Devletin, muhalifleri ve Kürtleri hapishanede tutma politikasında ısrarcı olduğunu belirten, Diyarbakır Barosu Başkanı Cihan Aydın, yapılan infaz değişikliği ile hukuksuzluğun yasallaştığını söyledi
Koronavirüs salgını nedeniyle Meclis’e getirilen “Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun” AKP ve MHP grubunun oylarıyla kabul edildi. Adli tutuklular serbest kalmaya başlarken, siyasi tutukluklar, ağır hasta tutuklular, akademisyenler, öğrenciler ve gazetecilerin kapsam dışında bırakılmasına yönelik tepkiler sürüyor. Konuyu Mezopotamya Ajansı’ndan Ayşe Sürme ve Fahrettin Kılıç’a değerlendiren Diyarbakır Barosu Başkanı Avukat Cihan Aydın, yasanın iktidar ortaklarının anlaştığı ve üzerinde uzlaştığı suç grupları için çıkarılmış özel bir af olduğunu söyledi.
‘Devlet açısından büyük bir bütçe kalemi’
Türkiye yargısının büyük hukuksuzluklar ve krizler yarattığını söyleyen Aydın, cezaevlerinin “Yargı kurbanlarıyla” doldurulduğunu belirtti. Devletin, muhalifleri ve Kürtleri hapishanede tutma politikasında ısrarcı olduğunu vurgulayan Aydın, en büyük haksızlık, hukuksuzluk ve adaletsizlikleri Kürtler ve muhaliflerin yaşadığını, yaşamaya da devam ettiğine işaret etti. Yargının iktidar ile el ele vererek hapsettiği kişi sayısının 300 bini bulduğunu hatırlatan Aydın, “Her yıl onlarca hapishane yapılmasına rağmen şu anda bütün hapishaneler kapasitelerinin üzerinde mahpus barındırıyor. Sağlık koşulları son derece kötü. Beslenme ve hijyen son derece kötü durumda. Ayrıca 300 bin mahpusun iaşesi, güvenliği, sağlık giderleri devlet açısından büyük bir bütçe kalemi” dedi.
‘Özel af statüsü
“Mevcut düzenleme bir infaz düzenlemesi olmaktan ziyade kategorik olarak ‘özel af’ statüsünde bir düzenleme olarak görünüyor” diyen Aydın, af yasaları ve mevzuat değişikliklerinin Meclis’te görüşülme ve kabul edilme usullerinin birbirinden farklı olduğunu belirtti. Hükümet düzenlemeyi yasa değişikliği olarak Meclis’e getirdiğini ve sürecin böyle işlediğini dile getiren Aydın, yasanın ayrımcı olmasının yanı sıra hukuk tekniği açısından da sorunlu olduğunu vurguladı. Aydın, “CMK’da yapılması gereken düzenlemeler İnfaz Kanununda yapılmış ya da tersi durumlar söz konusu. Bazı suçları hem af kapsamına almış, ancak aynı suçun cezasının alt ve üst sınırında artışa gidilmiş, ikili infaz süreleri üçe çıkarıldı ve infaz yasası daha karmaşık hale geldi. Hukukçuların bile bu yasayı anlamaları için birkaç defa okumaları lazım. Bu karmaşık yasanın uygulaması sırasında ciddi uygulama hataları ve yorum farklılıkları da ortaya çıkacaktır” şeklinde konuştu.
‘Hukuksuzluk yasallaştı’
Muhalif gazetelerin artık cezaevlerine verilmeyeceği konusunun yeni bir uygulama olmadığını dile getiren Aydın, “2 yıldan bu yana bazı gazeteler, kitaplar, dergiler keyfi bir şekilde mahpuslara verilmiyor. Önce hukuksal altyapısı olup olmadığına bakmaksızın politikasını uyguluyor. Darbe sürecinden bu yana yapılan yasal değişikliklerin içeriğine ve seyrine baktığınızda bu daha net görülür. Artık hukuksuzluk yasallaştı. Önümüzdeki dönemde bu tür uygulamalara çokça tanıklık edeceğimizi düşünüyorum. Çünkü her gün bohçanın bir yaması patlıyor, bohçayı yenilemek yerine yeni yamalarla bu süreci götürmeyi hedefleyen bir anlayışın topluma sunacağı yeni bir şey de yok” diye konuştu.
DİYARBAKIR