Brezilya’da MST- Topraksızlar hareketi, sadece geçen cuma günü, kent yoksullarına 200 ton sağlıklı gıda dağıttı. Büyük toprak sahiplerinin topraklarını işgal edip, kolektif tarım, alternatif eğitim ve alternatif tıp uygulayan MST- Topraksızlar hareketinin, işgal ettiği toprağın, toplamda, Belçika’dan, İsviçre’den büyük bir genişlikte olduğunu ve yaklaşık 3 milyon kişinin, orada başka türlü bir demokrasiyi yaşama geçirdiklerini hatırlatayım.
Yani yine gördük ki yoksulların yanında yine sadece yoksulların örgütlenmesi var. Yoksa devletler, topladıkları vergilerden çalamadıklarını, silahlara ve ölüme yatırmaktan başka bir şey yapmıyor. Korona virüsü, bu cansız şey, neoliberalizmin son cilasını da sıyırdı.
Öve öve bitiremedikleri, hegemonyalarının baş tacı, endüstriyel tıbbın söylediği de tek şey var, ellerinizi yıkayın!!!
Ve buna karşı, hayat bize gösterdi ki bir kriz sırasında, kendi ellerimizden başka bir şey kalmıyor geriye…
Burada, bu yazıda dikkat çekmek istediğim şey ise koronaya ya da bundan sonraki benzeri, benzemeyeni diğer virüslere, mikroplara karşı başka türlü bir yaşam şekliyle örgütlenmekten başka çare yok. Yoksa demir solunum makineleriyle örseniz bile vatanı, bir baştan bir başa, her şey boş.
Bunu söylemekle kastettiğim şeyi anlatmak için MST’nin örgütlenme biçimine -bir kez daha- bakalım, ‘MST-Topraksız işçi hareketinin örgütlenmesinde 8-10 aile bir arada bir nüclei-çekirdek oluştururlar. Bunların biri mutlaka kadın olması koşuluyla, nüclei’nin iki koordinatörü olur. Biri kadın olmak üzere eğitim koordinatörü, yine sağlık, üretim ve her şeyin koordinatörleri vardır. Nüclei’de alınan kararlar -campamento-daki, o işgal toprağındaki koordinatörler toplantısına ulaştırılır ve orada topluluk için karar alınır. Bu genel yönetimde de aynı şekildedir ve vurgulamak gerekir ki burada koordinatörler temsilci değildir. Yani onlar seçilir ve yönetir değildirler. Sadece kararları iletirler. Bu yüzden MST’de insanlar, her şeylerine kendileri karar verir bizim karikatür demokrasimizden farklı olarak…’
Bakın sağlık sistemini anlatırken size MST-Topraksızlar’ın örgütlenmesini anlattım. Çünkü sağlık ve yaşam iki ayrı şey değildir. Yani sağlık, sadece uzmanlara, hele hele bürokratlara bırakılmayacak kadar ciddi bir iştir. Yani ancak bu sağlık örgütlenmesi, -demokratikleştirilmiş bir sağlık sistemi ile korunabilmemiz mümkün olabilir. Yoksa hasbelkader bir aşı bulunsa bile bundan bir sonraki salgın, bu sefer süpürüp gidecek insanlığın geri kalanını…
Koronaya karşı çok muhtemel ya bağışıklık kazanacağız doğanın bizden kurtarabildiği son savunma sistemimizle ya da kendi kendine içine çökecek bu salgın.
Peki sonra?
Yani artık başka türlü bir yaşamı örgütlemek, sadece ideolojik ya da mutlu bir hayat ütopyası değil, mümkün olabilen tek gelecek…
Yoksa sıra hepimize geldi, gelecek…