Çiftçinin tarım desteklerine DEDAŞ tarafından el konulmasını değerlendiren Tüm Köy Sen uzmanı Sedat Başkavak, ‘Devletin verdiği desteğin başka bir kurum tarafından bloke edilmesi ya da alacağına karşılık kendi hesabına aktarılması yasal değildir’ dedi
Dicle Elektrik Dağıtım Şirketi (DEDAŞ) çiftçileri adeta üretimden vazgeçirecek uygulamlarını devlet desteği ile sürdürüyor. Mardin, Urfa ve Diyarbakır’da üretici köylüler, ürettikleri ürünlerden elde ettikleri gelirin giderek düştüğü, tohum ve tarımsal ilaca para yetiştiremediği dönemde çiftçiyi susuzluğa mahkum edip yeraltı suyuna yönelendirerek DEDAŞ’a mahkum eden iktidarın üç kuruşluk tarım desteğine DEDAŞ’ın el koyması AKP tarafından sağlandı. DEDAŞ’ın hukuksuz uygulamlarına olanak tanıyan iktidarın koronavirüs salgınında bu tip uygulamlara göz yumması anlaşılmaz geliyor.
Yasal da değil
Tüm Üretici Köylüler Sendikası Uzmanı (Tüm Köy Sen) Sedat Başkavak’a DEDAŞ’ın tarım desteklerine el koymasını ve salgın sürecinde tarımsal üretimin durumunu sorduk. Başkavak, “DEDAŞ bunu hep yapıyor. Normalde ödenen destekler tarımsal üretimin yapılması için devletin çiftçiye verdiği bir destek. Yani hibedir ya da bağıştır. Dolayısıyla devletin verdiği desteğin başka bir kurum veya kişi tarafından bloke edilmesi ya da alacağına karşılık kendi hesabına aktarılması yasal değildir. Bugün elektrik borcu için desteğine el konulan köylülerden alacağı için DEDAŞ hangi icra dairesinden karar altmış da köylünün elektrik borcu için desteğine el koyuyor? Kanun DEDAŞ için farklı mı işliyor? Bu işlem hukuki de değil yasal da değil” diye belirtti.
Üretim baltalanıyor
Koronavirüs nedeniyle üretim olmazsa virüs krizinden sonra kıtlık krizi yaşayacağız diye belirten Başkavak, “O nedenle üretimi teminat altına almak için tarim destekleri genişlemeli ve artırılmalı. Köylünün bankalara, kredi kooperatifine olan borçları başta olmak üzere elektrik ve sulama suyu borçları için sendika olarak faizsiz ertelensin dediğimiz bir dönemde, köylünün elektrik borcuna karşılık tarim desteğine el konulması başta üretimi baltalamaktır. Birleşmiş Milletler Tarım Komisyonu endüstriyel tarım üretimi yapan şirketlerin kârlı olanı üretmek istediklerini belirtirken dünyanın kıtlık sorunu yaşamaması ve tarım ürünü ihtiyacının karşılanması için küçük üretici köylülerin desteklenmesi gerektiğini rapor ettiğini de unutmayalım” dedi.
Üretici desteklenmeli
Dünya ülkeleri koronavirüs nedeniyle kapılarını kapattığını söyleyen Başkavak, “Evlere kapanma tüm dünyada tüketimi artırırken, gıda arzında da yaşanan sorunların artarak devam edeceği konuşulmaktadır. Rusya tarım ürünleri ihracatını durdurdu. Ekilip hasat edilen bakliyatı, yetiştirilip toplanan sebze ve meyveyi, büyütüp beslenen hayvanın etini, sütünü bugün sofralarımızda bulabiliyoruz. Fakat hem süren bu salgın döneminin uzaması durumunda hem de önümüzdeki yılın ihtiyacı temel gıda ürünlerini yine sofralarımızda bulmak istiyorsak ülke tarımı ve üretici köylüsünün bu zor günlerde desteklenmesi gerekir” diye belirtti. Başkavak açıklamasının devamında, “Tarım desteklerini azaltan, girdi maliyetleri karşısında çiftçi ailesini tarım üretimi yapamaz hale getiren, tarımı çökerten politikalarıyla çiftçileri tarımdan vazgeçirerek büyükşehirlere göçe zorlayan kapitalist sistemin tarım politikaları bir kez daha iflas etmiştir. Koronavirüs krizi bitince kıtlık krizi ile karşı karşıya kalmamak için üretici köylünün ve ülke tarımın desteklenmesi gerektiği bir kez daha açıkça görülmüştür. Bu nedenle tarım üretimini ve üretici köylüyü üretemez hale getirecek tüm uygulamalar bir an önce durdurulmalıdır” dedi.
EKOLOJİ SERVİSİ