İHD İstanbul Şubesi Hapishaneler Komisyonu, Marmara Bölgesi’ndeki cezaevlerinde son 6 ayda yaşanan hak ihlalleri ile ilgili raporunu açıkladı. Yapılan 543 başvuru içerisinde işkenceye varan hak ihlallerinin dışarıdan yükseltilecek ses ile ancak engellenebileceğinin altını çizildi.
İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şubesi Hapishane Komisyonu, Marmara Bölgesi’ndeki cezaevlerinde son 6 ayda yaşanan hak ihlallerine ilişkin hazırladıkları raporu, şube binasında gerçekleştirilen basın toplantısıyla paylaştı. Şube Başkanı Gülseren Yoleri’nin de katıldığı açıklama öncesi salona “İnsan haklarıyla insandır, mücadeleye devam” pankartı asıldığı görüldü.
Hazırlanan raporu İHD Hapishane Komisyonu üyesi Hatice Onaran paylaştı.
En çok ihlal Mart ayında yaşandı
Raporda 6 ay boyunca genel olarak tutuklulara yönelik fiziki saldırıların, tehdit darp ve işkencenin öne çıktığını aktaran Onaran, kendilerine en çok başvurunun 128 başvuru ile Mart ayında geldiğini söyledi.
“Ayakta sayım dayatması, ters kelepçe uygulaması, sayım ve telefon görüşmelerinde askeri tekmil ve askeri nizam dayatması, karşıt görüşlü mahpusların aynı ring aracıyla hastane götürülmesi. Yine keyfi disiplin cezaları, mahpusların özel alanlarını da görecek biçimde kameraların konulması, bazı hapishanelerde havalandırmanın üzerinin tel kafeslerle kapatılması yaşanan hak ihlallerinden bir kaçı” diyen Onaran, yaşanan hak ihlallerinin yaşam hakkı ihlallerine kadar gidebildiğini ifade etti.
‘Nefret saldırılarına ortam yaratılıyor’
Tutuklara keyfi disiplin cezalarının uygulandığını da belirten Onaran, bu disiplin cezalarının birbirine eklenmek suretiyle süreklilik sağlandığının altını çizdi.
Slogan atılması, görevliyi çağırmak için hücre kapısına vurulmasının dahi disiplin cezası olarak gerekçelendirildiğini belirten Onaran, “Verilen disiplin cezaları mahpuslara yönelik tecridi derinleştiren iletişim ve görüş yasaklarıyla birlikte hücre cezalarını da içermektedir. Üç disiplin cezası mahpusun infazının yakılması için yeter gerekçe kabul edilmektedir” dedi.
Sağlık hakkına erişimin engellenmesi üzerinde de duran Onaran, bu alanda en çok ihlalin yine 99 başvuru ile Mart ayında geldiğini kaydetti. Onaran, DAİŞ ve El Kaide üyesi tutuklularla, farklı görüşteki tutukluların aynı ring aracıyla götürülerek provokasyon ve nefret saldırılarına ortam yaratıldığını da vurguladı.
‘En çok ihlal iletişim yasaklarında’
Cezaevlerinde yaşanan ihlallerin başında ise iletişim yasaklarının geldiğini belirten Onaran, “Kitap gazete, dergi gibi süreli ve süresiz yayınların verilmemesi, dışarıdan gönderilen gazete ve dergilerin alınmaması, yine mahpusların yazdığı mektupların hiçbir gerekçe gösterilmeden gönderilmemesi ve mahpuslara gönderilen mektupların verilmemesi. Ayrıca, mahpusların edebi ve sanatsal üretimlerine de el konulmaktadır. Başvurulara göre hapishanelerde; mahpuslara telefon görüşmelerinde zorunlu kılınan tekmil uygulaması (önce kendi adını sonra konuştuğu kişinin adını bağırarak söylemesi), yine bazı hapishanelerde avukatların müvekkilleri ile yaptığı görüşmelerin cihazla sesli ve/veya görüntülü olarak kaydedilmesi, görüşmeyi izlemek amacıyla bir görevlinin hazır bulunması, avukat ile mahpusun birbirine verdiği belgeleri inceleme ve el koyma, görüş gün ve saatlerinin keyfi olarak kısıtlanması söz konusudur” bilgilerini verdi.
‘6 ayda 543 başvuru’
Cezaevlerinde yaşanan bu hak ihlallerinin dışarıdan yükseltilecek ses ile ancak engellenebileceğinin altını çizen Onaran, 2018 yılının ilk altı ayında yaşanan ihlallerle ilgili derneklerine toplam 543 başvuru yapıldığı bilgisini vererek şunları söyledi:
“Bunların 147’si sağlık ve tedavi hakkına yönelik engeller, 216’sı işkence, darp, tehdit ve disiplin cezaları, 115’i iletişim hakkına yönelik, 65’i ‘diğer’ başlığı altında topladığımız ihlallerdir. Bu başvuruların yoğunluğu tehdit, darp, işkence, kelepçe uygulaması, askeri nizam dayatması ve sağlık ve tedavi hakkına yönelik ihlallerdir. Bu başvuruların 33 tanesi kadın mahpuslar tarafından yapılmıştır. Marmara bölgesindeki hapishaneler dışında 12 hapishaneden başvuru almış bulunmaktayız. Yine basından çıkan haberlerden derlediğimiz ihlalleri de raporumuza ekledik. Hapishane komisyonu olarak sorunun çözümüne katkı sağlamak amacıyla, aldığımız her bir başvuru için ayrı ayrı; Adalet Bakanlığı, Ceza ve Tevkif Evleri Genel Müdürlüğü, TBMM İnsan Hakları Komisyonu, Hapishane İdaresi, Hapishanenin bulunduğu ilin il İnsan Hakları Kuruluna sorunun çözümü için dernek olarak yazılar yazdık.”
Son dönemde bu hak ihlallerinde belirgin bir artış yaşandığını da sözlerine ekleyen Onaran, “Hapishanelerde yaşanan hak ihlallerini tek başına bilgi sunmak için rapor haline getirmiyoruz. İnsan hakları savunucuları olarak esas amacımız; hak ihlallerini engellemektir” dedi.
HABER MERKEZİ
Kaynak: MA