ÖHD, İHD, TİHV ve Diyarbakır Barosu, Agit İpek’e ait cenazenin ailesine PTT kargosuyla teslim edilmesine dair suç duyurusunda bulundu.
Özgürlük İçin Hukukçular Derneği (ÖHD) ve İnsan Hakları Derneği (İHD) Diyarbakır Şubeleri, Türkiye İnsan Hakları Vakfı (TİHV) Diyarbakır Temsilciliği ile Diyarbakır Barosu, HPG’li Agit İpek’e ait cenazenin PTT kargosuyla ailesine teslim edilmesine dair “işkence, eziyet, özel hayatın gizliliğini ihlal, kişinin hatırasına hakaret, görevi kötüye kullanma, suçu bildirmeme” suçundan olayda sorumluluğu olan yetkililer hakkında Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulundu.
Suç duyurusu dilekçesinde imzası bulunan 4 hak örgütü, Diyarbakır ve Tunceli Cumhuriyet Başsavcılığı’na bağlı olarak işlemi gerçekleştiren tüm görevliler, cenaze teslimini keyfi olarak engelleyen görevlilere ve defin sırasında mezarlıkta bulunan kamu görevlilerinin tespit edilerek haklarında dava açılmasını istedi.
Dilekçede anne Akyol’un görüşleri
Hak örgütlerinin yaptığı suç duyurusunda Agit İpek’e ait cenazenin aileye kargoyla teslim edilmesi olayına genişçe yer verildi. Dilekçede yer alan anne Halise Akyol’un şu anlatımları ise dikkat çekti: “Cenazemizi gömmek istediğimizde bile sadece birkaç kişiye izin verildi. Daha biz gitmeden kuşatılmıştı mezarlık. Ziyaret etmek isteyen köylüler geri çevriliyordu. Köyden imamın gelmesini, kemikleri kefene koyarak gömülmesini istedik ama buna da izin vermediler. Bu yüzden torbayı açmadık, tüm bedene ait kemikler içinde miydi bilmiyorum, bakma fırsatımız olmadı, güvenlik görevlileri acele etmemizi istediği için hızlı bir şekilde defnedip köyden ayrıldık.”
‘Yasak çiğnendi’
Dilekçede, insan hak ve özgürlükleri temelinde mücadele yürüten ve ağır insan hakları ihlallerine karşı mücadele veren hak örgütleri olarak meydana gelen bu olaya ilişkin kamusal bir sorumluk gereği suç duyurusunda bulunulduğu kaydedildi. Dilekçede, İpek’e ait cenazenin kargoyla teslim edilmesi, Türk Ceza Kanunun 94’üncü maddesi gereği “işkence ve eziyet yasağı” paralelinde Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi 3’üncü maddesince “hiç kimse, işkenceye, insanlık dışı aşağılayıcı muamele ya da cezaya tabi tutulmaz” şeklindeki hükümlerine dikkat çekildi.
Dava talebi
Dilekçede, Tunceli Cumhuriyet Başsavcılığı’nca işleme karar veren ve uygulayan görevliler, Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı’na bağlı olarak çalışan ve suçtan haberdar olan görevliler, defin sırasında mezarlıkta bulunan ve töreni engellemeye çalışan kamu görevlileri, DNA eşleşmesine rağmen cenazenin keyfi şekilde teslim alınmasını engelleyen görevlilerin tespiti edilerek haklarında soruşturma başlatılması istendi.
Ayrıca tespit edilecek kişilerin, “işkence ve eziyet yasağı, görevi kötüye kullanma, özel hayatın gizliliğini ihlal, Kişinin hatırasına hakaret” suçlarından ifadelerinin alınarak, haklarında kamu davasının açılmasına izin verilmesi talep edildi.
Kaynak: MA