Barzani ile birlikte pêşmergelik yapmış Hakkarili yurttaşlar, Maxmur Kampı’na yönelik 9 aydır süren ambargoya tepki göstererek, ‘Başkalarının bizler üzerine oynadığı kirli siyasetin oyuncağı olmayalım’ çağrısında bulundu
Federe Kürdistan Yönetimi’nin 17 Temmuz 2019’dan bu yana ambargo uyguladığı Maxmûr Kampı, geçtiğimiz 15 Nisan’da bir kez daha Türk Silahlı Kuvvetleri’nin (TSK) hava saldırısına uğradı. TSK’nin bombardımanı sonucu hayvanlarını otlatan 3 kadının yaşamını yitirdiği bildirildi.
Maxmûr Kampı Dış İlişkiler Komitesi üyesi Neda Muhemed Ahmed, 12 bin yurttaşın yaşadığı ve koronavirüs (Covid-19) salgını tahdidi altında olan kampa ilişkin Mezopotamya Ajansı’ndan (MA) Ömer Akın’a değerlendirmelerde bulundu.
İnkar ve imha politikası
TSK’nin saldırısını “Türkiye’nin Kürt halkına karşı yürüttüğü inkâr ve imha politikasının devamı” olarak yorumlayan Ahmed, “Türk devleti siyaseten tıkandığı zaman bu tür saldırılar gerçekleştiriyor. Bu vahşi saldırılarıyla Kürt halkının iradesini kırmak istiyor. Bugün kampımıza yönelik yapılan saldırı yok etme ve imha etme siyasetinin bir parçasıdır” değerlendirmesinde bulundu.
Ambargo ve saldırı
Maxmûr ’un jeostratejik yönden önemli bir yer olduğunu dile getiren Ahmed, “Çünkü merkezi bir konumdadır. Musul, Hewlêr ve diğer bölgelerle bağlantıları var. IŞİD ve KDP için de stratejik bir öneme sahipti. Bunun için burası saldırıların hedefidir. Türkiye tarafından Mahmur Kampı’na yönelik gerçekleşen bu saldırı 4’üncü saldırıdır. Her saldırı için haksız ve hukuksuz gerekçeler sunuluyor” diye konuştu.
Son saldırının 9 ayı aşkın süredir devam eden ambargo sürecinde meydana geldiğine değinen Ahmed, ambargoyla birlikte tüm yerlerle bağlantılarının kesildiğine işaret ederek, “Bu ambargo süreci halkımız için zorlukları beraberinde getirdi. Bizler artık insani olarak bu ambargo sürecinin sonlamasını beklerken saldırı gerçekleşti. Bu saldırı ile 2 kişi yaşamını yitirirken, 1 kişi ağır yaralandı. Yaralı olan yurttaşımızı hastaneye götürmek için yerel hükümetin yetkililerini aramamıza rağmen kimse cevap vermedi. Sonunda o yurttaşımız da yaşamanı yitirdi. Maxmûr’a yönelik yapılan saldırılar uygulanan ambargoyla ilişkilidir” ifadelerini kullandı.
Merkezi hükümete çağrı
Maxmûr Kampı’nın idari ve coğrafi olarak Irak Merkezi Hükümeti’ne bağlı olduğuna dikkat çeken Ahmed, merkezi hükümetin güvenliklerini sağlama sorumluluğu olduğunu vurguladı. Son saldırıya karşı hükümetin sadece basın açıklaması yapmakla yetindiğini ve bunun da “tatmin edici” olmadığını kaydeden Ahmed, daha net bir tavır alınmasını istedi. Konuya ilişkin girişimlerine hem merkezi hem de yerel hükümetle görüşmeler yaptıklarını belirten Ahmed, henüz somut bir adım atılmadığını kaydetti.
Eski pêşmergelerden de çağrı
Yıllarca Federe Kürdistan Bölgesi’nde pêşmergelik yapan Hakkarili yurttaşlar da kampa yönelik ambargo ve saldırılara tepki göstererek, ulusal birliğin aciliyetine vurgu yaptı. Hakkari’nin Çukurca ilçesine bağlı Gündeş (Minyaniş) köyünde yaşayan
, yaklaşık 24 yıl boyunca Molla Mustafa Barzani ve oğlu Mesut Barzani ile birlikte bölgenin birçok noktasında pêşmergelik yaptığını anlatarak, halkı için mücadele verdiğini söyledi.
Başta KDP olmak üzere Kürt parti ve örgütlerine seslenen Demir, “Kimsenin oyununa gelmeyin. Başkalarının bizler üzerine oynadığı kirli siyasetin oyuncağı olmayın. Başarmak için bir araya gelip mücadele etmek zorundayız. Mesut Barzani kardeş kanının dökülmesinin önüne geçmeli ve Kürt kazanımlarının korunması için gerekenleri yapmalıdır. Ondan beklentimiz dört parçadaki Kürtlere kardeş elini uzatsın ve bu birliğin oluşması için gereken adımları atmasıdır. Bizler bu kadar anne evladını birileri koltuk sahibi olsun diye öldürtmedik.Yaklaştığımız ışıktan tekrar karanlıklara batmak istemiyoruz” dedi.
Barzaniye seslendi
Baas Rejimi’ne karşı yıllarca Barzani ailesi ile birlikte mücadele eden Mustafa Akış ise Kürtlere yapılan zulümlerin biran önce son bulaması için birlik çağrısında bulundu. Virüs tehdidine işaret eden Akış, “Hepimiz biliyoruz ki çıkarlar söz konusu olduğunda bütün dünya Kürtlerin düşmanıdır. Bari Kürtler kendi kendilerine düşman olmasınlar ve birlik olsunlar” dedi.
Maxmûr’a yönelik ambargo tepki gösteren Akış, Mesut Barzani’ye şöyle seslendi: “Hepimiz Kürt’üz ve hepimiz biriz. İki yıl önce Sayın Barzani’nin annesi vefat ettiğinde Hakkarili aile büyükleri olarak kendisine başsağlığına gittiğimizde memnuniyetini dile getirirken bu sözü yeniledi. Artık Kürtlerin eski Kürt olmadığını ve kardeş kanının dökülmesine izin vermeyeceğini belirttiğinde bizler de memnuniyetimizi kendisine belirttik. Şimdi bu sözünü hatırlatarak, yeniden liderlik görevini yapmasını ve bu sözünü yerine getirmesini istiyoruz”
‘Oyuna gelmeyelim’
Gençlik yıllarında uzun süre pêşmergelik yapan
de, dünya virüsle mücadele ederken dahi Kürtlere yönelik düşmanlığın sürdüğüne dikkat çekti. Demir, ulusal birliğin önemine vurgu yaparak, “Bu oyunlara gelmemeliyiz. Bizler de bu bölgede yaşayan bir halkız. Bir araya gelmeliyiz ki dünya halkları da bizleri tanısın artık. Her birimiz bir parçada durursak kimse bizlere değer vermez ve bizleri ezmeye devam edeceklerdir” diye konuştu.
MAXMÛR