Bazı insan hikayeleri vardır, bir benzerine zor rastlarsınız. İşte Buse’nin hayat hikayesi de böyle benzersiz bir hikaye!
Buse 45 yaşında trans bir kadın. Şu anda, Tekirdağ F Tipi cezaevinde, müebbet hükümlü olarak yatıyor.
O’nunla ilk karşılaşmamız, geçen yıl cezaevinde oldu. Tek , “ bedenimdeki hapishaneden kurtulmak” dedi bana ve anlattı hikayesini.
1973 yılında Ağrı’da doğmuştu. Doğduğundan itibaren kendisini kız çocuğu olarak görüyordu. Hatta şöyle düşünüyordu; “ babası hep erkek çocuk istiyordu, Buse doğunca annesi, babasından korktuğu için O’na erkek cinsel organı takmıştı. Yani Buse, babasını ikna etmek için, erkek görüntüsünde idi”.
Çocukluğunda, hep buna inandı. Hiç mutlu bir çocuk olamadı bu yüzden.
Yaşadıkları bölgede çok yoğun devlet baskısı vardı. 12 Eylül Askeri dönemi tüm izleri ile bölgede varlığını hissettiriyordu.
Çok küçük yaşta, PKK’ye katıldı. Uzun yıllar, oralarda kaldı. Ancak sonra, cinsiyet kimliği ve bunun yarattığı “iç talepleri” ağır bastı ve kendi isteği ile döndü ve devlet güçleri tarafından yakalandı.
Erzurum DGM’de, hiç avukatı olmadan yargılandı ve müebbet hapis cezası aldı.
Cezaevinde, erkekler koğuşunda kalmak zorunda kaldı. Uzun bir süre sonra, Tekirdağ F Tipi cezaevine nakil edildi ve tek başına, ağır bir tecrit altında kalmaya başladı.
Bu arada, kendi çabaları ile, Tekirdağ Asliye Hukuk Mahkemesine başvurarak “ cinsiyet geçiş ameliyatı” için izin talebinde bulundu. Mahkeme O’nu, tam teşekküllü bir devlet hastanesine nakletti ve “ Cinsiyet değişikliği, fiziken ve ruhen gereklidir” raporu aldı.
Ancak, Adalet Bakanlığı “cinsiyet değişikliği, fiziken ve ruhen zorunludur” ibaresi bulunan yeni bir rapor istedi.
Buse, çabalarımız sonrasında Bakırköy Ruh Ve Sinir Hastalıkları Hastanesinden “zorunludur” ibaresi taşıyan yeni bir rapor aldı.
Mahkeme kararı ve hastane raporlarına rağmen Adalet Bakanlığı Buse’yi tekrar Adli Tıp’a sevk etti. Adli Tıp’tan son verilen raporda, “ cinsiyet geçiş ameliyatının, hayati öneme sahip, acil bir ameliyat olmadığı” yazıldı.
Buse için, hayati önemde olan, müebbet hükümlüsü olup, yaşaması için tek önemli şey olan, cinsiyet değişikliği talebi, böylece engellendi.
Buse, “ bedenindeki hapishaneden kurtuluşu” engellendiği için ölüm orucuna başladı.
Biz, resmi ideolojiden şikâyet edenler; O’nun Türk- İslam sentezci yapısının, aynı zamanda son derece “erkek egemen”, “homofobik ve transfobik” olduğunu, lütfen unutmayalım.
Homofoni ve transfobi öldürür!
Buse’yi yaşatalım, O’na sahip çıkalım!