Koronavirüs salgını sonrası farklı illerde ve semtlerde dayanışma ağları kurulmaya başlandı. Kocaeli’nin İzmit ilçesinde kurulan dayanışma ağının kampanya ismi Hepimiz hepimiz için
Türkiye’de hızla yayılan koronavirüs (Kovid-19) salgınına karşı hükümetin aldığı tedbirler yetersiz bulunurken, buna karşı gönüllülerin birçok kentte kurduğu dayanışma ağları her geçen gün büyüyor. Salgının merkez üssü haline gelen İstanbul’da kurulmaya başlayan ve sonrasında birçok kentte yayılan dayanışma ağı son olarak Kocaeli’nin İzmit ilçesinde kuruldu.
Binlerce işçinin bir arada çalıştığı birçok sanayi kuruluşunun bulunduğu kentte kurulan ağda yer alan gönüllülerden Çetin Ak, çalışmalarına ilişkin Mezopotamya Ajansı’ndan Tolga Güney’e konuştu.
İnsanları yalnız bırakmamak
Dayanışma ağlarının merkezi hükümet ya da yerel belediyelerin olanaklarına sahip olmadığına dikkati çeken Ak, “Fakat bu ağların insanlara psikolojik olarak yalnız hissettirmemek gibi bir görevi var. Bazı insanlar her şeye ulaşıyor olabilir ama buna karşı komşunuz ulaşamıyor olabilir. Karşı komşunun bu süreç içerisinde kendini yalnız hissetmemesini sağlamak en temel görevimiz olmalı” dedi.
Doğru bilgi ulaştırmak
Sosyal medyada çok fazla bilgi kirliliği olduğunu söyleyen Ak, dayanışma ağlarının yurttaşlara doğru bilgiyi ulaştırmak açısından da önemli olduğuna işaret etti. Bunun için sosyal medyayı aktif bir şekilde kullandıklarını ve konusunda uzman kişilerle canlı yayınlar yaptıklarını dile getiren Ak, “Eve kapanmalar ile birlikte kadına yönelik şiddet vakalarında da bir artış yaşandı. Bu şiddet vakalarına karşı kadınların neler yapabileceğine dair avukat arkadaşlarımız ile canlı yayın yaptık. Bir de bu süreçte çok yoğun olarak işçileri ücretsiz izne ya da tamamen işten çıkarma dalgası var. Bununla ilgili olarak da şuana kadar iş davalarında uzman bir avukat ile 4 bölümlük canlı yayın yaptık. Bunların devamı gelecek. Bu yayınlarda insanlar avukatlara istedikleri soruları sordular” ifadelerini kullandı.
Dayanışma binada başlıyor
Mahallelerde, “Hepimiz hepimiz için” diye bir kampanya başlattıklarını dile getiren Ak, kampanyanın özünü ise, “Alışverişe giderken komşunun da kapısını çalarak, ihtiyacı olup olmadığını sormak” olarak özetledi. Böylece dayanışmanın apartmanlardan başlayacağını vurgulayan Ak, apartmandan mahalleye, mahalleden ilçeye doğru büyük bir ağ kurulacağını belirtti.
Çocuklara özel çalışma
Eğitime ara verildiği için evde olan çocukları da unutmadıklarını ifade eden Ak, çocuk haber bülteni hazırladıklarını da aktardı. Bültenin her pazar günü yayınlanacağını söyleyen Ak, bülten içerisinde kukla tiyatrosu şeklinde bir video gösterimi de olacağını sözlerine ekledi. Bunun dışında kamu emekçileri için de bir çalışmalarının olduğunu söyleyen Ak, burada da kamu emekçilerinden alınan görüşlerin yayınlanacağını belirtti.
İşçi servisleri tıka basa dolu
Kocaeli’nin işçi kenti olması bakımından özel bir kent olduğunun altını çizen Ak, kentte sayısız orta ve büyük ölçekte fabrikanın yanı sıra hiç konuşulmayan küçük ölçekli işletmelerin olduğunu dile getirdi. Fabrikaların tamamı için önlem alınmadığını söyleyen Ak, “Her sabah işçi servisleri tıka basa işçiler ile dolu olarak gittiklerini görüyoruz. Kocaeli’deki Ford gibi büyük fabrikalar gelen tepkilerden dolayı geçte olsa üretime ara verdiler. Ama bunun dışındaki orta ve küçük ölçekli atölyelerde çalışma devam ediyor. Bu çalışma devam ettiği sürece hangi önlemi alırsak alalım. Hiçbir anlamı yok” şeklinde konuştu.
Vakalar işçi semtlerinde
Kocaeli’de uygulanan iki günlük sokağa çıkma yasağına da değinen Ak, fabrikaların pazar günü zaten çalışmadığının altını çizdi. “Sokağa çıkma yasağı göstermelik olmaktan başka bir anlam ifade etmiyor” diyen Ak, şöyle devam etti: “Bizim talebimiz herkesin temel ihtiyacının karşılandığı koşullarda sokağa çıkma yasağı ilan edilmesi. Fabrikaya giden işçiler ister bin ister yüz kişilik yerde çalışıyor olsun, oradan virüs alıp evine apartmanına taşıyor. Bakanın açıkladığı vaka yoğunluk haritasında Kocaeli’de yoğunluğun olduğu yerler Çayırova-Gebze hattı, İzmit Merkez-Ali Kahya hattı ve Gölcük ilçesi. Bu üç yerin en temel özelliği fabrika ve atölyelerin en yoğun olduğu, işçilerin en yoğun yaşadığı yerler olması. Bu durum bile önlemlerin alınmadığını gösteriyor.”
HABER MERKEZİ