HDP’li Meral Danış Beştaş, Süleyman Soylu’nun kabul edilmeyen istifasına ilişkin yaptığı konuşmada, Erdoğan ile Soylu’nun birbirlerini temize çekmeye çalıştığı vurguladı
Halkların Demokratik Partisi (HDP) Grup Başkanvekili Meral Danış Beştaş, Meclis’te görüşülmekte olan İnfaz Yasa Teklifi’ne ve gündemdeki gelişmelere ilişkin basın toplantısı düzenledi. Meclis bahçesinde yapılan açıklamaya HDP’li vekiller, ellerinde “İnfazda Eşitlik Adalet” dövizleri ile tutuklu siyasetçilerin fotoğraflarını taşıdı. Beştaş, koronavirüs salgını, dün gece sosyal medya üzerinden istifa edip daha sonra Cumhurbaşkanlığı tarafından istifası kabul edilmeyen İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, infaz düzenlemesine ve cezaevlerinde koronavirüs salgınından dolayı ölümlere ilişkin açıklamarda bulundu.
Sokağa çıkma yasağı
“Koronavirüs salgını önlemleri yetersiz olduğu gibi sokağa çıkma yasağı da zamansız, plansız ve yöntemsiz olduğu için milyonlarca insanın virüsü kapmasında neden olmuştur. Bunu da dün ve ondan önceki gün ilan edilen sokağa çıkma yasağı ile bir kez daha gördük. Bütün dünyaya Türkiye’nin nasıl bir basiretsiz yönetimle idare edildiğini maalesef göstermiş olduk. Virüs kendi gündemine devam ediyor virüsün işi yayılmak, bulaşmak daha çok insana bulaşmak virüs kendi gündemine devam ederken AKP’de fırsatçı kendi gündemini değiştirmiyor. Kovid-19 can alma derdinde ama iktidar rant derdinde olduğunu her aldığı kararla tekrar tekrar ilan ediyor. İnsanlar can derdinde iken İçişleri Bakanı ne kadar basiretsiz, öngörüz ve yönetildiğini Cuma akşamı gösterdi. Görevini yerine getirmek yerine her işle meşgul olan bir İçişleri Bakanı var.”
Soylu’nun istifası
Bütün insanların hayatını sokağa çıkma yasağı ile tehlikeye atan bir İçişleri Bakanı’yla karşı karşıyayız. İstifa etmeden önce sokağa çıkma yasağının Cumhurbaşkanı ile aldığını ve onunla birlikte kararı aldığını söylemişti. Dün ise bunun kendi sorumluluğunda olduğunu söyledi. Kendisiyle açıkça çelişen bir beyan içerisinde olduğunu söyleyebiliriz. Ne yaptı; kendisi Cumhurbaşkanını temize çekmeye çalışıyor. Cumhurbaşkanı da İçişleri Bakanını temize çekmeye çalışıyor, karşılıklı birbirini aklama yönetimine dönüşmüştür. Bütün bunlar onların krizi ve Türkiye’yi yönetemediklerini, iç çatışmaları ve iç çelişkilerinin git gide arttığını ortaya koymuştur.”
İnfaz düzenlemesi
“Şimdi Kovid’in bu kadar yüksek oranda seyrettiği bir dönemde, 70 maddeyi geçirmeye çalışmak ne anlama geliyor? Bize diyorlar ki HDP süreci uzatıyor, hayır biz süreci uzatmıyoruz. Biz diyoruz ki; korona salgını sebebiyle 2 maddeyle, 1 maddeyle maksimum 3 maddeyle biz içeride tutulan, cezaevlerinde tutulan 295 bin mahpusun yaşam hakkını güvenceye alabiliriz. Bunu söylüyoruz. 70 maddeye ihtiyacımız yok. Biz içeridekilerin tahliyesini istiyoruz, serbest bırakılmasını istiyoruz ve onların ‘yaşam hakkı’ her şeyin üstündedir, diyoruz. Şu ana kadar iki tane kesin olmak üzere başka iddialar da var cezaevlerinden cenazeler çıktı, hastalar var, yaşlılar, engelliler var, çocuklu kadınlar, çocuklar var. Burada ciddi bir ayrım ve fırsatçılıkla onlar ölüme terk ediliyor. Diğer yandan bunlar ölüme terk edilirken burada da yasama organı, milletvekilleri de büyük bir tehlikeye atılıyor. Neden çünkü 70 madde görüşüyoruz. Ve önceliklerimiz yok.”
Özel af
“Burada özel af olduğunu ısrarla tekrar tekrar vurgulamak istiyoruz. Bu paket bugün geçse bile Anayasa’ya aykırıdır, tamamen keyfi, Anayasa ve ilgili tüm mevzuatı çiğnedikleri bir paket olacaktır. Meşru olmayacaktır. Son söz olarak şunu söylüyorum: Bu özel af yasasında söze af yok, düşünceye af yok, örgütlenme özgürlüğüne, siyaset yapma hakkına yok. Hiçbir söze af yok ama fiile af var. Tek bir kıbleleri var; kendimizi koruyalım, iktidarımıza laf söyletmeyelim. Bunu kabul etmemiz mümkün değil. Bundan sonrada biz meşru, haklı muhalefetimize her yerde devam edeceğiz. Cezaevinden çıkan her bir cenazenin müsebbibi, bu pakete oy veren herkestir diyoruz.”
ANKARA