Ergin Aktaş… Ağır hasta tutuklu… İki eli yok. 5 kez ATK cezaevinde kalamaz raporu veriyor. İşkence görüyor. Yetmiyor gördüğü işkence nedeniyle hem kendisine hem de avukatına daha yeni borç ihtarı gönderiliyor
Gülcan Dereli
Ergin Aktaş, 31 yaşında, Şubat 2011’den bu yana da cezaevinde. Ergin Aktaş kamuoyunu yakından takip ettiği bir ağır hasta tutuklu. Aktaş’ın bir eli bilekten, diğeri dirsekten itibaren yok. Aktaş, iki eli olmamasına rağmen Menemen ve Silivri cezaevlerinde tek başına tutuldu. Aktaş, cezaevlerinde vereme, KOAH, Tiberküloz ve bronşit hastalıklarına yakalandı. Aktaş için Adli Tıp Kurumu (ATK) tam 5 kez cezaevinde kalamaz raporu verdi. Avukatı Gülizar Tuncer, Aktaş’ın serbest bırakılması için raporlar üzerine infaz savcılığına 5 kez, bir sonraki mahkemelere de 5’er kez olmak üzere toplam 15 kez başvuruda bulundu. Ancak her seferinde reddedildi. Son olarak da idare mahkemesine başvuru yapıldı. İdare Mahkeme’den ise hala yanıt yok.
Bunun yanı sıra çok daha ağır uygulamalara maruz kalıyor Aktaş. Mesela cezaevinde işkence görüyor. Yetmiyor, işkence yapan yetkililer cezalandırılacağına Aktaş’a ve avukatı Gülizar Tuncer’e tazminat cezası veriliyor ve borç ihtarı gönderiliyor. Üstelik bu borç ihtarı, koronavirüs salgını cezaevlerini tehdit ederken gönderiliyor. Kamuoyu infaz düzenlemesini tartışırken neden siyasi tutukluları kapsaması gerektiğine dair çarpıcı bir örnek Aktaş.
AİHM’den tuhaf karar
Aktaş için başvurular yıllarca sürdü. Yüzlerce yazışma ve klasörler dolusu dosya gönderildi. İç hukuk tükenince Avrupa İnsan Hakları (AİHM) başvuruda bulunuldu. Ancak AİHM buna rağmen tıpkı buradaki mahkemeler gibi ret kararı verdi. Bu konuyu yorumlayan Aktaş’ın Avukatı Gülizar Tuncer, “AİHM’nin tıpkı Türkiye’deki mahkemeler gibi Ergin’in yargılandığı dava işlediği iddia olunan suç konusu ve ağırlaştırılmış müebbet olmasının, ağırlaştırılmış müebbetlerle ilgili çünkü şartlı salı verme yasağı var. Bunları öne çıkararak örnek veren bir karar olmasını istemedi. Yani Türkiye’ye yönelik tanıdık bir karar vermiş oldu” dedi.
‘Tam bir utanmazlık’
Son olarak ise mahkemeler bir skandala daha imza attı. Ergin Aktaş’a borç ihtarı gönderildi. Konuyu gazetemizle paylaşan Aktaş’ın avukatı Gülizar Tuncer şöyle aktardı: “Ergin Aktaş’ın içinde bulunduğu durumlar işkence olarak ifade edeceğim insanlık dışı cezalandırmaya dönüşmüştü. KOAH ve Tüberkiloz hastalığının, raporları var. Bunları da dikkate alarak son süreçte yaşanan koronavirüs salgını nedeniyle Ergin Aktaş’ın mevcut hastalıklarının onun için yaşamsal bir tehlike oluşturduğunu belirterek yeni bir rapor almaya gerek kalmaksızın dosyasındaki raporlar dikkate alarak derhal salı verilmesini talep ettik. Fakat başvurumuzla ilgili hiçbir yanıt gelmezken, seneler önce yaptığımız idare mahkemesiyle ilgili bir borç ihtarı belgesi geldi. Tam utanmazlık diyebileceğim bir şey.”
30 gün süre vermişler!
Geçtiğimiz Cuma günü kapısına postasının muhtarlıktan alınacağı bilgi notunun bırakıldığını ve konuyu buradan öğrendiğini anlatan Tuncer, “Muhtarlıktan aldığım belgede Ergin ile ilgili Adalet Bakanlığı’nın hizmetleriyle ilgili Genel Müdürlüğü’nün bize gönderdiği İdare Mahkemesi Menemen Cezaevi’nde yaşadığı işkenceye dair o davayı reddetmişlerdi, onunla ilgili masrafları ve vekalet ücreti istiyorlar. Av
ukatı olarak da bana gönderiyorlar bunu eğer 30 gün için de ödeme yapmazsak işte icra yoluyla alacaklarını ve ekstra olarak icra vekalet ücreti ödemek zorunda kalacağımızı ihtar ediyorlar” dedi.
