Tüm ülkeler, binlerce kişinin yaşamını yitirmesine neden olan salgını kontrol altına almak için sıkı tedbirler alıyor. Salgının çıkış yeri Çin’de ise normale dönüyor. Çin’de yaşayanlar, bunun nasıl gerçekleştiğini anlattı
Çin’in Wuhan kentinde ortaya çıkan ve dünyanın her yerine yayılan koronavirüs (Covid-19) can almaya devam ediyor. Salgın nedeniyle yaşamını yitirenlerin sayısı 14 bini geçti. Her gün binlerce yeni vaka ve yüzlerce ölü haberi geliyor.
Tüm ülkeler salgının yayılması için sıkı tedbirler alırken salgının ilk çıktığı yer olan Çin’de ise hayatın yavaş yavaş normale dönmeye başladığı bildiriliyor. Çarşamba gününden bu yana ülke içi kaynaklı yeni virüs vakasına rastlanmadığını duyuruldu.
Peki virüsün büyük ölçüde kontrol altına alındığı ülke, bugüne hangi önlemlerle ulaşabildi? Bu soruların cevabını Çin’de yaşayan 2 Türkiye vatandaşı, BBC Türkçe’den Aylin Yazan’a verdi.
BBC’nin adını gizlediği Türkiye vatandaşı mühendis, şunları anlattı:
“İlk haberler Ocak ayı ortasında düştü. O ilk günlerde virüsün bu kadar yayılacağını tahmin etmiyorduk. 19-20 Ocak gibi Vuhan’ın kapatılması ve virüsün yayılma haberleri hepimizi şoke etti. Çin yeni yıl tatili olduğundan Ocak sonuna doğru salgın bölgesel olarak arttı ve diğer eyaletlere de yayılmaya başladı. Şubat başında bütün ülkeye yayılmıştı zaten. Tatil için bulunduğumuz Endonezya’da da maske kalmayınca panik oluşmaya başladığını anladık.
Yerinde ve etkin adımlar atıldı
8 Şubat’ta Çin’e geri dönebildik ama uzakta olduğum dönemde mükemmel bir bilgi ağı kuruldu. Devletin talebiyle şirketler, okullar, eyalet yetkilileri ve konsolosluğun üzerinden, burada kullandığımız mesajlaşma uygulaması WeChat üzerinden gruplar oluşturuldu ve küçük alt uygulamalar yaptılar. O uygulamalar üzerinden nerede olduğumuzu, ateşimizi her gün raporladık. Hatta aynı raporu günde üç kez farklı kanallara verdik. Bu bizim için biraz sıkıcı bir durumdu ama gerekliydi. Ve bütün bilgilerin önce bölge, sonra eyalet, sonra da ülke geneline kadar toplanıp birleştirildiğini fark ettik. Her kanaldan bilgiyi doğrulayacak şekilde müthiş bir bilgi ağı oluştu. Bu bizi çok rahatlattı.
Herkesin adımı kontrol altında
Örneğin daha Şubat başında çıkarttıkları uygulama ile hangi uçakta, hangi trende hangi koltuktaki yolcunun koronavirüs pozitif çıktığını kontrol edebiliyorduk. Biz de bindiğimiz tüm uçakları ve trenleri kontrol ettik.
GSM şirketleri sayesinde herkesin hareketlerini, şehir dışına, yurt dışına çıkışlarını da kontrol ettiler. Örneğin geçen hafta bir otele girerken cep telefonu uygulaması üzerinden kimliğin okunduğunda benim son 14 gün içinde yurt dışına çıkmadığım bilgisine ulaştılar ve otele girişime izin verdiler.
Mahallelerin etrafını brandalarla kapattılar ve mahallelere, sitelere tek noktadan girişe izin verdiler, burada girenlerin ateşi ölçüldü. Bu arada gönüllüler çok çalıştı, gönüllüler bekçilik yaptı, ateş ölçtü. İş gücünü mobilize edip çok iyi kullandılar.
Şüphe varsa kapı mühürleniyor
Hastalık şüphesi varsa sizde zaten kapınız mühürleniyor, dışarı çöp atmaya bile çıkamazsın, o sırada yiyecekleri sana dışarıdan getiriyorlar, gönüllüler kapının önüne bırakıyorlar. Semptom gösteriyorsan rapor ediliyor bu ve ambulans eşliğinde yönlendiriliyorsun. Vuhan’dan gelmişsen de 14 gün boyunca kapın mühürleniyor ve sadece yemek veriliyor.
Kötü haberler Türkiye’dendi
Konsolosluktan da bulunduğum şehirde hangi hastanelerin korona tedavisi yaptığına dair bilgi geldi hemen. Yani bilgi ağı çok kuvvetliydi. Sosyal medya üzerinden panik yaratan mesajlar paylaşılmadı. Tek kötü haberler Türkiye’dendi, oradakiler olmadık şeyler uydurdu ve bu bizi moral olarak çok bozdu. Bütün zamanımız ailemizi sakinleştirmeye çalışmakla geçti.
Olağanüstü seferberlik
4,5 yıldır Tianjin kentinde yaşayan Alp Nogay Yavrucuk da tedbirlere ilişkin şunları kaydetti:
“Ocak ayının sonundan itibaren virüse karşı alınan tedbirlerle yaşıyoruz. Bizim şehrimizde karantina olmadı ama kademeli olarak tedbirler alındı. Mesela yaşam alanları birbirinden izole edildi. Sadece kamu çalışanları değil, gönüllü olarak da seferber olan insanlar yaşam alanlarının kapısında görevlendirildiler ve giriş çıkışları kontrol ettiler. Yaşadığınız yerlere dışarıdan girişler kısıtlandı ancak ihtiyaç durumunda girişlere izin vardı. Görevliler her giriş çıkışta ateşinizi ölçüyordu.
Program aracılığıyla izlendiler
Çin’in mobil mesajlaşma uygulaması WeChat’te size ait QR kodunu (karekod) girdiğiniz her yerde okutturmak ve kayıt olmak zorundasınız. Yani bulunduğunuz her yere izinizi bırakmış oluyorsunuz. Eğer bulunduğunuz yerlerde bir vaka çıkarsa size de bilgi geliyor.
Tüm kamu kuruluşları da kapatıldı, çok acil durumlarda telefonla randevu alıp uygun görmeleri halinde büroya gitmenizi istediler. Elektrik ve su faturaları ötelendi. Eğer iş yeriniz devlete ait bir binadan kiralıksa, bu süre içinde devlet kira istemedi.
Halk tedbirlere uydu
Devletin aldığı tedbirleri halk da harfi harfine yerine getirdi. Evinizden çıkmayın dendiğinde gerçekten kimse evinden çıkmadı. Şehrin merkezinde yaşıyorum ve önümdeki cadde en az 20 gün bomboştu. Gerçekten Çin halkı da virüsün daha fazla yayılmaması için çok büyük fedakarlıklar yaptı ve önlemlerini aldı.
1,5 milyar insandan bahsediyoruz. Eğer 3-5 kişi uymasa onları takip edenler olabilirdi, o nedenle başından itibaren önlemler çok sıkı takip edildi. Polisler, güvenlik görevlileri, özel şirketlerin güvenlik görevlileri de kuralları çok sıkı uyguladı. Benim yaşadığım şehirde 10 gün önce yen vakalar bitti, sadece bugün (20 Mart) yurt dışından gelen bir kişide vakaya rastladılar, onu da karantinaya aldılar.
DIŞ HABERLER