Mazıdağı’nın Karataş köyü sakinleri, arazilerinde fosfat çıkarmak için kendilerini göçe zorlayan Eti Bakır A.Ş.’ye karşı verdikleri mücadeleye destek verme çağrısında bulundu. Köylüler, “Genelkurmay Başkanı’na kadar hiç bir askerin burada yetkisi yok. Şirket ne derse onu yapıyorlar” dedi.
Mardin’in Mazıdağı ilçesine bağlı Karataş (Şemika) köyünde, 2011 yılından bu yana yurttaşlara ait arazilerde fosfat ve gübre çıkarmak isteyen Cengiz Holding’e bağlı Eti Bakır Araştırma Şirketi faaliyetlerini sürdürüyor. Hükümete yakınlığıyla bilinen ve bünyesinde binlerce işçiyi çalıştıran şirket, köydeki alanını ise gün geçtikçe genişletiyor. Bir milyar dolar bütçenin ayrıldığı tesisleri için askeri karakolun yerini değiştiren şirkete ait kamyonlar molozlarını da köyün etrafına yığıyor.
Şirkete karşı mücadele devam ediyor
Köydeki tarım arazilerinin kendisine ait olduğunu iddia eden şirket, bir süre önce de 1,5 metre derinliğinde kazdığı hendekleri tepkiler üzerine toprak ile tekrardan doldurmak zorunda kaldı. Mezopotamya Ajansı’ndan (MA) Hacı Söylemez’in haberine göre; Geçtiğimiz günlerde şirkete ait iş makineleri önünde duran köylülerin, kendilerini topraklarından uzaklaştırmak isteyen şirkete karşı mücadelesi ise devam ediyor.
‘Derdimizi anlatacak yetkili bulamıyoruz’
Doğumundan bu yana köyde yaşayan Muhtar Mehmet Hadi Araç (67) şirkete karşı tepki gösterenlerden birisi. Holdinge bağlı şirketin ilk dönemlerde köylülere haklarını ihlal etmeyeceğini ve koruyacağı sözünü verdiğini kaydeden Araç, isim değişikliği ile halkın kandırılmak istendiğine dikkat çekti. “Derdimizi anlatacak yetkili bulamıyoruz” diyerek tepkisini dile getiren Araç, şirketin ilk kuruluş aşamasından bugüne kadar en az 10 kişinin kanserden öldüğünü aktardı.
‘Şirket ne derse o’
Yaşamını yitirenler arasında baba, amca ve dayısının da bulunduğunu belirten Araç, “Genelkurmay Başkanı’na kadar hiç bir askerin burada yetkisi yok. Şirket ne derse onu yapıyorlar. Şirket ‘köyü yakın’ dese, yakarlar” iddiasında bulundu. Araç son olarak, köye bir heyetin gönderilmesini ve yaşanan hak ihlallerinin yerinden tespit edilmesi talebinde bulundu.
‘Vatanımızı terk etmek istemiyoruz’
Para ile köylülerin gözlerinin kapatılmaya çalışıldığının altını çizen Ahmet Araç, “Bugün özgürlüğümü ve yaşamımı kaybedecek olsam bile o işi istemem. Biz sadece özgürlüğümüzü istiyoruz” dedi. 90’lı yıllardan bu yana siyasi duruşlarından kaynaklı “kırmızı çizgi” ile üzerlerinin çizildiğini söyleyen Araç, “Vatanımızı terk etmek istemiyoruz. Daha önce de bizi haritadan silmek istemişlerdi. Halkımızın bize destek vermesini istiyoruz, bizi unutmasınlar. İnsanlar 5 yıl sonra başlarına gelecekleri konusunda bilinçli değil” diye konuştu.
‘Haklarımızın verilmesini istiyoruz’
Köyün en yaşlı insanı olarak kendini nitelendiren Hasan Korkmaz (74) da, ilk dönemlerde kendilerine, “Araziler sizindir, maden için istimlak ediyoruz. Eğer maden çıkarılmazsa bu araziler sizindir, siz kullanırsınız” dendiğini aktardı. Ancak şirketin şimdi hem maden çıkardığını hem de ellerindeki arazilerine el koymak istediğini dile getiren Korkmaz, “Nerede bir pislik varsa onu bu topraklara getiriyorlar. Eğer bu ülkenin vatandaşlarıysak, bizim de haklarımızın verilmesini istiyoruz” çağrısında bulundu.