunu söyleyen Kaya, “Hizmet ve iyilik adına ne görürse saldırır hale geldiler” ifadelerini kullandı.
‘Halka giden hizmetleri engelleme zamanı değildir’
HDP’li Kaya, salgınla mücadele etmenin zorunlu olduğu böylesi bir süreçte AKP’nin icraatlarının “beceriksizlik ve yönetim sorunu” olarak değerlendirilmesini doğru bulmadığını da ifade etti. Kaya, nedenini ise şöyle açıkladı: “AKP zaten neredeyse tüm politikalarıyla halkın değil, bir avuç yandaşıyla kendi saray ve saltanatını güvence altında tutmaya çalıştığını biliyorduk. Fakat salgın sürecinde iyiliğe, hizmete ve halkın memnuniyetine yönelik yaptıkları engellemeler, şimdiye kadarki en ileri ihanetlerini gerçekleştirdiklerini gösteriyor. Bu yapılanları basiretsizlik olarak değerlendirmek mümkün değil. Gayet bilinçli bir şekilde ihanete sebep olduklarını fark etmek gerekiyor.” Halkların onurlu bir yaşam hakkı için dayanışmanın hayati bir öneme sahip olduğunun altını çizen Kaya, iktidara, “İyiliğe engel çıkartmak, nefretle muhaliflere saldırmak ve halka giden hizmetleri engelleme zamanı değildir” diyerek seslendi.
İSTANBUL