Koronavirüs kafalarda bazı soru işaretleri bıraktı. Bu soruların bir kısmına John Hopkins Üniversitesi yanıt veriyor. Dr. Gülden Kurttekin Tetikel, John Hopkins Üniversitesi’nin virüsle ilgili İngilizce yayınlanan makalesini Türkçe’ye çevirdi
Gülcan Dereli/İstanbul
Amerika’daki John Hopkins Üniversitesi, koronavirüs ile ilgili çarpıcı bilgiler paylaştı. John Hopkins Üniversitesi’nin yayımladığı makaleyi Dr. Gülden Kurttekin Tetikel, İngilizce’den Türkçe’ye çevirdi. Ses kaydı paylaşan Dr. Tetikel, çeviri yaparken paylaşılan bilgilinin önemine vurgu yaparak, bilginin yaygınlaştırılması gerektiğini söyledi. Biz de Jonh Hopkins Üniversitesi’nin paylaştığı bilgileri sizin için hazırladık.
Bu salgından kaçınmanın yollarını paylaşan John Hopkins Üniversitesi, şu bilgilere dikkat edilmesi gerektiğinin altını çizdi:
“Bu koronavirüs yaşayan bir organizma değil. Bu bir koruyucu yağ tabakası ile kaplı bir protein molekülü. Burundan, ciltten veya yüzün herhangi bir açık yerinden emildiği taktirde genetik kodunu değiştiren, koruyucu yağ tabakasıyla kaplı bir protein molekülü. Vücut tarafından, yani burun mukozasından ağız yoluyla veya el yoluyla, cilt yoluyla emildiğinde de bu protein molekülleri, saldırgan hale gelip çoğalmaya başlıyorlar. Virüs yaşan bir organizma olmadığı, bir protein molekülü olduğu için öldürülemiyor ama kendi kendine çürüyor ve yok oluyor.
Virüs çok kırılgan
“Bu ortadan yok olma zamanı ısıya, neme ve bulunduğu ortama ya da neye yapıştıysa, tutunduysa o materyale göre de değişebiliyor. Virüs çok kırılgan. Ve virüsü koruyan tek şey ince tabaka halindeki yağ tabakası. Bu yüzden de herhangi bir kalıp sabun veya deterjan en iyi çözüm.
Sabun veya deterjan en iyi tedavi yöntemi. Köpük yağı kesiyor. Bu yüzden ellerinizi dirseklerinizin iç tabakasına kadar bol bol 20 saniye veya daha uzun süre sabunlayın, köpürtün ve yıkayın. Eller sabunlandığında uzun uzun bu protein tabakasının üzerindeki yağı da çözündürüyor ve yok ediyor. Protein molekülü bozuluyor. Ve kendi kendisine çürümeye, yok olmaya başlıyor. Çünkü körüp yağı çözüyor.
Hepimiz ısının yağı erittiğini biliyoruz. Bu yüzden de 25 derece santigrat üzerindeki ısıdaki su ile ellerimizi yıkamamız, giyesilerimizi 30 derecenin üzerinde yıkamamız ve her şeyi de en az 25 derecelik ısıdaki su ile yıkamamız gerekiyor. Ayrıca sıcak suyun daha fazla köpük sağladığı da bilindiği için her şeyi sıcak su ile yıkanması öneriliyor.
Temiz havada yaşayamıyor
“Eller dahil olmak üzere 25-30 derecelik su ile yıkanmalı. Sıcak su köpüğün daha fazla artmasını sağlıyor. Yüzde 65 üzerinde olan alkol veya alkol içeren herhangi bir karışım ne tür yağ olursa olsun yok ettiği için özellikle virüsün dışındaki yağ tabakası için çok faydalı.
Bire beş oranında yani 1 ölçü çamaşır suyu 5 ölçü su direkt olarak proteini eritiyor ve yağ tabakasını yok ediyor ve ortadan kaldırıyor. Tabi bu karışım asla içilmemeli. Sadece temizlik için kullanılacak. Yerler, kapı kolları, lavabolar vs, bir çay bardağı çamaşır suyu 5 çay bardağı su karışımı ile dezenfekte edilmeli.
