Salgının cezaevleri üzerindeki riskine dikkat çeken HDP’li tutuklu siyasetçilerin aileleri, kaybedecek bir günleri bile olmadığını belirterek, ‘İnfaz düzenlemesi kapsayıcı olmalı ve bir an önce tahliyeler başlamalı’ dedi
Koronavirüs (Covid-19) salgınının yayılmasıyla risk altında bulunan cezaevleriyle ilgili kaygılar gittikçe artıyor. Kamuoyunda tutukluların tahliye edilmesine yönelik beklentiler sürerken, hükümet tarafından Meclis’e getirilmesi beklenen infaz düzenlemesinde siyasi tutukluların kapsam dışı bırakıldığı ortaya çıktı. Bu durum, Adalet Bakanlığı’nın cezaevlerinde risk olmadığı yönündeki açıklamasıyla endişelerin daha da artmasına neden oldu.
HDP’li tutuklu siyasetçilerin aileleri, konuya ilişkin Mecopotamaya Ajansı’ndan (MA) Özgür Paksoy’a konuştu. HDP eski Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, milletvekilleri İdris Baluken, Gülser Yıldırım ile Diyarbakır Büyükşehir Belediye Eşbaşkanı Gültan Kışanak ve Van Büyükşehir Belediye Eşbaşkanı Bekir Kaya’nın aileleri, hükümetin tahliyelerle ilgili bir an önce adım atması ve infaz düzenlemesinin siyasi tutukluları da kapsamı gerektiğinin altını çizdi.
Demirtaş: Çok kaygılıyız
HDP eski Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, 4 Kasım 2016’dan bu yana Edirne F Tipi Cezaevi’nde tutuklu bulunuyor. 3 buçuk yıldır tutuklu bulunan ve 26 Kasım 2019’da fenalaşması üzerine hastaneye kaldırılan Demirtaş’ın eşi Başak Demirtaş da kaygılı. Cezaevlerinin salgının yayılması açısından uygun ortamlar olduğuna dikkat çeken Başak Demirtaş, birçok ülkenin bu nedenle siyasileri de kapsayan şekilde tahliye kararları verdiğini belirterek, “Bakın, hala bu koşullarda bile, bazı cezaevlerinde mahpuslara hijyen malzemelerinin verilmediğini biliyoruz. Cezaevlerinde koğuşlar çok kalabalık, havalandırma yetersiz, sağlıklı beslenmek mümkün değil. Cezaevi görevlileri sürekli dışarıyla temas halindeler. Bu hem onlar için hem de mahpuslar için hayati riskler taşıyor. Bu koşullara barolar, Tabipler Birliği de dikkat çekti. İnanın ki, kaybedecek bir gün bile vaktimiz yok” diye konuştu.
Gözleri ve kulaklarının cezaevlerinde olduğunu belirten Demirtaş, “Ben de çocuklar da Selahattin’in annesi, babası ve onu seven herkes, cezaevlerinde yakınları olan yüz binlerce kişi gibi çok kaygılıyız. Eğer yeterli kamuoyu baskısı oluşursa bu paketin daha kapsayıcı bir hale geleceğine inanıyorum” dedi.
Kışanak: 12 Eylül’den bile korkunç olabilir
Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi Eşbaşkanı olduğu 25 Ekim 2016’da gözaltına alınması ardından yerine kayyum atanan Gültan Kışanak, 3 buçuk yıldır Kocaeli 1 Nolu F Tipi’nde tutuluyor. Kışanak’ın kızı Evin Jiyan Kışanak, yıllardır annesinin görüşüne gittiği Kocaeli Cezaevi’nin fiziki ve hijyen koşullarının sağlıklı olmamasından endişeli. Sağlıklı bireylerin bile cezaevi koşullarında sağlık sorunları yaşadığına değinen Kışanak, bu nedenle bütün tutukluların derhal tahliye edilmesi gerektiğini belirtti.
Kışanak, Annesiyle yaptığı telefon görüşmesinde, kendilerine hiçbir şekilde dezenfektan ya da hijyen malzemelerinin bile verilmediğini aktardı. Meclis’e getirilmesi beklenen infaz düzenlemesinin çok eşitsiz bir paket olduğunu kaydeden Kışanak, şunları dile getirdi: “Bu şekilde olursa, eşitsiz bir düzenleme yapılırsa, hiç kimsenin, ailelerin, bizlerin, hak savunucuların, dünyanın kabul etmeyeceği bir düzenleme olacaktır. Annem 40 sene önce Diyarbakır Cezaevi’nde 12 Eylül’de çok korkunç süreçlerden geçti. Oradaki birçok insan, insanlığa karşı suçlara maruz kaldı. Eğer bugün bu düzenleme yine eşitsiz bir şekilde yapılırsa, bu belki de 12 Eylül’den daha korkunç bir şey olacaktır. İnfaz yasasının herkesi kapsayan eşitlikçi bir düzenleme olması gerekiyor.”
