Çocuk istismarına af teklifine tepki gösteren TKDK Başkanı Canan Güllü, “Salgının canımız kast edeceğini de bilsek de sokağa çıkacağız. Bu yasanın geçmesine asla izin vermeyeceğiz” dedi
Yadigar Aygün
İnfaz kanununda düzenlemeleri içeren ve siyasi tutukluları kapsam dışı bırakıp diğer suçlardan 90 bin kişiyi etkileyecek 70 maddelik “Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi”, Meclis Genel Kurulu’nda kabul edildi. Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı hakkında kanuna geçici madde eklenmesine ilişkin bir kanun teklifi ortaya çıktı. Teklif henüz Meclis Başkanlığı’na sunulmuş değil ancak ortaya çıkan teklife göre çocuğun, kendisine cinsel istismarda bulunan kişiyle evlendirilmesi halinde af getiriliyor.
Meclis’ten dün geçen infaz düzenlenmesinde cinsel saldırı, çocukların cinsel istismarı suçu, reşit olmayanla cinsel ilişki suçu, uyuşturucu veya uyarıcı madde imal ve ticareti suçu dolayısıyla hapis cezasına mahkum olanlar için koşullu salıverilme oranı dörtte üç olarak uygulanacak. İnfaz hakimi, hükümlünün talebi üzerine kasten işlenen suçlarda toplam bir yıl altı ay, taksirle öldürme suçu hariç olmak üzere taksirle işlenen suçlarda ise toplam üç yıl veya daha az süreli hapis cezasının, her hafta cuma saat 19.00’da girmek ve pazar günleri aynı saatte çıkmak ya da hafta sonları hariç, her gün saat 19.00’da girmek ve ertesi gün saat 07.00’de çıkmak suretiyle geceleri ceza infaz kurullarında çektirilmesine karar verebilecek. Konuya ilişkin gazetemize değerlendirmelerde bulunan Türkiye Kadın Dernekleri Konfederasyon(TKDF) Başkanı Canan Güllü, bu düzenlemelerin çocuk yaşta evliliklerin ve çocuk istismarının önünü açacağına dikkat çekerek tüm topluma çağrıda bulundu.
‘Fırsatçılık’
Dün gece aniden Meclis’ten geçirilen infaz yasasında çocuk istismarcılarına getirilmek istenen affın çocuk yaşta erken evliliklerin ve çocuk istismarının önünü açacağına dikkat çeken Canan Güllü, “Bu pandemi döneminde, dünyanın içine bulunduğu kıyamet ortamında bir affın tekrar gündeme getirilmesi fırsatçılıktır. Dün gece Meclis’te kabul edilen infaz yasasına sunulan teklif kabul edilirse 281 kişi bu aftan yararlanacak. Aslında bu önerge 2016 yılında Meclis’ten geçirilmek istenen tecavüz önergesinin rövanşı. Adalet Bakanlığı’na 3 kez sorduğumda rafta bıraktığımız dediği, Cumhurbaşkanı’nın ‘Çocuk istismarı kırmızı çizgimiz’ dediği bu önerge kimleri korumak istiyor? Bu taslağı bu haliyle önümüze koyan kim? Kimler yaptı ve bunu yaparken bu 281 kişiye neden bedel ödememe zahmetine giriliyor? Bu sorunun cevabı mutlaka cevaplanmalıdır. Biliyorsunuz ki erken yaş evlilikler çocuk sömürüsüdür. 2016 yılından bu yana bu mevzu konuşulduğundan itibaren birde müftüye nikah konusu eklendi. Anayasanın resmi nikah olmadan dini nikah kıyılamaz maddesi de kaldırıldığı için zaten ortalık kan revan içerisinde. Bir de böyle bir affın konuşuluyor olması bile kişilerde bir cesaret bir teşvik olarak değerlendirilmelidir” dedi.
Kanunsuzluğa kılıf
Meclis’ten geçirilmek istenen taslak metin hakkında “13 yaşında bir kız çocuğuyla 29 yaşında bir insanın evlenebilmesine, mağdur değilim diyerek 13 yaşında çocuğun şikayetçi olmamasına, erkek evli olmadığı taktirde faille mağduru aynı yatağa koyan devlet eliyle işlenen bir yasadır bu” diyen Güllü, çocuğu korumak yerine iktidarın failleri korunduğunun altını çizdi. Güllü, “Türkiye, BM Çocuk Hakları Sözleşmesi’ni imzaladı. Çocuğun yüksek yararını koruması gerekiyor. Ceza yasasında 18 yaş altı cinsel dokunulmazlığa karşı kamu davası açıyor. Bu suçtan cezaevinde bulunan 281 kişi içinde kamu davası açılmıştır. Evlilikleri sürse de sürmese de aradan geçen uzun yıllar sonucunda bu insanlar tutuklanmıştır. Yetmemiş bu tutuklananlar resmi nikah yaptığı için küçüklüğünde tecavüze uğramış kadın bu yüzden cezaevinde yatan faille pembe odalarda hapishanelerde görüşmek zorunda bırakılmaya devam etmiştir. Devlet bir şeyleri görmemezlikten gelmeye, bir gözünü kapatarak kanunu geçirmeye çalışıyor. Biz yarın hırsızlık yaptığımızda karnım açtı çaldım bahanesi kabul edecek mi devlet? Devlet kanunsuzluğuna kılıf uyduruyor. Bu süreçte yanlış üzerine yanlış yapılıyor. 18 yıldır iktidarda bulunan AKP’nin imzaladığı bir uluslararası İstanbul Sözleşmesi ve kadını şiddete karşı koruyan 6284 Sayılı kanun var. Bu sözleşmeler çocuk istismarının önünde bir engel değil mi?” diye konuştu.
‘Birlikte mücadele etmeliyiz’
Toplumun çocuk istismarına ve çocuk yaşta evliliklere sessiz kalmaması gerektiğini belirten Güllü, “Meclis’in içerisinde duyarlı kadın ve erkek milletvekillerinin vicdanına seslenmemiz gerekiyor. Her ne kadar pandemi dönemi de olsa bizim canımıza bir şey olmasının diyerek evlerimizde oturmayacağız. Salgının canımız kast edeceğini de bilsek de sokağa çıkacağız. En fazla kendi canımıza zarar veririz. Hiç problem değil ama bir çocuğun saçının teline gelecek zarara asla izin vermeyeceğiz. Bu yasaya kimse bize ikna edemez. O çocuklar o tecavüzü her gün yaşadı. Hepimiz bu yasaya karşı çıkmak zorundayız. Hep birlikte mücadele etmek zorundayız” dedi.
2016’da gece yarısı denenmişti
Çocuğa yönelik cinsel istismar af teklifi tepkilere neden olan benzer bir düzenleme önergesi, 2016’da Meclis başkanlığına sunulmuştu. Önerge AKP’li milletvekilleri tarafından, “Ceza Muhakemesi Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı”nda Anayasa Mahkemesi’nin (AYM) iptal ettiği “çocukların cinsel istismarı” başlıklı 103. maddenin yeniden düzenlenmesinin görüşülmesi sırasında verilmişti. Önerge, kanuna cinsel istismar suçu işleyenlerin istismar ettiği kişiyle evlenmesi durumunda ceza almamasını öngören bir madde eklenmesi hakkındaydı. 17 Kasım 2016’da sunulan önerge kabul edilmiş, ancak kamuoyunun yoğun tepkileri sonucu komisyona geri çekilmiş ve tasarıdan çıkarılmıştı.
İSTANBUL