Virüs yaşayan bir organizma değildir. Bir bakteri gibi. Bu yüzden herhangi bir antibiyotik, canlı olmayan hiçbir şey yok etmeyeceği için sakın antibiyotik kullanmayın.
Kullanılmamış, kullanılmış giysileri, çarşafları veya bezleri sakın silkelemeyin. Çünkü herhangi bir yüzeye yapışıyor. İçine işliyor, giysilerin, yerlerin sildiği bezlerin, havluların, halıların, kilimlerde kumaşta ve kaygan yüzeyde 3 saat kalıyor. Giyside, bakırda 4 saat yaşıyor, kesme tahta vs. de 4 saat yaşıyor. Bütün nemi de emdiği için bu tür yüzeylerde 4 saate kadar yaşayabiliyor. Mantar panolarda 24 saate kadar yaşıyor, metal de 42 saat yaşıyor, plastikte ise 72 saat yaşıyor.
Toza dikkat
“Herhangi bir şekilde toz almak amacıyla kullanılan tüyden yapılan maddeler, toz alıcı tüyler vs. bunlar silkelendiği taktirde koronavirüs solunan havada 3 saate kadar asılı kalıyor ve havada asılı kaldığı için bu havayı burun yoluyla alınıyor. Ve o yüzden de çok yayılıyor. Virüs molekülleri soğukta klimalı evlerde arabaların klimalarında asılı olarak kalıyor ve yaşamaya devam ediyor. Aynı zamanda neme ve özellikle karanlığa ihtiyaç duyuyorlar. Bu yüzden evinizin havasının kuru, ılık ve özellikle aydınlık olması gerekiyor. Bu durumda daha kısa sürede yok oluyor. Herhangi bir ultra viyola ışığı taşıyan nesne bu virüs proteini yok ediyor. Örneğin eczanelerden 5 liraya satın aldığımız kumaş maskeler çok faydalı. Bu maskeleri dezenfekte edip tekrar kullanılabilinir. Ama bir dezavantajı şu, kolojeni yok ettiği için çok uzun süre kullanımı yüzde ve vücutta kırışıklığa ve deri kanserine neden olabiliyor.
Sirke ile ilgili bilenenler yanlış
“Sağlıklı ciltten virüs içeriye giremez. Sirke kesinlikle işe yaramıyor. Çünkü sirke bu yağın protein molekülünün üzerindeki korucu yağ tabakasını çözmez ve ortadan kaldırmaz. İçinde alkol bulunan içkiler hiçbir işe yaramıyor. En güçlü, en sert votkanın bile yüzde 40 alkol içerdiğini biliyoruz, bu yüzden alkollü içecek hiçbir şekilde işe yaramıyor.
Sık sık temizlik yapılmalı
“Ağız kokusunu gidermek ve ağız hijyenini sağlamak için listerinler yüzde 65 alkol içerdiği için çok faydalı.
Bulunduğunuz ortam ne kadar kalabalıksa, ne kadar çok insan varsa virüs o kadar bu ortamı seviyor. Onun için bulunduğunuz ortam ne kadar açık ve doğal biçimde havalandırıldıysa camları açıp havalandırdıysanız virüs o kadar temiz havanın girdiği yerden nefret ediyor. Az kişinin bulunduğu ortamlardan yalnız burnunuza, yiyecekler, kapı kilitlerine kapı kollarına, elektrik düğmelerine, uzaktan kumandaya, cep telefonlarına, saatlere, bilgisayarlara, masalara, televizyona vs, dokunmadan önce ve dokunduktan sonra her seferinde eller yıkanmalı.
Banyoyu kullanırken de aynı şey geçerli, kullanmadan önce de elleriniz yıkıyorsunuz sonra da. Ya da herhangi bir şeye dokunmadan sonra tekrar eller yıkanmalı. Eller bu kadar sık yıkandığı için sık sık nemlendirilmeli, bol bol el kremi kullanılmalı. Çünkü çok sık yıkanan ellerde çatlaklar oluşacağı için bu moleküller bu incecik gözle görülmeyen çatlaklardan içeri girebilir. Temas sırasında. Dolaysıyla sık sık el nemlendiricisi ve el kremi kullanılmalı. Tırnaklar mutlaka kısa kesilmeli. Çünkü kısa tırnakta virüs barınamaz.”