İSİG Meclisi’nden Gizem Argunşah çıkarılan torba yasayı değerlendirdi
Dünyada olduğu gibi Türkiye’de de hızla yayılan koronavirüs salgını nedeniyle ekonomik açıdan pek çok yurttaş zor durumda. Koronavirüsü ileri sürerek, işvereni önceleyen ve işçiyi öteleyen bir durumun ortaya çıkmasına neden olan durumun ise, geçtiğimiz günlerde Meclis Genel Kurulu’nda görüşülerek kabul edilen 62 maddelik torba yasa olduğu belirtildi. Binlerce işçinin işine son verilmesine yol açan ‘Salgınının Ekonomik ve Sosyal Hayata Etkilerinin Azaltılması Hakkında Kanun ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Kanunu’ ile işverenlerin üç aylığına işçileri işten çıkarması yasaklanırken, diğer yandan işçilerin üç ay boyunca ücretsiz izne çıkarılmasına olanak tanındı.
İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği (İSİG) Meclisi’nden Gizem Argunşah, torba yasayı ve salgının emek alanında yarattığı kriz ile bu krizin kadınlar üzerindeki yansımalarını Jinnews’ten Melike Aydın’a değerlendirdi.
Torba yasadaki kimi maddelerin iş kanunu ve ilgili bazı kanunların kapsamına dahil edileceğini söyleyen Argunşah, bu maddelerin tamamen işverenin lehine olduğunu vurguladı. Argunşah, “İş Kanunu’na entegre edilecek olan geçici madde 10’da maddenin yürürlüğe girdiği andan itibaren 3 ay süreyle aslında işten çıkarma yasağı olarak servis edilen durumun işten çıkarma yasağı olmadığı ve tamamen işveren lehine bir hamle olduğu açıkça görülmektedir” dedi.
İşten çıkarmalar ile ilgili net veriler olmadığı için cinsiyet dağılımını bilemediklerini söyleyen Argunşah, kadınlara
toplumsal cinsiyet rolleri gereği evde çocuk ve yaşlı bakımının dayatıldığını kaydetti. Argunşah şöyle devam etti: “Kadınlar evin geçimini bire bir sağlamadıkları gerekçesiyle güvencesiz çalışma koşullarına sahipler ve işverenlerce ucuz emek gücü olarak görülmektedir. Bu durum işyerlerinde işten çıkarmalarda ilk vazgeçilen çalışanların kadınlar olacağını göstermektedir.
Bu süreçte işini kaybetme riski yaşayan kadınlar hem çok daha kötü koşullarda, esnek saatlerde çalışmak hem de evindeki bakım ihtiyaçlarını gidermek durumunda kalıyor.”
İşyükleri daha çok Tam izolasyonun sağlanması gereken salgın sürecinde çalışmak zorunda olan kadınların yaşadıkları evin iş yükünü göğüslemek zorunda kaldığını ve evdekilere de virüs taşıyabileceğini söyleyen Argunşah, “Çoğu işyeri göstermelik önlemler alarak salgın sürecinde çalışanların güvenliğini sağladığını beyan ediyor, ancak bizler biliyoruz ki Covid-19 tanısı konmuş çalışanların bulunduğu işyerlerinde hâlâ üretim devam etmekte ve biyolojik güvenlik önlemleri yeterince alınmamaktadır” ifadelerini kullandı.
Sorun derinleşti
Bazı şirketlerin evden çalışma düzenine geçtiğini, fakat karantina sürecinde kadınların evdeki iş yüklerinin normalden daha fazla olduğunu ifade eden Argunşah, kadının ev içinde emeğinin görülmediğini ve sorunun daha fazla derinleştiğini dile getirdi. Argunşah, kadınların okulu kapalı olan çocuklara, bakıma muhtaç yaşlı bireylere ya da izne ayrılmış eşe kahvaltısını, öğle yemeğini, akşam yemeğini hazırlama, bulaşıkları yıkama, çamaşırları yıkama gibi ev işleri daha da yoğunlaşmıştır ve kadın hem evden bilgisayar üzerinden işlerini yürütmek, görüşmelerini sağlamak hem de evdekilerin bakımını gerçekleştirmek zorunda kaldıklarını söyledi. Uzaktan çalışma başlığı ile İş Kanunu’nda 14. maddeye 2016’da ek düzenleme getirildiğini, salgın sürecinde Türkiye’deki kamu çalışanları için de evden çalışma ile ilgili bir genelge yayınlandığını hatırlatan Argunşah, bu açıdan bakıldığında uzaktan/evden çalışmanın yeni bir dünya düzeni inşasına tekabül edebileceğini, bunun salgın sonrasında da yaygınlaşabileceğini söyledi.
Birçok açık var
Evden çalışmanın hak kaybına oldukça açık olduğunu, iş sözleşmelerinde çalışma süreleri, ücret gibi parametrelerin açıkça belirlenmesinin önemli olduğunu vurgulayan Argunşah, işçi sağlığı ve iş güvenliği açısından uzaktan çalışma sınırlarının henüz net bir şekilde belirlenmemesinden dolayı bu alanda birçok açığın bulunduğunun altını çizdi.
Güvencesizler
Bazı araştırmaların salgın günlerinde ev içi şiddetin arttığını ortaya konduğunu kaydeden Argunşah, evden çalışma modelinin kadınlar için daha güvencesiz ve ev içi şiddetle daha çok yüz yüze geleceği bir çalışma ortamına dönüşebileceğine dikkat çekti. Uzaktan çalışmanın tüm işçiler için sorun yaratacağını ancak kadınlar açısından ev içindeki işleri kabullenme, boş duracağına asıl yapması gereken ev işlerini yapma gibi ödevler ile sonuçlanacağından, daha yıkıcı bir psikolojik etkiye sahip olacağını belirtti.
Kadınlara yüklenmemeli
Gizem Argunşah, alınması gereken önlemlere ilişkin şöyle dedi: “Acil ve zorunlu olmayan üretim durdurulmalı ve işçilerin evlerinde olmaları sağlanmalı, işten çıkarmalar yasaklanmalı ve işçiler tam güvence altına alınmalı, temel ihtiyaçlar karşılanmalı, kira, fatura gibi ödemeler işçiye yüklenmemeli ve gıda yardımları yapılmalı, işçilere evde oldukları süreler için ücretli izin verilmeli, hak edilen yıllık izinlerin zorla kullandırılmasının veya ücretsiz izne ayrılmanın önüne geçilmeli, ev içi işler kadınların omuzlarına yüklenmemeli, çalışmanın devam etmesi gereken işyerlerinde koruma önlemleri alınmalı.”
İZMİR