TTB Merkez Konseyi Üyesi Dr. Yaşar Ulutaş, sisteme koronavirüs verilerinin farklı kodlarla girdiğini belirterek, bunun olumsuz sonuçlar doğurabileceğini söyledi.
Türk Tabipler Birliği (TTB) Merkez Konseyi Üyesi Dr. Yaşar Ulutaş, koronavirüs (Kovid-19) salgınına dair değerlendirmelerde bulundu. Salgının 213 ülkede yaklaşık 160 kişinin ölümüne neden olduğunu dile getiren Türkiye’deki durumu Mezopotamya Ajansı’ndan Hamdullah Kesen’e değerlendiren Ulutaş, virüsün insandan insana damlacık ve temas yoluyla yayıldığının doğrulandığını hatırlattı. Ulutaş, “Tarihte çok daha büyük salgınlar yaşandığı bilinmektedir. Sıtma, veba, kolera, verem, çiçek, kızamık salgınları hala dünya edebiyatındaki yerini almaktadır. 19’uncu yüzyılın ikinci yarısına geldiğimizde yeni tanımlanan patojenlerle meydana gelen salgınlarla karşılaşıyoruz; Ebola, HIV, Hanta, SARS, MERS-CoV gibi. Covid-19’un etkeni de 2003’te benzer bir salgına sebep olan SARS-Cov virüsünün kılık değiştirmiş yeni şekliydi. Bu nedenle SARS CoV-2 olarak adlandırılmıştır” dedi.
Şeffaflık vurgusu
Gerek Türkiye’de gerekse uluslararası platformlarda Sağlık Bakanlığı’nın açıklamalarında belirtilen sayılara endişe ile bakıldığını ve bilgi paylaşımının şeffaf olmadığının düşünüldüğünü söyleyen Ulutaş, Adana’da 80’ı sağlık personeli olmak üzere 500’den fazla kişinin koronavirüse yakalandığının tahmin edildiğini ifade etti. Ulutaş, bu sayının yanı sıra bir grup hastanın da tedavilerine evde devam edildiğini söyledi.
Tüm dünyada hastalık kodları ICD-10 sistemi adı altında ortak olarak kullanıldığını söyleyen Ulutaş, ICD (International Statistical Classification of Diseases and Related Health problems), hastalıkların ve sağlık sorunlarının uluslararası sınıflama sistemi olduğunu ve Dünya Sağlık Örgütü’nün (WHO) yayınlandığını, sağlık sektöründe ve sağlık istatistiklerinde dünya çapında ortak kullanımdaki kodlama dizgesi olduğuna işaret etti.
Türkiye’de koronavirüs kesin almış veya şüphesi tanısı teşhislerinin İCD-10 tanı kodunun girildiğini aktaran Ulutaş, Sağlık Bakanlığı’nın ise 4 Mart’ta yaptığı açıklamada koronavürüsü farklı bir kodla açıkladığını bunun uluslararası istatistikleri ve pandemi takibi açısından farklı sonuçlar doğuracağını ifade etti.
Farklı kodlama
Ulaştan, “Bu kadar karmaşık ve kalabalık bir kodlama sisteminde üstelik bu yeni ve acil durum karşısında eğitimler de doğru düzgün yapılmamışken laboratuvar tanısı veya klinik tanı almış veya olası ya da şüpheli tanılı Kovid-19 vakalarının İCD kodlamasında farklılıklar olabilir mi? Bu farklılıklar pandemi takibi açısından konunun uzmanlarını yanıltıp rehavete kapılmalarına neden olabilir mi? Gerçek vaka ve ölüm sayıları için yukarıda belirtilen 15 adet ICD-10 tanı kodlarının toplamının alınması gerekmez mi? Tüm bu soruların cevabı Sağlık Bakanlığı’nda gizli” dedi.
HABER MERKEZİ