‘Ölümcül salgın’
Böyle bir süreçte bu belgenin gönderilmiş olmasının önemine dikkat çeken Tuncer, “Bakın hasta bir mahpus olmasının ötesinde, korona sebebiyle yani doğrudan etkili olacak. Diğer hastalıkların dolayı ve biz acilen serbest bırakılması yönünde talepte bulunuyoruz. Devletin bize verdiği karşılık, serbest bırakılmasına yönelik dilekçemize herhangi bir yanıt verilmiyor. Bize borç ihtarı gönderiliyor. Ergin hasta mahpusların arasında en ağır konumda olan ve koronavirüs salgınında doğrudan ve en çok etkilenecek kişi. Yaşamsal durumu tehlikede, ölümcül bir hastalıktan bahsediyoruz ve bundan en çok etkilecek bir kişiden bahsediyoruz. Çünkü 2 kendisi gibi ağır hasta mahpusla birbirlerine bakmaya mahkum edilen insanlar bunlar” diyerek tepki gösterdi.
İktidar aklı
Tahliye başvurularına gerek kalmadan hasta tutukluların bırakılması gerektiğinin bir kez daha altını çizen Tuncer, “Ve bu ölümcül hastalık karşısında devlet aynı iktidarın başındakiler gibi parayı düşünüyor. Nasıl onlar bu son süreçte halkı düşünmüyorlar, ihalelerini düşünüyorlar, IBAN numaraları verip para istiyorlarsa bizim ceza ertelemesi ve serbest bırakılması taleplerimiz bize icra ve ödeme ile dönüyor. Bu kelimenin tam anlamıyla utanmazlık. Artık insanların ölüme terk edilmesi süreci zaten sürekli bir bicimde yaşanıyordu ama son korona nedeniyle hiç olmazsa ağır hasta mahpusların serbest bırakılması gerekir” dedi.
Dehşet bir yanıt!
Salgından dolayı tutukları serbest bırakması gereken mahkemelerin kendilerine gönderdiği borç ihtarının Türkiye’nin yargı gerçekliği olduğu eleştirisi yapan Tuncer, “Bu şu an Türkiye yargısının içinde bulunduğu durumu gösteren çok çıplak bir gerçeklik. Başka hiçbir söze gerek yok. Siz diyorsunuz ki ölecek müvekkilimi serbest bırakın derhal, onlar diyorlar ki buyurun bize para verin. Suç duyurunda bulunduğunuz idare mahkemelerine dava açtınız ama haklı görmedik sizi, bir de bize para ödeyeceksiniz! Bunu bu zamanda gönderiyorlar. Bu idare mahkemesinin kararı zaten dehşet bir şey” diye konuştu.
‘Koşulları çok kötü’
Son olarak martın başında Metris Cezaevi’ne yaptığı ziyarette durumlarında hiçbir değişiklik olmadığını söyleyen Tuncer, “İnsanlık dışı koşullara mahkum edilmişlerdi. Yine öyle iddia edildiği gibi hijyen, bakım şu bu falan hiçbir şey karşılanmamıştı. İki hasta tutuklu ile birlikte hücrelerini kendi temizliyor bu çocuklar. Çamaşır makinası hala yoktu” dedi.
Birbirlerine el ayak oluyorlar
Aktaş şimdi Metris R Tipi Cezaevi’nde 24 yaşındaki Abdullah Turan ve Serdal Yıldırım ile aynı koğuşta. Turan’ın boyundan aşağısı felçli, hareketsiz bir biçimde yatıyor. Sürekli yattığı için vücudunda yaralar açılmış. Yıldırım’ın belden aşağısı felçli. 12 metre karelik, havasız, hijyenik olmayan bir koğuşta yaşamaya mahkum edilmiş durumdalar. Aktaş, Yıldırım ve Turan bu ağır sağlık sorunları ile birlikte cezaevinde kalamayacağı açık şekilde ortada olmasına rağmen serbest bırakılmıyor.
‘Yaşamından kaygılılar’
3 engelli hasta tutuklu, birbirlerine bakmak durumunda bırakılıyor. Zorlu yaşam koşullarına rağmen biri arkadaşının, eli diğeri arkadaşının ayağı oluyor. Çamaşırlarını dahi yıkamak zorunda bırakılan Aktaş, ayaklarıyla yıkarken, Yıldırım ise çamaşırları sıkıyor, asıyor. Böyle birbirlerine destek olmaya çalışıyorlar. Arkadaşları Aktaş için kaygılanırken, Aktaş ise onlar için kaygılanıyor.
457 ağır hasta tutuklu var
İnsan Hakları Derneği (İHD) Hapishaneler Komisyonu’nun verilerine göre Türkiye ve bölge cezaevlerinde 457’si ağır olmak üzere bin 333 hasta tutuklu bulunuyor. Dünyanın hiçbir yerinde bu kadar hasta tutuklu yok.
İSTANBUL