Koronavirüs nedeniyle oluşan stresin uzaması halinde vücuda zararlar vereceğini belirten psikolog Düzgün Uğur, çeşitli önerilerde bulundu
Koronavirüs salgını (Covid-19) Türkiye’de de can almaya devam ederken, vaka sayısı da her geçen gün artıyor. Tehdidin artması üzerine yapılan “Evde Kal” çağrılarıyla birlikte sokaklar önemli ölçüde boşaldı. Salgının daha ne kadar süreceği konusu tartışılırken, bu durum evlerine çekilen yurttaşların psikolojisini olumsuz yönde etkiliyor.
Söz konusu durumun boyutlarını Mezopotamya Ajansı’ndan (MA) İdris Sayılgan’a değerlendiren psikolog Düzgün Uğur, olumsuz psikolojiden nasıl kurtulabileceğine ilişkin bilgiler verdi.
‘Stresin süresi uzarsa vücut baş edemez’
Stres ve kaygının olağan dışı durumlardan sağ kalarak çıkmamızı sağlamak için önemli bir işlevi olduğunu belirten Uğur, bu olağan dışı durum sürekli bir hal alırsa vücudun bununla baş etmesinin zorlaşacağını vurguladı: “En başta bağışıklık sistemi zayıflar, direncimiz düşer. Bu da vücudu her türlü hastalığa karşı açık hale getirir. Bu nedenle kısa süreler için işlevsel olan stres ve kaygı uzun sürdüğünde tam tersi bir işlev görmeye başlar. Kişinin normal dönemlerde rahatlıkla baş edebileceği birçok hastalık ortaya çıkmaya başlar. Covid-19 da direnci düşmüş kişileri daha çok olumsuz etkilemektedir.”
‘Haberlere sıkça bakmayın, sosyal izolasyona girmeyin’
Uğur, mevcut stres ve kaygı ortamında olumsuz psikolojiden sıyrılmak için yapılması gerekenlere de değindi. Panik ve stresten çıkmak için öncelikle izolasyon kurallarının çiğnenmemesi gerektiğine dikkat çeken Uğur, bu koşulla günlük yaşamın devam ettirilebilen kısmın devam ettirilmesi gerektiğine vurgu yaptı. Medyanın reyting uğruna haberleri abartma yönünü hatırlatan Uğur, bu nedenle günün büyük kısmını koronavirüse ilişkin haberlere vermekten kaçınılması gerektiğini söyledi.
Hareket ve spor yapmanın önemli olduğunu söyleyen Uğur, “Çünkü hareket etmek kişinin bedensel olarak rahatlamasını ve stresi düşürmesine yardımcı olur. Yine bu süreçte gevşeme egzersizleri ve yoga benzeri rahatlatıcı etkinlikler işe yaramaktadır. Diğer taraftan fiziksel izolasyon sosyal olarak izoleyi gerektirmez. Kişinin arkadaşlarıyla ve tanıdıklarıyla telefonla veya internet üzerinden iletişime devam etmesi kişiyi rahatlatacaktır” dedi.
‘Önlem alınmaması fiyasko’
Uğur, yurttaşların bu günlerin nihayetinde biteceğinin de farkında olmasının önemli olduğunu kaydetti. Uğur ayrıca mevcut durumun psikolojik etkileri boyutuyla yeterli bilgilendirilme yapılmadığının altını çizdi. Genel olarak şeffaf bir politika izlendiğini düşünmediğini belirten Uğur, yeterince önlem alınmadığını ve en önemlisi devletin Umre’ye gidişlere bu sürede izin vermesinin, dönenleri de en başta karantinaya almamasının büyük fiyasko olduğunu vurguladı. Uğur, en ihtiyaç duyulan anda ABD’ye beş yüz bin test kiti satılmasının da büyük sıkıntı olduğunu kaydetti.
Salgın insanlığa neler öğretti?
Koronadan sonra nelerin değişeceğinin düşünülmesi gerektiğini ifade eden Uğur, “Korona her birimizin bir diğerine göbekten bağlı olduğunu gösterdi. Ne bir ırkın ne bir ulusun ne bir etnisitenin ne bir dinin veya cinsiyetin felaketten muaf olmadığını gösterdi. Sınırlarını kendi kafamızda çizdiğimiz hayali saçmalıklar olduğunu, felaket geldiğinde bir öneminin olmadığını gösterdi” dedi.
HABER MERKEZİ