Tahir Elçi cinayetinde tanık sıfatıyla ifadelerine başvurulan 3 polisin, Londra Üniversitesi’nin hazırladığı rapor sonrası dosyaya ‘şüpheli’ olarak dahil edildikleri ortaya çıktı
Diyarbakır’ın Sur ilçesinde öldürülen Diyarbakır Barosu Tahir Elçi cinayetinde yürütülen soruşturma tamamlanarak dava aşamasına geçildi. Soruşturma dosyasında aradan geçen 3 yıla aşkın bir süre dosyada tanık sıfatıyla ifadelerine başvurulan 3 polis, ancak Londra Üniversitesi Adli Mimarlık Bölümü Forensic Architecture’un hazırladığı raporda ‘muhtemel fail’ olarak işaret edilmesinin ardından “şüpheli” sıfatıyla ifadelerine başvuruldu.
Diyarbakır Barosu’nun Londra Üniversitesi Adli Mimarlık Bölümü Forensic Architecture’e hazırlattığı raporu Ocak 2019’da Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı’na sunmasının ardından, aradan bir yıl geçtikten sonra 9-10 Ocak 2020’de Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı polisler S. T., F. T. ve M. S.’nin “şüpheli” sıfatıyla ifadelerine başvurdu. 4 buçuk yıl boyunca soruşturma aşamasında kalan dosyada, polisler aleyhine tek delil olarak sadece Londra Üniversitesi Adli Mimarlık Bölümü Forensic Architecture’un hazırladığı rapor yer aldı.
Elçi’nin başına isabet eden tek mermiyle öldürüldüğü sabit iken iddianamede, şüpheli 3 polisin “Bilinçli taksirle öldürmekten” suçlanması ve merminin hangi polisin silahından çıktığının bilinemeyeceğini belirtmesi, örgüt mensubu Uğur Yakışır’a “Olası kastla öldürmekten” dava açılması, tek bir kurşunla öldürülen Elçi cinayeti için 4 fail yaratan iddianamedeki “niyet”, kısa zamanda hukukçuların eleştirilerinin hedefi oldu.
‘Polislerin öldürdüğü raporla ortada’
Diyarbakır Barosu avukatlarından Mahsuni Karaman, “Elçi cinayeti ile ilgili Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianame, maddi gerçek üzerine oluşturulmuş bir iddianame değildir. Olayın oluş şekli, oluş şekline ilişkin dosya içinde yer alan deliller ve özellikle uzmanlık raporu, Tahir Elçi’nin 3 polis memurlarının açtığı ateş sonucu öldürüldüğünü ortaya koymaktadır. Yine öldürme eyleminin, doğrudan kastla veya olası kastla işlendiğini gösteren delillere rağmen, davanın taksirle öldürme olarak açılması ne vakaya uygun, ne de beklentilerimizi karşılamaktadır” değerlendirmesi yaptı. Davanın avukatlarından Neşet Girasun, “Bu iddianame Tahir Elçi cinayetini aydınlatmaya yönelik bir iddianame değildir. Bir göz boyamaya yönelik bir adımdır” diye konuştu.
Görüntüler eksikti
Tahir Elçi, Diyarbakır’ın Sur ilçesinde yaşanan çatışmalardan zarar gören Dört Ayaklı Minare’nin önünde 28 Kasım 2015’te basın açıklaması yaptığı sırada öldürüldü. Elçi cinayetine ilişkin ölümünün 5’inci yılında ancak iddianame hazırlanabildi. Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı’nca başlatılan soruşturma kapsamında olay yerinde olup, Elçi’nin bulunduğu yöne ateş eden polislerin “şüpheli” olarak değil, “tanık” olarak ifade verdikleri ise bir süre sonra ortaya çıktı. Tıpkı olay anında kamera çekimi yapıp, ifadesi alınan polis memurunun çektiği görüntülerden Elçi’nin öldürüldüğü anlara dair 13 saniyelik görüntüsünün olmadığının anlaşılması gibi.
5 savcı değişti
Bu konuda adım atılıp atılmadığı konusunda bilgi edinilemezken, işlenen cinayetten 13 gün sonra Diyarbakır Barosu tarafından faillerin bulunması talebiyle her hafta cuma günü Diyarbakır Adliyesi önünde yapılan eylem, 4 buçuk yılı geride bıraktı. Geçen bu sürede 3 başsavcı ve 5 savcının değiştiği cinayete dair soruşturma dosyasında iddianame ancak 20 Mart 2020’de hazırlanabildi.
DİYARBAKIR