İnfaz düzenlemesinde siyasi tutukluların kapsam dışı bırakılacak olmasıyla binlerce insanın hayatının tehlikeye atıldığını söyleyen DTK Eşbaşkanı Leyla Güven, “Bu konuda ayrımsız, eşitlikçi bir yasal düzenlemeye ihtiyaç var” dedi
Önümüzdeki hafta hükümet tarafından Meclis’e getirileceği düşünülen 3 .Yargı Paketi’nde yeni infaz düzenlemesiyle 100 bin tutuklunun serberst bırakılacağı tahmin ediliyor. İnfaz düzenlemesinin siyasi tutukluların ve gazetecilerin kapsam dışında bırakılması tepkilere neden oluyor. Demokratik Toplum Kongresi (DTK) Eşbaşkanı Leyla Güven, aralarında siyasi parti ve sivil toplum örgütlerinin de yer aldığı ve koronavirüs salgınına karşı yürütülecek çalışmalar amacıyla oluşturulan Kriz Koordinasyon Merkezi adına açıklama yaptı. Güven, salgın riski altında bulunan tutuklular ve bununla bağlantılı olan Meclis’e getirilmesi beklenen infaz düzenlemesine ilişkin, hükümete seslenerek, ayrımsız, eşitlikçi bir yasal düzenlemeye ihtiyaç olduğunu vurguladı.
‘Alınacak tedbirleri sık aralıklarla halkımızla paylaşıyoruz’
Herkesin de bildiği gibi koronavirüsün bütün dünyayı tehdit etmeye devam ettiğini söyleyen Güven, “Her gün yeni vaka sayıları ve yeni ölümlerin yaşandığını üzülerek öğreniyoruz. Bunun karşısında bütün toplumlar kendi imkanları dahilinde önlemlerini almaya çalışıyor. Bizlerde hem evde kalınması gerektiğini söylüyoruz hem de bu konuda alınacak tedbirleri sık aralıklarla halkımızla paylaşıyoruz. Ancak bizim sesimizi ulaştıramadığımız ve hiçbir şekilde katkı sunamadığımız bir yer var. O da cezaevleridir” dedi
‘Cezaevlerindeki sorumluluk devlette’
Güven, cezaevlerinde kronik hastalıkları olanlar, hasta tutuklular ve 7’den 70’e her kesimden insan olduğunu ve bunların sorumluluğu devlete düştüğünü söyledi. Cezaevlerin çoğu zaman kendi kaderine terk edildiğini belirten Güven, “İnsanlar içeride kendi imkanlarıyla ayakta kalmaya, yaşamaya çalıştı. Örneğin; bende 6 yıl cezaevinde kalmış biri olarak söylüyorum: Küçücük koğuşta bin çok insan kalıyorsa, hangi önlem alınabilir? Onların beslenmeden sağlık sorunlarına kadar hiçbir şekilde içeride bunları gidermeye dönük bir mekanizma yoktur. Sürekli yetersizlikler ve imkansızlıklarla mücadele etmek zorunda kalıyorlar” ifadelerini kullandı.
‘Mücadele içinde olmak zorundayız’
Stratejik bir hatanın yüzbinlerin insanın ölümüne neden olabileceğini ve devlet bunun hesabını veremeyeceğinin altını çizen Güven, “Tarih sayfalarına da bir trajedi olarak yansıyacak bir katliam olur. Şimdi bu virüs nedeniyle onlar daha büyük bir tehlike altındalar. Bu tehlikeyi de görerek, devletin, yetkililerin şu anda infaz düzenlemesi olarak Meclis’e getirdiği yeni yasal düzenlemenin samimi bir şekilde ele alınması gerekiyor. Kuşkusuz devletlerden samimiyet beklemek mümkün değil ama biz bütün sivil toplum örgütleri, siyasi partiler ve insanım diyen herkes, bu yasanın herkesi kapsaması için bir mücadele içerisinde olmak zorundayız. Devletin bu konuda yanlış yapmaması gerekiyor” dedi
‘Sesimizi yükseltmeye devam edeceğiz’
Son olarak yetkililere seslenen güven şunları söyledi: “Bu konuda ayrımsız, eşitlikçi bir yasal düzenlemeye ihtiyaç var. Türkiye halklarının özlem duyduğu, herkesin ‘benimde içimi rahat ettiren bir yasal düzenlemeydi’ diyebileceği bir düzenleme yapılması gerektiğini düşünüyoruz. Bu konuda yapılacak en ufak bir hatanın telafisinin mümkün olmadığını tekrar belirtmek istiyoruz. Bizde zindanlarda bu yasal düzenlemeyi bekleyen yüzbinlerin umudu olarak sesimizi yükseltmeye devam edeceğiz.”
DİYABAKIR