Binlerce kişinin yaşamını yitirmesine neden olan koronavirüs salgını, hasta tutuklu yakınlarını tedirgin ediyor. Aileler, salgının bulaşması halinde ortaya çıkacak tehlikeye dikkat çekerek ‘Serbest bırakın’ çağrısında bulundu
Dünyayı etkisi altına alan koronavirüs salgını (Covid-19) nedeniyle şuana kadar 21 binin üzerinden kişi yaşamını yitirdi. Hızla yayılan salgında 471 binin üzerinde ise vaka tespit edildi. Her gün can almaya devam eden salgın nedeniyle ülkeler birçok önlem alıyor.
Bu kapsamda en tehlikeli yerler olan cezaevlerini de birçok ülke boşalttı. AKP iktidarı da salgın nedeniyle infaz indirimini kapsayan 3. Yargı Paketi’ni hazırladı. Ancak basına yansıyan taslak metinde, siyasilerin bu düzenlemenin dışında tutulduğu öğrenildi. HDP, böyle bir pakedi kabul etmeyeceğini, görüştüğü AKP heyetine iletti. Aileler ve insan hakları örgütleri de bu taslak pakede büyük tepki gösteriyor.
Özellikle yüzlerce hasta tutuklu için aileler başta olmak üzere, toplumun çoğunluğu tedirgin. Mezopotamya Ajansı’na (MA) konuşan hasta tutuklu yakınları, kaygılarını dile getirdi. Hasta tutuklulardan biri olan 44 yaşındaki Fuat Bor’un annesi Muhtemer Bor, oğlunun ve tüm hasta tutukluların bir an önce serbest bırakılmasını istedi. Karabük T Tipi Kapalı Cezaevi’ne bulunan ve gözlerinden rahatsız olan Bor’un hijyenik bir ortamda kalması gerektiğine işaret eden anne Bor, Adalet Bakanlığı’na çağrı yaptı.
Adalet Bakanlığı’na seslendi
Ömrünün 27 yılını oğlunun tutulduğu Van, Antep, Diyarbakır, Siirt, Mardin, Giresun ve Bayburt cezaevlerinin kapısında geçiren anne Bor, salgının cezaevlerine sıçraması durumunda telafisi olmayan sonuçlar yaratacağını söyledi. Adalet Bakanlığı’na seslen Bor, “Oğlum 27 yıldır cezaevinde. Gözlerinde sorun var. Birçok sağlık sorunu var; ama biz üzülmeyelim diye söylemiyor. Salgın var ve görüşemiyoruz. Telefondan görüşüyoruz ama çözüm bu değil. Oğlumu görmek istiyorum. Biz annelere bunu yapmayın” dedi.
‘Sesleri olmak zorundayız’
Hasta tutukluların cezaevinde tek başlarına idare edemeyeceğine dikkat çeken Bor, “Bırakın onlara aileleri yardımcı olsun. Çocuklarımızı bırakmanızı istiyoruz” sözlerini kullandı. Ağır hasta tutuklu Cengiz Sinan Halis Çelik’in kardeşi Nesrin Çelik de cezaevleri koşullarının koronavirüsü atlatabilecek düzeyde olmadığına dikkat çekerek, “Tutukluların sesi olmak zorundayız” dedi.
Ağır hasta tutuklular arasında yer alan İstanbul Silivri 5 Nolu Kapalı Cezaevi’ndeki Cengiz Sinan Halis Çelik (45), yüksek derece mesane kanser ve ileri agresif düzeyde epilepsi hastası olarak tekerlekli sandalyede yaşamaya çalışıyor. Çelik’in kardeşi Nesrin Çelik, binlerce kişinin yaşamını yitirmesine neden olan salgından kaynaklı tüm tutukluların serbest bırakılmasını istedi.
Kötü koşulları anlattı
Tüm hasta tutuklular için bu süreçte duyarlı olunmanın önemine dikkat çeken Nesrin Çelik, salgının cezaevleri üzerindeki tehlikesini şu sözlerle dile getirdi: “Abim kendi sağlık sorunlarının dışında virüs tehlikesi için temizlik imkanlarını tek başına yapamaz. Koğuş arkadaşlarıyla aralarında bir metre uzaklık olması gerektiğini söyledim. Abim bulundukları koğuşun küçüklüğünü kast ederek ‘zaten kaldığımız odanın mesafesi o kadar’ dedi. Koğuşlar çok küçük ve abimin bağışıklık sistemi zayıf. Havalandırma, koğuş küçük olduğu için tutukluların birbirinden uzak kalma imkanları yok. Abim ani bir epilepsi nöbeti geçirse sağlıklı bir müdahale yapılmayacak. Her konuştuğumda rahatsızlıklarını dile getiriyor. Kaldı ki virüs için gerekenleri yapılabileceklerini düşünmüyorum. Gardiyanlar içeri girip çıkıyor. Onlar taşıyıcı olarak bulaştırabilirler. Benim gibi birçok tutuklu yakını kaygı içinde. Kardeşimin ve orada bulunan hasta tutukluların cezaevlerinde ölmesini istemiyorum” dedi.
Yurt dışında yaşadığı için kardeşinin görüşüne gelemediğini dile getiren Çelik, mail yoluyla Adalet Bakanlığı, Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğü, milletvekillerine mail gönderdiğini söyledi.
HABER MERKEZİ