TGS Başkanı Gökhan Durmuş, salgın döneminde sokaklarda haber peşinde koşan gazetecilerin risk altında olduğunu belirterek, sağlıklı çalışma koşullarının sağlanması gerektiğini vurguladı
Koronavirüs (Covid-19) salgını nedeniyle Türkiye’de hayatını kaybedenlerin sayısı her geçen gün artarken en riskli meslek grubu içerisinde sokaklarda haber peşinde koşan gazeteciler var. Gazeteciler de salgınla doğrudan mücadele içerisinde olan sağlık çalışanları ve hizmet sektöründe çalışan emekçiler gibi haber peşinde koşuyor.
Gazetecilerin bu görevi yerine getirirken karşı karşıya bulunduğu tehlike nedeniyle geçtiğimiz günlerde meslek örgütleri tarafından açıklamalar yapılmış ve öncelikli olarak evden çalışma koşullarının devreye sokulması konusunda hem işverenlere hem de devlete çağrıda bulunulmuştu.
Medya sektöründe salgından en fazla etkilenen kesimin sahada çalışan gazeteciler ve televizyon kanallarında çalışanlar olduğunu belirten Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS) Genel Başkanı Gökhan Durmuş, Mezopotamya Ajansı’ndan (MA) Erdoğan Alayumat’a değerlendirmelerde bulundu.
Önlemler hala yeterli değil
Salgının yayılması ile birlikte bazı basın kuruluşlarının çalışmalarını evde sürdürdüğünü ifade eden Durmuş, “Ofislerde çalışan sayısı minimuma indirildi. Bu durum özellikle İstanbul’da sıkça görülen virüsün gazeteciler içerisinde ekili olmasını engelledi. Sendikamız da bu konuda sık sık işverenlere uyarılar yaparak bu önlemlerin alınmasına katkı sağladı. Ama hala yeterli olduğunu düşünmüyoruz. Çünkü her gün virüse yakalanan medya çalışanı bilgisi geliyor” dedi.
Gazetecilerin karşı karşıya bulunduğu tehlike Demirören Holding’e bağlı CNN Türk’ün, yeni salgın önlemleri kapsamında muhabir ve kameramanları bina dışındaki konteynerlerde çalıştırmasıyla gündeme oturmuştu.
Yaşanan bu skandalın ardından bir düzenlemeye gidilip, muhabir ve kameramanlar arasında vardiya sistemi kurularak 14 günlük izin dönemi getirildiğini aktaran Durmuş, bu sistemin diğer televizyonlar tarafından da uygulanması gerektiğini kaydetti.
Stüdyoda programa tepki
Durmuş, salgın tehdidinin bir diğer boyutunun ise TV kanallarına dışarıdan getirilen konuklar olduğunu dile getirdi. NTV kanalında iki ulaştırma çalışanında virüs tespit edilmesinin buna işaret ettiğini belirten Durmuş, “Evet toplumun doğru bilgiye, uzman görüşüne ihtiyacı olduğu bir dönemden geçiyoruz. Ancak bu görüşleri aktarabilmenin başka yöntemleri de var. Bu dönemde yoğun bakın ünitesinde çalışan doktoru televizyona çıkartmak gazetecilik başarısı değildir. Bina içerisinde çalışan gazetecileri korumanın yolu doktoru evinden internet üzerinden programa bağlamaktır” diye konuştu.
‘Sağlıklı çalışma koşulları sağlanmalı’
Topluma haberi ulaştırmanın gazetecilerin birincil görevi olduğunun altını çizen Durmuş, “Ancak meslektaşlarımız şunu da unutmamalıdır. Biz hastalanırsak haberi ulaştıramayız. O yüzde önce kendi sağlığımıza dikkat etmememiz gerekiyor. Eğer sağlıklı çalışma koşullarımız sağlanmıyorsa çalışmama hakkımızı kullanmakta bir seçenek olmalıdır” dedi.
Salgın tehdidi ile insanların evlerine kapanması özellikle TV çalışanlarının sanılanın aksine iş yüklerini arttırmış durumda.
İş yükü arttı
İsminin açıklanmasını istemeyen bir NTV çalışanı, salgın sonrasında iş yüklerinin daha da arttığını anlattı. Salgının ortaya çıkışıyla birlikte kanalda reklam alımının çok fazla arttığını belirten çalışan, gece vardiyasında 01.00 olan mesai bitiş saatinin 02.00’a çıkarıldığını söyledi.
Kanalda servis şoförlüğü yapan iki çalışanın test sonuçlarının pozitif çıktığını da belirten çalışan, “Bu iki çalışana izin verilip eve gönderildi. Ancak onlarla birlikte işe gelen çalışanlara hiçbir test yapılma ihtiyacı duyulmadı” diye konuştu.
İSTANBUL