Ekonomi profesörü Erinç Yeldan, işçilerin ve yoksulların evde kalmalarını sağlayacak maddi destek için kaynağın servet vergisi ile sağlanabileceğini önerdi.
Koronavirüse (Kovid-19) karşı 100 milyar TL’lik sermaye odaklı açıklanan paketin yetersizliği tartışılırken, şimdi de yeni kaynak arayışları başladı. Kimi ekonomistler kaynak için para basılmasını kimileri ise IMF’nin kapısını çalmayı savunuyor. Ekonomistlerin bir bölümü de bu iki görüşü “yurttaşlara ek maliyet getireceği” gerekçesiyle reddederek, “servet vergisi” öneriyor.
Toplam mevduatları ülke bütçesinden daha fazla milyonerlerin yaşadığı Türkiye’de, hükümetin servet vergisini gündemine almaması tartışma konusu. Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) verilerine göre; yurt içinde ve dışında yerleşik milyonerlerin toplam sayısı önceki yıla göre 45 bin 314 kişi artarak, 2019 sonunda 225 bin 440’a yükseldi. Söz konusu milyonerlerin toplam mevduatı ise 2020 yılı için hesaplanan toplam bütçesinden daha fazla. Türkiye’nin 2020 yılı için toplam bütçesi 1 trilyon 96 milyar TL olurken, yurt içinde ve dışında yerleşik milyonerlerin toplam mevduatı ise 1 trilyon 391 milyar 597 milyon lira düzeyinde.
Sosyal politikalar
Gelinen süreçte alınacak ekonomik tedbirler arasında en güvenilir kaynağın servet vergisi olduğuna işaret eden durumu Mezopotamya Ajansı’ndan Selma Güzelyüz’e değerlendiren Bilkent Üniversitesi İktisat Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Erinç Yeldan, “İnsanlara ‘evden çıkmayın’, ‘evde kalın’, ‘sosyal mesafe koruyun’ dedikten sonra, insanların asgari geçim düzeyini korumak gerekir. Bunun için de IMF tipi kemer sıkma istikrar politikaları değil, genişleyici sosyal politikalara ihtiyaç var” dedi.
Sosyal politikalar, maliyetinin para basarak ya da ileri ki nesillere borç devrederek sağlanmaması gerektiğini belirten Yeldan, “Bugün zenginden, yüksek gelirlilerden alınacak vergilerle sağlanması gerekir. Yeri geldiğinde ‘hepimiz aynı gemideyiz’, ‘dayanışma içindeyiz’, ‘biz bize yeteriz’ hamasi sloganlarla yaratılan politikalar, gerçek anlamda dayanışma, eşitçilik, birbirine destek olma ile sürdürmek zorunda. Bunun içinde servet vergisi en anlamlı ve güvenilir kaynak olarak gözüküyor” önerisinde bulundu.
Geleneksel tedbirlerden çözüm olmaz
Yeldan, yaşanan ekonomik krizin önceki krizlerden farklı olduğunu ve alınan geleneksel para politikalarının çözüm olamayacağının altını çizdi. Yeldan, “Bu kriz, alışılmış geleneksel krizlerinden çok daha farklı olarak hem finansal hem gelir üzerinde talep eksikliği hem de üretim zincirinin parçalanması nedeni ile arz üzerinde yaşanıyor. Bundan önceki krizler genelde ya bir petrol fiyat krizi gibi arz yönüne bir şok oldu, ya gelir dağılımın çok bozulması üzerine talep üzerinde oldu ya da 2001 Asya krizi gibi oldu. Fakat topyekûn üç alanda kaynaklanan bir krizle karşı karşıyayız. Onun için bizim geleneksel para politikası, faiz politikası, kamu maliye politikası, gelirler politikası gibi öne sürülebilecek tedbirlerimiz bu krize yeterli olmayacak” değerlendirmesinde bulundu.
Hükümet servet vergisini düşünmez
Ülke ekonomisinin koronavirüsün yarattığı krizle mücadele etmesi için atılması gereken adımlara dair Almanya Kassel Üniversitesi ICDD Enstitüsü’nden iktisatçı Gaye Yılmaz’a göre, para basmanın ciddi enflasyon artışlarına sebebiyet vermesi dolayısıyla, Türkiye’nin IMF’ye gitme olasılığı daha güçlü. İktidarın, sermayenin tepkisinden kaynaklı servet vergisi yoluna da gitmeyeceğini söyleyen Yılmaz, “Şu anda ciddi bir virüs saldırısı var ve her yerde sokağa çıkma yasakları tartışılıyor. Bu ortama rağmen işçi sınıfı işe gidip gelmeye devam ediyor. Şimdi sermayenin bu kadar korunduğu bir dönemde, sermaye sınıfına servet vergisi gibi bir uygulama beklenmez. Hükümet bunu hiçbir şekilde düşünmez” dedi.
HABER MERKEZİ