ABD, Uluslararası Uzay Hukuku’nu hiçe sayan adımlar atıyor. Dünyayı adeta yok olmaya mahkum eden emperyalist kapitalist sistem, gözünü uzaya dikmiş durumda
Dünya üzerinde doğal alanlar neredeyse kalmamışken, yeraltı ise yerüstüne taşınmış durumda. Tüm bunlar yaşanırken sıra uzaya geldi. ABD, uzayda maden kaynaklarını arama, çıkarma ve kullanma çalışmaları için gerekli yasal düzenleme kararnamesinin Donald Trump’ın imzasıyla yürürlüğe girdiğini duyurdu. Başkanlık kararnamesine göre ABD, Ay’da maden arama ve çıkarılmasını engelleyen uluslararası hukukun kullanılmasına yönelik her türlü girişime karşı çıkacak, koşulların el vermesi durumunda Mars ve diğer gök cisimlerinde madencilik yapabilecek.
ABD Uzay Sözleşmesi’ne taraf değil!
ABD’nin 1979’daki Ay Sözleşmesi’ne taraf olmadığına dikkat çekilen kararname, “Amerikalılar, dış uzaydaki kaynakların aranması, çıkarılması ve kullanılması konusunda teşvik edilmeli” ifadesini içeriyor. Rusya ise, bu gelişme karşısında tepki gösterdi. Interfax’ın haberine göre, Rus Uzay Kurumu Roskosmos’un Başkan Yardımcısı Sergey Savalyev, uzayın özelleştirilmesinin kabul edilemez olduğunu belirterek, kararnameyi “sömürgecilik” olarak tanımlaması dikkat çekti.
Madenlerin ömrü 50-60 yıl
ABD’nin hatta daha önce uzay madenciliğine başlayacaklarını açıklayan Luxemburg, bu alana yönelinmesinin sebebi dünyadaki kaynakların giderek tükeniyor oluşudur. Bilim insanlarının tahminlerine göre, kapitalist endüstrinin temel elemenleri olan altın, gümüş, bakır, kalay, çinko, kurşun vb. gibi rezervlerin 50-60 yıllık bir ömrü kalmış durumda. İşte bunun için platinyum ve kobalt gibi değerli elementlerin asteroitlerden çıkartılıp dünyaya getilmesi hedefleniyor.
Astreoidler dünyayı vurabilir
Uzay madenciliğine yönelik en önemli eleştirilerin sahibi, Carl Sagan ve Steven J. Ostro gibi önde gelen astrofizikçiler, gezegenlerarası uzayda astreoidlerin rotalarının ve yörüngelerinin değiştirilmesinin Dünya ile çarpışma ihtimallerini arttıracağı ve bir felaketle sonlanabileceğini vurguluyor. ABD’de 2015 yılında onaylanan Uzay Yasası’nın ardından yayınlanan kararname ile şirketlerin önündeki engelleri kaldırılmış oldu. ABD’de uzay madenciliği ile ilgilenen iki büyük firma var. Bunlardan birisi Google’ın kurucu ortağı Larry Page’in firması olan ‘Planetary Resources’ ile ‘Deep Space Industries’ şirketi.
Milyar dolarların peşindeler
27 Ocak 1967 tarihinde imzalanan Uluslararası Uzay Hukuku Anlaşması doğrultusunda, uzayın tüm insanlığın ortak değeri olduğu ve hiç kimsenin veya hiçbir devletin uzaydan hak talep edemeyeceği karara bağlanmıştı. Ancak ABD’nin Uzay Hukuku’na rağmen uzayda mülkiyet hakkı, ABD yasalarıyla madeni bulan şirketin eline verilmek isteniyor. Planetary Resources bir açıklamasında, 30 metre uzunluğundaki bir asteroitten elde edilecek platinin 25-50 milyar dolar değerinde olduğunu iddia etmiş olması uzay madenciliğine neden kalkıştıklarını gösterirken, Rusya’nın itirazı da bu noktada ortaya çıkıyor.
Yeni felaketleri musallat edecekler
Ne ABD ne Rusya ne de diğer kapitalist devletler Dünya’da yaşamı yok eden üretim biçimlerine devam etmekten asla vazgeçmeyecekler. Canlı ya da cansız varlıkların en az onlar kadar hakkı olduğunu asla kabul etmezler. İnsanlar, hayvanlar, bitkiler, toprağın üstü ve altı, denizler, nehirler ve tüm sular onun için sömürüye tabbi tutulacak varlıklardır, hammadde depolarıdır ve bu nedenle her şeyi kendi malı gibi görür. Uzayı da bu sürecin içine alıp sömürmek dışında başkaca hiçbir amaçları yoktur. Ancak Dünya’da yarattıkları felaketler yeterince başımıza bela olmuşken, yeni felaketleri insalığa musallat edecekleri beklenmelidir.
EKOLOJİ SERVİSİ