CHP İzmir Milletvekili Kamil Okyay Sındır, Meclis Genel Kurulu’nda yasalaşan Torba Kanunu eleştirerek, salgının faturasının halka kesildiğini söyledi.
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) İzmir Milletvekili Kamil Okyay Sındır Meclis Genel Kurulu’nda yasalaşan Torba Kanuna ilişkin açıklama yaptı. Sındır, iktidarın torba kanunla salgının faturasını vatandaşa kestiğini belirterek, oldu-bitti ile karşı karşıya kaldıklarını ifade etti. Dün Plan Bütçe Komisyonuna gelen kanun teklifi bir sonraki gün genel kurula geldiğini hatırlatan Sındır, “Teklif, komisyonda görüşmeler devam ederken Meclis Genel Kurulu’nda gündeme girdi. Komisyon bitiyor, Genel Kurulda boşlukta bırakılan bölüm maddeleri tanımlanıyor belirleniyor. Bu durum belki de ancak Türkiye Büyük Millet Meclisi tarihinde Milli Mücadele günlerinde ya da Kıbrıs Barış Harekatında olmuştur. Torba kanunun kamu harcamalarına, gelir ve giderlere, bütçeye olan etkisi nedir? Bilmiyoruz. Çünkü görmedik” ifadelerini kullandı.
Mağdur işçiler bırakıyorlar
Salgınla topyekün mücadele edilmesi gerektiğini ifade eden Sındır, Türkiye’de salgına karşı başarılı olmak istiyorsa sadece sağlık sektörüyle ilgili alınması gereken önlemleri ortaya koyan bir düzenlemeyi değil, bu salgının her sektörde; ekonomide, sosyal yaşamda, kültürel yaşamda etkilerini de dikkate alınması gerektiğini vurguladı. Sındır, “Gelin, milli gelirden daha fazla pay ayırın ücretliyi, işsiz kalanı, ücretli izne ayırıyorum diyerek mağdur durumda bıraktığınız işçimizi, halkımızı kurtarın” diye önerilerini sundu.
Gıda arz güvenliğine dikkat çeken Sındır, çiftçinin üretim yapamaz durumda olduğunu aktardı. Sındır açıklamasında şu ifadelere yer verdi: “Çiftçinin borçlarını telafi edecek önlemler almadığınız sürece bu durum çok daha vahim bir tabloya doğru ilerler. Gıda arzının güvenliğini ve güvencesini sağlayamazsanız; yarın açlıkla nasıl mücadele edeceğiz derdine düşeriz. Tarım sektörünün ayakta kalabilmesi, üreticilerin zarar görmemesi ve gıda tedarikinin aksamaması için aklın ve bilimin ışığında önlem almalı. Topraklarınızda, kendi üretiminizi yaparak insanınızın gıda ihtiyacını karşılayamadığınız böylesi bir pandemi, böylesi bir küresel salgın durumunda kimse de sizin yüzünüze bakmaz.”
Sağlık sektöründe durum
Sağlık sektörünün içinde bulunduğu duruma dikkat çeken Sındır, şunları belirtti: “Sayın Uğur Aydemir Meclis Kürsüsünden ‘Sağlık sektöründe ne kadar iyi durumdayız’ dediği için ben de ne durumda olduğumuzu paylaşayım. 10 bin kişiye düşen yatak sayısı OECD ülkelerinde ortalama 47 iken, Türkiye’de 28,3. 47 ülkede 38’inciyiz. 100 bin kişiye düşen hekim sayısı OECD ortalaması 340 iken, Türkiye’de bu sayı 187’nci neredeyse 2 katı. 100 bin kişiye düşen hemşire sayısı OECD ortalaması 900 iken, Türkiye’de bu sayı 301. Tam üç katı düzeyinde düşük. Sağlık sektörümüzün ne durumda olduğunu anlamak istiyorsanız bu sayılara iyi bakınız. Yaptığınız hastane sayısıyla övünmeyi artık bırakınız. 2002’de hastane sayımız 774’tü, 17 yıl sonra artan nüfusa rağmen hastane sayımız ancak 928’e çıktı.”