Hasta tutukluların durumuna dikkat çeken Kışanak, “Annemin de kronik hastalıkları var. Çok daha ağır hastalıkları olan bir sürü hasta mahpus var, yaşlı mahpus var, çocukları ve bebekleriyle kalan kadınlar var. Hapishanelerde kadın ve çocuk tutsaklar var. Risk grubunda olan çok fazla insan var. Bütün bu insanların derhal, çok hızlı bir şekilde tahliye edilmesi gerekiyor. Yarın çok geç olabilir. Çok hızlı hareket etmek gerekiyor” uyarısında bulundu.
Kaya: Tabutlar çıkmadan…
Van Büyükşehir Belediyesi Eşbaşkanı olduğu 2016 yılında tutuklanan ve hakkında verilen 8 yıl 3 ay hapis cezası onanan Bekir Kaya’nın eşi Aslı Kaya, hükümete ve kamuoyuna şöyle seslendi: “Dünyayı ve ülkemizi etkisi altına alan koronavirüs nedeniyle bizler evlerimizde, uygun ortamlarda bile kendimizi koruyamazken, dört duvar arasında binlerce insan kendilerini nasıl koruyabilirler. Çok geç olmadan, cezaevlerinden tabutlar çıkmadan, bir an önce, başta hasta tutsaklar olmak üzere, eşim Bekir Kaya ve tüm siyasi tutsakların tahliye edilmesini istiyoruz. İnsani, vicdani ve hukuki olan bu çağrımıza ses verin.”
Baluken: Duyarlı olmaya davet ediyorum
Bir çağrı da, 4 Kasım 2016’dan bu yana tutuklu bulunan Halkların Demokratik Partisi’nin (HDP) Diyarbakır eski milletvekili ve İmralı Heyeti üyesi İdris Baluken’in eşi Evrim Baluken’den geldi. “Öncelikle bir sağlık emekçisi olan eşim İdris Baluken adına ve kendi adıma, koronavirüsü salgını dolayısıyla göstermiş oldukları insan üstü çabadan ötürü tüm sağlık emekçilerine şükranlarımı ve minnetlerimi sunuyorum” diyen Baluken şöyle devam etti: “Küresel bir salgın olan koronavirüs, cezaevlerinde büyük bir tehdittir. Bu tehdidin bertaraf edilmesinin tek yolu ise sağlıklı bir ortamda salgından ve etkilerinden korunmaktır. Bu sebeple, yarın çok geç olmadan siyasetçilerimizi, barolarımızı, insan hakları örgütlerimizi, sağlık meslek örgütlerimizi ve anayasal kurumlarımızı, cezaevleriyle ilgili olarak duyarlı olmaya ve adım atmaya davet ediyorum.”
Yıldırım: Çok büyük risk var
HDP Eş Genel Başkanları ve milletvekillerine yönelik 4 Kasım operasyonunda tutuklanan ve 4 yıldır Kandıra Cezaevi’nde bulunan Mardin eski milletvekili Gülser Yıldırm’ın hekim çocukları da tutuklulara yönelik salgın tehdidine dikkati çekerek, kaygı ve taleplerini dile getirdi. Cezaevlerinde zaten etkin hijyen koşullarının sağlanamadığına dikkat çeken Zelal Yıldırım, “Bildiğiniz üzere cezaevlerinde çokça yaşlı ve hasta tutsak var, kronik hastalığa sahip hasta tutsaklar var. Çocuklar var, anneleriyle beraber mahkûmiyet yaşamak zorunda bırakılan küçük çocuklar var. Koronavirüs tehdidi onlar için çok büyük risk oluşturmaktadır. Ve her geçen saat onları ölüme biraz daha yaklaştırmaktadır” diye uyardı.
Yıldırım da paketin bütün tutukluları kapsayacak şekilde, herkese eşit muamele yapılarak çıkarılması gerektiğini vurguladı ve mevcut önlemlerin yetersiz olduğunu ekledi.
Açlık grevlerini hatırlattı
Yıldırım’ın hekim oğlu Şiyar Yıldırım ise siyasi tutukluların açlık grevlerinden dolayı dirençlerinin düştüğünü hatırlatarak “Zaten cezaevi koşulları hijyenik değil. Kişinin salgına karşı sağlam bir bağışıklık sisteminin olması gerekir. Bu cezaevleri koşullarında mümkün değil. Spor imkanları, yemekleri, gün ışığına çıkmaları gibi yaşam şartları kısıtlı. Bu durum tutsakları hastalanma konusunda daha da tehlike altına sokmaktadır. Bu dönemde dışarıyla bağlantılarının kısıtlanması, salgına karşı yeterli olmadığı gibi psikolojik olarak da kötü etkileyecektir” uyarısında bulundu.
HABER MERKEZİ