Rize Valisi çay üreticilerinin kente girişini yasakladı. Bu yıl 40 bin Gürcü işçi çay toplamaya gelemiyor. En az 50 bin çay üreticisinin Rize’ye girişinin yasaklanmasıyla 100 bin kişilik iş gücü azaldı
Doğu Karadeniz bölgesinde halkın büyük bölümü çay üretimi yapmakta. Geçtiğimiz günlerde çay üretiminin risk altında olduğunu gösteren bir haber gazetemizde yer almıştı. Aynı günlerde Rize Valiliği kent dışında yaşayan üreticilerin 30 Nisan tarihine kadar kente gelmeleri halinde izin verileceğini açıklamıştı. Ancak yine aynı Rize Valiliği, çay tarımı için Rize’ye gelmek isteyen yaklaşık 50 bin kişiye daha önce verilen izinleri koronavirüs tedbirleri kapsamında iptal etti. Rize Ticaret Borsası’nda yaklaşan çay tarımı ile ilgili değerlendirme toplantısında konuşan Rize Valisi Kemal Çeber, Mayıs ayında başlayacak çay tarımı için yaklaşık 50 bin kişinin Rize’ye gelmek için başvuruda bulunduğunu ve bu kişilere daha önce izin verildiğini hatırlatarak, daha önce verilen izinlerin iptal edildiğini söyledi.
Vali esnafı-öğrenciyi götürecek
Vali Çeber konuşmasının devamında, “Şu an biz çay tarımının nasıl yapılabileceği konusunda ilgililer ile toplantı halindeyiz. Sadece İstanbul Üsküdar’da 53 bin Rizeli var. Sadece orada binlerce kişi Rize’ye gelmek için başvuru yaptı. Gelemeyenlerin çay tarımlarını komşuları yapacak. Gerekirse Vefa Destek Grubu tarafından bu konuda destek alacağız” ifadeleri tepkiyle karşılandı. Çay müstahsillerinin illerine gelemediği için bir çalışma ve plan yapmaları gerektiğine değinen Vali Çeber, “Artık verilmiş bir karar var. Tarlası burada ama kendi diğer illerde olan vatandaşlarımız için bir plan oluşturmalıyız. Bu toplantıyı o yüzden organize ettik. Biz Rizeliler olarak bu işi başarırız. Rizeliler 30-40 yıl önce bu işi nasıl aştıysa biz de aşacağız. Üniversitemizde okuyan yaklaşık 7 bin kişi burada kaldı. Birçok esnaf işyerini kapattı. Hep birlikte bunu aşacak formüller üreteceğiz” dedi.
İş gücü 100 bin kişi azaldı
CHP Genel Başkan Yardımcısı Orhan Sarıbal, geçtiğimiz günlerde koronavirüs meselesi üzerinden derhal bir çay tarım kurulu kurulması gerektiğini açıklayarak, “Bölgedeki sivil toplum örgütleri, akademik odalar, ÇAYKUR ve yetkili kamu kurumlarının, sendikaların çay üreticilerinin içinde bulunduğu bir kurul derhal kurulmalıdır, ortak kararlar alınmalıdır” sözleri bir karşılık bulmadı. Valinin kendi başına aldığı kararı Rize Ticaret Borsası’nda açıklamakla yetinmesi dikkat çekti. Alınan kararın 100 bin kişilik bir iş gücünden yoksun kalan çay üretiminin Rize’de kalan öğrencilerin ve işyerini kapatmak zorunda kalan esnafın çay bahçelerine yollanmak istenmesi bir gösteri olarak değerlendirildi. Üreticiler ise gelişmelere tepki gösterirken, ÇAYKUR’un çay alımlarında daha önce üreticiye çayı teslim etmeleri için ‘randevu günü’ verirken bu yıl bu uygulamayı ‘randevu saati’ne dönüştürmesi, üreticiyi çayın ölü fiyatına tüccara götürülmesinin zorunlu kılınmak istendiğini belirtiyor.
Üretici isyan ediyor
Görüşüne başvurduğumuz bir üretici, “Randevu günü bitti, bir de randevu saati mi başladı? Adam saat 13.00’da alım yerini kapatıp gidiyor. Çayı saat 9’da mı getir diyecekler. Üretici verilen saate kadar nasıl toplayacak da yetiştirecek çayı? Üretici için bir şey yapmak isterlerse, özel fabrikalar ÇAYKUR’un verdiği taban fiyatı altında fiyat açıklamasın. Bunun için yasa çıkarın, insanlar istediği yere izdiham olmadan çayını satsın. Dışarıda yağmur var, yıldırım çakıyor, belki o gün ben çay toplayamayacağım. Çayı nasıl sana getireceğim? Çay biçen insanları neden sigortalamıyorsunuz. Fabrikada çalışan işçiden tek farkımız fabrikada değil de arazide çalışmamız. Bunu yapıyor musunuz? Yok. Özel sektörlerde devlet fiyatının altında çay alsın diyebiliyor musunuz? Yok. Hep boş laf” sözleriyle yaşadıkları sürecin can alıcı noktalarına işaret etti.
EKOLOJİ SERVİSİ