CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Meclis’in kuruluş yıl dönümü için taptığı konuşmada “Tüm toplumsal, siyasal ve kültürel kesimlerin katılımı ile yeni bir demokratik Anayasa yapmalıyız” dedi.
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Meclis Genel Kurulu’nun 23 Nisan Özel Oturumu’nda konuştu. Meclis’in açılışının tarihçesine değinen Kılıçdaroğlu, çocuklara seslenerek, “Umudumuz, geleceğimiz olan çocuklar, TBMM’nin açılışının tarihsel anlamı şudur; hakimiyet artık milletin olmuştur” dedi.
Kılıçdaroğlu, Meclis’in çok partili döneme ve demokrasiye geçişte önemli kararlar alan bir yer olduğunu belirterek, Meclis’in hakkı ve hukuku savunduğunu sözlerine ekledi. Bugün sorunların olduğunu ve bu sorunları ivedilikle çözülmesi gerektiğini ifade eden Kılıçdaroğlu, Meclis’e bu bağlamda önemli görevler düştüğünü söyledi. Kılıçdaroğlu, “Sorunların kaynağı, bu Meclis’i etkisizleştiren darbeciler ve bu darbe yasalarıdır, darbe hukukudur. Sorunları sağduyuyla, akılla, bilimle, bilgiyle birlikte aşmamız gerekiyor. Ön yargılarımızdan arınarak aşmamız gerekiyor. Ölçümüz, vatanımızın ve milletimizin çıkarlarını esas almak olmalı” diye konuştu.
Kılıçdaroğlu, hedefin Cumhuriyeti demokrasi ile taçlandırma olması gerektiğini vurgulayarak, “Gelin bu anlayışla sorunları çözmeye çalışalım” diyerek, 16 maddelik bir çağrıda bulundu.
Kılıçdaroğlu’nun açıkladığı 16 madde şöyle:
“* Tüm toplumsal, siyasal ve kültürel kesimlerin katılımı ile yeni bir demokratik Anayasa yapmalıyız. Bu Anayasa’nın temeli kuvvetler ayrılığı ilkesine dayanmalı, denge denetim esası sağlanmalıdır.
* Yeni Anayasa’nın omurgasını Cumhuriyet’in demokrasi ile taçlandırılması olarak nitelendirdiğimiz yeni ve güçlü bir demokratik parlamenter sistemi oluşturmalıyız. Demokrasi ile taçlandırılmış Cumhuriyetimizde fikir, düşünce, inanç özgürlüğü ile medya ve sendikalaşma dahi örgütlenme özgürlüğünün önündeki tüm engellerde kaldırılmış olacaktır.
* Kuvvetler ayrılığı ilkesinin ve hukuk devletinin en önemli ayaklarından biri olan yargı bağımsızlığı kesin olarak sağlanmalıdır. Adalete erişim hakkının önündeki tüm engeller kaldırılmalıdır.
* Kuvvetler ayrılığı ilkesinin bir diğer önemli ayağı da yasamadır. TBMM’de milli iradenin en geniş haliyle temsil edilmesini sağlayacak yeni bir seçim sistemi yaşama geçirilmelidir. Ayrıca siyasetçi ile vatandaş arasındaki güveni güçlendirmek için yeni bir siyasi ahlak yasası çıkarılmalıdır.
* Kuvvetler ayrılığı ilkesinin bir diğer önemli ayağı yürütmedir. Yürütme tüm icraatıyla mutlak denetime ve hesap verilebilirliğe açık olmalıdır. TBMM adına görev yapan Sayıştay, tüm kamu kurum ve kuruluşlarını denetlemelidir. TBMM’de kurulacak kesin hesap komisyonunun başkanlığı da muhalefet partilerine verilmelidir.
* Yerel yönetimler rant ilişkilerini düzenleyici kurumlar olmaktan çıkarılmalı, refah devletinin asli unsurları haline getirilmelidir. İyi tanımlanmış bir iş birliği ve iş bölümü çerçevesinde yerel yönetimlerin işlevi arttırılmalıdır.
* Kamu istihdamında liyakata dayalı personel politikasına ivedilikle geçilmelidir.
* Liyakata dayalı istihdam politikaları kapsamında eğitim, sağlık, sosyal güvenlik ve güvenlikte sıfır istihdam açığı hedeflenmelidir.
* Vatandaşlarımıza asgari bir gelir güvencesi sağlanmalı, bu bağlamda aile yardımları sigortası kanunu çıkarılmalıdır.
* Demokratik standartlarda adalete ve denetime açık bir kamu ihalesi sistemine geçilmelidir.
* Ücretliler üzerindeki vergi yükü makul düzeylere çekilmelidir.
* TÜİK verilerine göre her 3 kişiden biri kayıt dışıdır. Kayıt dışı istihdamla toplumsal destek sağlanarak mücadele edilmelidir. Mücadelede en etkili yolun sendikalaşma olduğu artık bilinmelidir.
* Türkiye yeni bir planlama anlayışı çerçevesinde katma değeri yüksek ürün üretme hedefine kilitlenmelidir. Tüm üretim politikaları ve diğer üretim biçimleriyle tümüyle ekolojik olmalıdır.
* Sağlık hizmetlerine ön koşulsuz erişim bir haktır ve ücretsiz olmalıdır. Koruyucu sağlık hizmetleri bu doğrultuda planlanmalıdır.
* Planlamada tarım temel stratejik sektörlerden biri olarak ele alınmalıdır. Bu bağlamda gıdaya sağlıklı koşullarda erişim hakkına ilişkin yasal düzenlemeler yapılmalıdır.
* Eğitim, Türkiye’nin kalkınma stratejisinin en önemli parçası olarak yeniden ve paydaları ile birlikte planlanmalıdır. Eğitim politikalarının tek hedefi, fikri hür, vicdanı hür nesiller yetiştirmek olmalıdır. Üniversitelerimizde her türlü düşünce, fikir özgürce tartışmalı, her türlü bilimsel çalışma özgürce yürütülmelidir.”
HABER MERKEZİ