Uluslararası basın örgütleri, birçok ülkenin medyanın krize tanıklık etmesini önlemek için kısıtlamaya gittiğini belirterek Avrupa liderlerini serbest bilgi akışını korumaya çağırdı
Uluslararası Basın Enstitüsü (IPI), koronavirüs (Covid-19) ile mücadele sürecinde basın özgürlüğünün korunması için çağrıda bulundu. Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula Von der Leyen, Avrupa Konseyi Başkanı Charles Michel ve Avrupa Parlamentosu Başkanı David Sassoli’ye hitaben kaleme alınan açıklamada, IPI ile birlikte Avrupa Gazeteciler Derneği (AEJ), Avrupa Basın ve Medya Özgürlüğü Merkezi (ECPMF), Avrupa Gazeteciler Federasyonu (EFJ), Serbest Sınırsız Basın (FPU), Sansür Endeksi, Uluslararası Gazeteciler Federasyonu (IFJ) ve Sınır Tanımayan Gazeteciler’in (RSF) imzası da bulunuyor.
Bağımsız ve eleştirel medyayı cezalandırmanın, medyanın hükümetin karar alma mekanizmasına erişimine kısıtlamalar getirildiği belirtilen açıklamada, hükümetlerin Covid-19 salgınından yararlanmasının tehlikeleri hakkındaki derin endişeleri ifade edildi. Açıklamada, bağımsız haberlerin özgürce yayınlanmasının hem virüsü içerecek hayati tedbirler konusunda toplumun bilgilendirilmesi hem de bu tedbirlerin yeterliliği hakkında kamuoyu incelemesinin ve tartışmasının sürdürülmesi için her zamankinden daha önemli olduğu vurgulandı.
‘Hükümetler baskıyı arttırdı’
Açıklamada, “Pandemi ile mücadele için bazı acil durum önlemlerine ihtiyaç duyulduğunu takdir etsek de acil sağlık krizini çözmek için bu tür tüm önlemlerin gerekli, orantılı, kesinlikle zaman sınırı belirli olması ve düzenli incelemeye tabi olması gerekmektedir. Ne yazık ki, dünya çapında birçok hükümet, özgür basın da dâhil olmak üzere demokratik kurumları baltalayabilecek aşırı güçleri eline almak için salgını kullanıyor. Bu tehlikeli gelişmeler, onları durdurmak için acilen harekete geçmedikçe mevcut sağlık krizini de aşabilir” ifadeleri yer aldı.
Macaristan hükümetinin bu hafta OHAL’i süresiz şekilde uzatması ve Covid-19’a dair yanlış bilgi paylaşanlara ve gazetecilere beş yıla kadar hapis cezası verme yetkisini talep ettiği hatırlatılan açıklamada, “Kuruluşlarımız, dezenformasyonun tehlikelerinin ve vicdansız gruplar tarafından panik ve ayrışmayı yaymak için nasıl kullanıldıklarının farkındadır. Ancak bu, halk sağlığını koruma ve hesap verebilirliği sağlamada vazgeçilmez bir iş yapan gazetecilere karşı kullanılma riski olan acımasız güçleri haklı çıkarmaz” denildi.
Tanıklığa önleme
Açıklamada, denetlenmeyen gözetimin gizlilik ve veri haklarını tehlikeye atarken, gazetecilerin kaynakları koruma yeteneği zayıflattığını ve otosansürü arttırdığı vurgulandı. Açıklamada, “Birçok ülke, medyanın krize tanıklık etmesini önlemek için hareket özgürlüğüne kısıtlamalar getirmiştir” ifadeleri yer aldı.
Açıklamada, birçok hükümetin basın toplantılarında gazetecilerin fiziksel varlığını azaltarak, yetkililere erişimi kısıtlamasına ve hatta Slovenya ve Çek Cumhuriyeti’nde olduğu gibi gazetecilerin toplantılara katılımının tamamen sonlandırılmasına işaret edildi.
“Bu tür önlemlerin hükümetin medya denetimini kısıtlamasına izin verilmemelidir. Hem hükümetler hem de medya kamuoyunun tam olarak bilgilendirilmesini sağlamak ve pandemiye yanıtın mümkün olduğunca etkili olmasını sağlamakla yükümlüdür” denilen açıklamanın devamında, 3 maddelik öncelikli şu taleplere yer verildi:
“* Şu anda Macaristan Parlamentosu’nda alınan önlemlere katı bir şekilde karşı çıkın ve Avrupa Birliği’nin temel insan haklarını ve medya özgürlüklerini baltalayan Acil Durum mevzuatının uygulanmasını kabul etmeyeceğini açıkça belirtin.
* Medya profesyonellerinin sağlık krizinin ön cephesindeki karar verici konumdaki aktörlere ve hükümetin daha geniş çaplı çalışmalarına tam erişimini sağlanmasını hükümetlerden talep edin.
* Gazeteciliğin ve serbest bilgi akışının Avrupa’nın Covid-19 salgınına karşı mücadelesinin olmazsa olmaz bir parça olduğunu ilan edin.”
BRÜKSEL