İstanbul’da tedbirlerin tam olarak alınamadığını söyleyen İstanbul Tabip Odası Başkanı Dr. Pınar Saip, ‘Salgını halk sağlığı uzmanları yönetmeli’ dedi.
Dünyayı etkisi altına alan koronavirüs (Kovid-19) salgını can almaya devam ediyor. Salgın nedeniyle dünya genelinde 33 bin 993 kişi yaşamını yitirirken, vaka sayısı 723 bin 993 kişiye ulaşmış durumda. Türkiye’de de yapılan son resmi açıklamalara göre 168 kişi yaşamı yitirdi. Önlem olarak “Evde kal” çağrıları yapılmasına rağmen, ülke genelinde yüz binlerce insan çalışmaya devam etmek zorunda kalması nedeniyle hala büyük risk sözkonusu.
Sağlık meslek ve sivil toplum örgütleri ise, Sağlık Bakanlığı’nın yaptığı açıklamaların aksine gerçek rakamların gizlendiği görüşünde. İstanbul Tabip Odası’nın (İTO) dün açıkladığı “Korona Günlerinde İstanbul’da Sağlık-1 Kamu Hastaneleri Raporu”na göre, 30 Mart 2020 itibarıyla kentteki kamu hastanelerinde kesin ya da şüpheli/olası Kovid-19 tanısıyla yatırılarak izlenen/tedavi edilen hasta sayısı 2 bini aşmış durumdayken, yoğun bakım ünitelerine yatırılan vaka sayısı ise 200’ün üzerinde. Rapora göre, yine İstanbul’daki kamu hastanelerinde bugüne kadar enfekte olan hekim, sağlık çalışanı sayısı 100’ü geçmiş.
İstanbul Tabip Odası Başkanı Dr. Pınar Saip, kentte ve ülke genelinde salgınla mücadeledeki eksiklikleri ve yapılması gerekenleri Mezopotamya Ajansı’ndan Erdoğan Alayumat’a değerlendirdi.
Sağlık Bakanlığı tarafından açıklanan verilerin detaylarının verilmemesi üzerinde duran Dr. Pınar Saip, raporlarında yer aldığı gibi İstanbul’da 2 bin kişinin koronavirüse yakalandığını, bunlar arasında en az 100 sağlık çalışanı olduğunu yönündeki bilgilerin kendilerinin tespit ettikleri rakamlar olduğunu, daha fazla olabileceğini dile getirdi. Dr. Saip, yaygın testler yapılmadığı için kaç kişinin salgına yakalandığını bilmediklerini ifade etti.
Bunlarla birlikte şüpheli bulguların Kovid-19 olarak kabul edilmediğini ifade eden Saip, yine tomografi ile şüpheli olduğu anlaşılan vakaların olduğunu ancak test sonucu çıkmamış olduğu için bunların vaka olarak kabul edilmediğini kaydetti.
Koşullar sağlanmalı
İstanbul Tabip Odası Başkanı, salgınla daha etkili mücadelede insanların evde kalması için hem özel sektörde hem de kamu sektöründeki çalışanların maaşlarının verilmesi ve gerekli imkanların sağlanması gerektiğini de dile getirdi. Saip, “Eğer siz maddi açıdan destek sağlamazsanız günlük çalışmak zorunda olan insanların evde kalmasını sağlamanız mümkün değil. Bu nedenle herkese belli bir asgari ücret verilmeli ki bu dönemde insanlar evde açlık çekmesinler. Çünkü Kovid-19 salgının yayılmasının bir nedeni de beslenme ve temizlik eksikliği, insanların bir arada yoğun olarak yaşaması. Bunların bir bütün halde değerlendirilmesi gerekiyor” dedi.
Çalışanların uymaları imkansız
“Evde kal” çağrılarına günlük olarak çalışan insanların uymasının çok mümkün olmadığını sözlerine ekleyen Saip, şunları söyledi: “Ekmek gibi gıda sektörü ve sağlık alanında çalışanların dışında insanların evde kalmasını sağlayacak gerekli ekonomik tedbirlerin alınması gerekiyor. Başka türlü kalmaları mümkün değil. İstanbul’da tedbirler tam olarak ne yazık ki alınamıyor. Gerekli olmayan iş alanlarındaki çalışma düzenin bitirilmesi lazım, bu alanların çalışmaması lazım. Bir yandan da insanların işsiz kalmayacağı, maaşlarının bir şekilde ödeneceği konusunun devlet tarafından güvenceye alınması gerekiyor. Ekonomik anlamda beslenme ve temizlik sorunu yaşayan yurttaşların bu ihtiyacının devlet ve belediyeler tarafından karşılanması gerekiyor. Gerekli tedbirler alınmadığı sürece parklarda dolaşan insanların ayrıştırılması çok anlamlı değil. İnsanların daha yoğun bir arada olduğu yerler var, fabrikalar çalışıyor. Mahallerde insanlar kuyruklarda bir arada duruyor. Bu da riski daha da arttırıyor.”
Kurullarda meslek örgütleri yok
“Salgını halk sağlığı uzmanları yönetmeli” diyen Dr. Saip, bu konuda yapılması gerekenleri “Bu süreç yürütülürken hem ülke çapında TTB hem de illerde valilikler tarafından kurulan kurullarında sendikalar, Tabip Odaları ve STK temsilcileri yer almalı. Bu kurullarda meslek odalarının ve sendikaların temsilcileri yer almıyor. Bu şekilde bir salgını kontrol altına almak mümkün değil. Orada her kesimin ihtiyaçlarının giderildiği bir süreç yaşanmak zorunda, ancak bu şekilde bunun üstesinden gelinebilinir” sözleriyle dile getirdi.
HABER MERKEZİ