İHD Eşbaşkanı Türkdoğan, infaz yasasına karşı muhalefetin yetersiz kaldığı eleştirisinde bulunarak acil olarak atılması gereken adımlar için toplantılar yapılması gerektiğini söyledi
Elif Aydoğmuş
AKP ve MHP tarafından koronavirüs gerekçesiyle gündeme getirilen Üçüncü Yargı Paketi kapsamında ele alınan “İnfaz indirimi” yasası, apar topar Meclis’ten geçirildi. Bu kapsamda cinsel suçlular, uyuşturucu suçluları, çek senet mafyaları cezaevinden çıkacak, fakat “düşünce suçluları” olarak da tabir edilen siyasi tutuklular cezaevinde tutulmaya devam edecek. Düzenlemenin AKP ve MHP oylarıyla Meclis’ten geçirilmesini İHD Başkanı Öztürk Doğan gazetemize değerlendirdi.
İHD Eşbaşkanı Öztürk Türkdoğan, bu teklifi MHP’nin birkaç yıldır gündeme getirdiğini hatırlatarak, “MHP, tabanının bir kısmını teşhir eden ve ceza kanununda adi suç örgütü veya çete diye tabir edilen suç örgütleri faaliyeti kapsamında başka suçları işleyen kişilerin hapiste kalmasını neredeyse ortadan kaldıran uygulamada af gibi algılanan bir yasa teklifi sunmuştu ve bunu da özellikle bir suç örgütü lideri olan, Alaattin Çakıcı’yı ziyaret ederek gündeme getirmişti” diye konuştu. AKP ve MHP koalisyonunun Temmuz 2015’ten beri silahlı çatışmaları yeniden başlattığını hatırlatan Türkdoğan, “Kürt sorununu silahla çözmede, Cumhuriyetin retçi ve tekçi anlayışını hayata geçirme noktasında bir koalisyon kurdular. Bu koalisyon son 5 yılda Türkiye’yi tamamen tekçi rejim haline getirdi. Böyle bir siyasi iktidar bu tarz bir infaz kanunu getireceği belliydi” şeklinde konuştu.
‘Muhalefet net davranmalıydı’
Bu süreçte muhalefetin de ciddi eksiklere düştüğünün altını çizen Türkdoğan, teklifin, AKP-MHP grup başkanvekillerinin imzasıyla Meclis’e gönderildiğinde muhalefetin tutumunu daha keskin ortaya koyması gerektiğini ifade etti. Türkdoğan, “Bunun karşısında muhalefetin net davranması gerekirdi. Fakat bu yasa tartışmalarında CHP tarafından sürekli ‘Cinsel suçlular affedilmez, devlet kendisine karşı işlenen suçları affeder diğerleri affedilmez. Gazeteciler niye hapiste’ gibi konular dile getirildi. Halbuki bu tartışmalar şuan hapiste bulunan siyasi mahkumlar üzerinden yapılmalıydı. Çünkü bu teklif özellikle Kürt siyasi mahpuslarını hapiste tutmak için onların infaz sürelerini hiçbir şekilde kısaltmamak üzerine kurgulanmış” diye belirtti. Türkdoğan diğer kurgunun ise MHP tabanında vurucu güç diye tabir edilen çek senet mafyasını hapisten çıkarma üzerine olduğuna vurgu yaparak, muhalefet milletvekillerinin bunu açıkça tartışmadığını belirtti.
‘Bahçeli zaferini kutladı’
Meclis’te oylama sırasında muhalefet milletvekillerinin sayısının çok az olmasının da kabul edilir olmadığını ifade eden Türkdoğan, CHP , İYİ Parti ve Saadet Partisi’ni eleştirerek şöyle devam etti: “Bahçeli’nin hastalığına ve Covid-19 salgınına rağmen Meclis’e gelmesi bir nevi meydan okuması anlamına geliyor. Adeta zaferini kutlamak ister gibi. Muhalefet bunu bile kavrayamadı. Hiçbir şekilde hapisten çıkmaması gerekenlerin hapisten çıktığı ve yeniden suç işlendiği günlere maalesef tanıklık edeceğiz. Ve bunun mimarı da Devlet Bahçeli ve Bahçeli’nin desteğini kaybetmek istemeyen Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’dır. Muhalefet bu açıdan eleştirilebilir.”
