Yarın ilk duruşmaları görülecek tutuklu gazeteciler Sadiye Eser ve Sadık Topaloğlu’nun serbest bırakılmaları gerektiğini söyleyen basın meslek örgütleri, basın camiasının en acil ihtiyaçlardan birinin dayanışma olduğunu söyledi
3 Aralık’ta tutuklanan Mezopotamya Ajansı (MA) muhabirleri Sadiye Eser ve Sadık Topaloğlu, 26 Mart’ta(yarın) İstanbul 22’nci Ağır Ceza Mahkemesi’nde hakim karşısına çıkacak. Yaklaşık 4 buçuk aydır cezaevinde tutulan Eser ve Topoloğlu hakkında İstanbul Cumhuriyet Savcılığı tarafından hazırlanan iddianameye dinledikleri müzikler, okudukları haberler ve haklarındaki dava dosyaları da ‘suç delili’ olarak eklenmişti. Koronavirüs salgını tedbirleri kapsamında yarın görülecek duruşmalarına Deniz’in tutuklu bulunduğu Bakırköy L Tipi Cezaevi’nden, Topaloğlu’nun ise Silivri 5 Nolu L Tipi Cezaevi’nden Ses ve Görüntülü Bilişim Sitemi (SEGBİS) aracılığıyla bağlanması sağlanacak. Görülecek duruşma öncesi Mezopotamya Ajansı’ndan Erdoğan Alayumat’a basın örgütleri temsilcileri başta Eser ve Topaloğlu olmak üzere tüm gazetecilerin serbest bırakılması çağrısında bulundu.
‘Bir an evvel tahliye olmalarını bekliyoruz’
Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS) avukatlarından Ülkü Şahin, Eser ve Topaloğlu hakkındaki iddianameye baktıklarında tanık beyanları, kişisel müzik çalarlarında kayıtlı olduğu iddia edilen bir müzik parçası ve yine flaş belleklerinde kayıtlı olduğu iddia edilen fotoğraflarla suçlandıklarını gördüklerini belirtti. Şahin, “İddianamede gazetecilere yöneltilen suç ile deliller arasında bir bağ kurulamamış. Bir an evvel tahliye olmalarını bekliyoruz” dedi.
‘Basın ve ifade özgürlüğü ayaklar altında’
İktidarın en büyük operasyonlarını medya üzerine yaptığını söyleyen Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu’na (DİSK) bağlı Basın İş Genel Başkanı Faruk Eren de, iktidarın medyanın büyük bir bölümünü satın aldığını ve kendisine biat ettirdiğini dile getirdi. İktidarın bu medyadan da kendisine muhalif saydığı tüm gazetecileri bir şekilde temizlediğini belirten Eren “Kalan basın yayın organlarına ise muazzam bir baskı uyguluyor. Keyfi olarak yayın organlarını kapatıyor, gazetecileri tutukluyor, yargılıyor. Basın ve ifade özgürlüğü ayaklar altında. Gazeteci örgütleri ve tek tek gazeteciler buna karşı mücadele veriyor” ifadelerini kullandı.
Kürt basınına yönelik ağır baskılar
1990’lı yıllarda özellikle Kürt gazetecilere ağır baskılar uygulandığını ve birçok gazetecinin katledildiğini hatırlatan Eren, “Musa Anter’den Metin Göktepe’ye, Uğur Mumcu’dan Ferhat Tepe’ye kadar onlarca gazeteci katledildi. Bu gazetecilerin büyük çoğunluğu Kürtler ya da Kürt medyasında çalışan meslektaşlarımızdı. Bu basın hala imha edilmeye çalışılıyor. Neredeyse çıkardıkları her yayın organı kapatılıyor, matbaacısına kadar çalışanları gözaltına alınıyor, tutuklanıyor” diye konuştu.
‘Tutuklu tüm arkadaşlarımız serbest bırakılmalı’
Basın camiasının en acil ihtiyaçlardan birinin dayanışma olduğunun altını çizen Eren, yargılanan meslektaşlarının davalarını toplu olarak izlemekten, serbest bırakılmaları için kampanyalar düzenlemeye, kamuoyunun dikkatini tutuklu gazetecilere çekmeye kadar birçok şey yapılabileceğini kaydetti. “Herkes elini taşın altına koymalı” diyen Eren, gazeteci arkadaşları Sadiye Eser ve Sadık Topaloğlu’nun duruşmasını koronavirüsü salgını nedeniyle toplu olarak izleyemeyecek olsalar da adliyede olacaklarını söyledi. Eren, “Hem Sadiye ve Sadık arkadaşlarımız, hem de tutuklu tüm meslektaşlarımız derhal serbest bırakılmalı talebimizi yineleyeceğiz. Artık kamuoyu da inanmıyor bu suçlamalara. Gazetecilerin yargılandığı her dava aslında daha iddianame çıktığı anda çökmüş oluyor. Ama az önce söylediğim baskıların bir parçası gazeteci yargılamaları. Bu davaların tümü düşürülmeli” diye konuştu.
İSTANBUL