Türkdoğan AİHM ve Anayasa mahkelemerinin DGM’lere ilişkin kararlarını da hatırlatarak, “Zamanında hüküm giyenlerin yargılamalarının yenilenmesiyle ilgili kararları var. Bu kapsamda Hizbullahçıların tamamı serbest bırakıldı. PKK davasından tutuklu olanlar neden serbest bırakılmıyor. Anayasa Mahkemesi diyor ki, ‘Bunların yargılamalarını yenileyeceksiniz, yargılanmalarının yenilenmesi kararını alırken de tahliye edeceksiniz ve dosyalarını yeniden görüşeceksiniz’. Bakın bunların hiçbir tanesi Meclis’te konuşulmadı. Yüksek mahkemelerin verdiği kararlar bağlayıcı kararlardır. Muhalefetin bu infaz kanunundaki tartışmaların pratiği sadece kişisel olarak birkaç milletvekilinin çabası ve gayreti üzerine kalmış durumda” ifadelerini kullandı.
‘Türkiye zorda kalacak’
Bu yasanın yürürlüğe girmesiyle beraber Türkiye’nin uluslararası kurumlar karşısında çok zor duruma düşeceğini kaydeden Türkdoğan, “Bakın bu yasa yürürlüğe girdikten sonra Birleşmiş Milletler ve Avrupa Konseyi Türkiye’yi kınayacaklar. Sadece siyasi düşüncelerinden dolayı içerde tutulan insanların serbest bırakılmamasını kabul etmeyecekler. Avrupa Konseyi nezdinde Türkiye çok zor duruma düşecek. Çünkü Türkiye Avrupa Konseyinde siyasi denetim altında olan bir ülkedir. Yine BM İnsan Hakları Yüksek Komiseri ve Avrupa Konseyinin İnsan Hakları Konseyi bunu sorun haline getireceklerdir. İki sembolik dava var. Selahattin Demirtaş ve Osman Kavala davalarının AİHM kararı. Bu kararlara rağmen salgın altında bu iki kişi hala hapiste tutulup çete örgütleri üyeleri ve liderleri salıveriliyorsa bu ülke hiçbir demokratik değere inanmıyor demektir. Muhalefet Türkiye’nin uluslararası kurumlarla olan ilişkilerini sürdürmesinde, MHP’nin siyasi çıkarı uğruna bunları heba etmesini eleştiri konusu yapabilirdi.”
Muhalefet ne yapmalı?
Muhalefetin bundan sonra çok acil bir şekilde yapması gerekenleri sıralayan Türkdoğan, şunları söyledi: “Muhalefet bunu ilk olarak en güçlü şekilde bir an önce Anayasa Mahkemesine götürmeli. Muhalefet bu konularda görüş sunan bizim gibi insan hakları örgütlerini hızlıca bir toplantıya davet etmeli. Çok kapsamlı bir Anayasa Mahkemesi başvuru dosyası hazırlanmalı. İnanıyorum ki Anayasa Mahkemesi özellikle temel konularda iptal kararı verecektir. Bunlardan bir tanesi de ölçülülüktür. Adi suçlar bakımında koşullu salıverilme 1/3’tü bunu ½’ye indirdiler. Siyasi suçlar kapsamında ¾’tü buna dokunmadılar. Burada ölçü tamamen yok oldu. Çok büyük ihtimalle Anayasa Mahkemesi bu yöndeki başvuruyu kabul etmek durumunda kalacak. Tahliye edilenlerin hangi gruplar olduğu iyi anlatılmalı. Tahliye edilenler yeniden suç işlediklerinde bunun teşhir edilmesi gerekir. Hapiste kalanların koronaya yakalanmaları çok yüksek risk. Hapishanelerin daha yakından takip edilmesi gerekir. Kovid-19’a yakalanan tutukluların bilgilerini muhalefet kamuoyuyla paylaşmalıdır. Çünkü vekillerin dokunulmazlığı olduğu için engelleyemezler, fakat diğer insanların haklarında hemen soruşturma açılıyor. Vekillerin üzerine çok büyük görev düşüyor. Bu görevlerini yerine getirmeliler” dedi.
İSTANBUL