Kadın dengbêjliği Kürt toplumunda özel ve önemli bir yere sahip. Mizgin Turan da kendini dengbêjlik kültürünün adaylarından biri olarak görüyor
Dengbêjler her zaman Kürt tarihi, kültür ve edebiyatını sözlü olarak günümüze taşımış insanlar. Dengbêjlik sadece bir erkek mesleği değil elbet, kadınlar sesleriyle bu kadim sanatın kalıcılaşmasında büyük ve önemli role sahip. Dengbêjliğe aday olan sanatçı Mizgin Turan da genç yaşında bu kültürü yaşamak ve ilerletmek amacında. Turan, şarkılarıyla insanların Kürt kültürü ve sanatına olan hasretini giderirken, onları tarihin derinliklerine doğru bir yolculuğa çıkarıyor.
Kadın dengbêjlerden etkilendi
ANF’den Deniz İke’nin haberine göre, yaklaşık 9 yıldır sanat alanında çalışmalar yapan genç kadın Mizgin Turan, 12 yaşındayken daha önce Amed Büyükşehir Belediyesi’ne bağlı olan Aram Tigran Müzik Akademisi’nde müzik çalışmalarına başladı. Turan ilkin çocuk korosunda yer alırken, ardından akademideki müzik hocalarının desteğiyle denbêjliğe adım atıyor. Akademi belediyeye atanan kayyum tarafından kapatıldıktan sonra, MA Music Akademisi açıldı ve Turan da çalışmalarını burada sürdürmeye devam etti. Genç sanatçı Turan şu anda Dicle Firat Kültür Merkezi’nde sanat çalışmalarını icra ediyor. Akademide müziği öğrendiğini belirten Turan, bu konuda kendisine en çok ilham verenlerin Ayşe Şan ve Fatma İsa olduğunu ifade ederek, bu değerli Kürt kadın sanatçılardan çok etkilendiğini söylüyor.
Çocuk korosu ile başladı
Sesi çok güçlü olan Mizgin Turan özellikle de “Nîmukê Canê” kilamını söylerken insanı Aşûtê’nin Çığ Vadisi’nin derinliklerine doğru götürüyor. Oradan da Van Gölü yakınlarındaki Sîpan Dağı’na yolculuğa çıkarıyor. Turan’ın anne ve babası aslen Mardinli, fakat kendisi Diyarbakır’da dünyaya gelmiş. 9 yaşında müziğe başladığını ifade eden Turan, “Müzik benim için çok önemli ve anlamlı bir meslek. Müzik kadınlar açısından mücadele ve kendini ifade etmede birincil etkendir. Kadın duygu, düşünce ve ideolojisini müzikle ifade eder. Bu açıdan kilam ve şarkılar beni mutlu ediyor. Aram Tigran Akademisi’nde müzik eğitimine başladım. Akademideki hocalarım dengbêjlik gırtlağımı keşfettiler. Bu sanatı ilerletmem için bana eşsiz bir destekte bulundular” dedi.
Kürt edebiyatı
Müziğin insanın yüreğindeki derin duygulardan oluştuğunu kaydeden Turan, bunun şarkılarla dile geldiğini belirtti. Turan sözlerinin devamında sanatçı ve müzikle uğraşan insanların sanatlarıyla topluma cevap olabileceklerini hatırlatarak, “Çocukluğumdan beri dengbêjliğe ilgim vardı ve çok seviyordum. Her zaman bir gün dengbêj kilamlarını söylemeyi hayal ediyordum. Hocalarımın desteğiyle bu hayalimi gerçekleştirdim. Kürt halkının kültür ve sanat kaynağı dengbêjliktir. Dengbêjlikte toplumun tüm kesimleri yer alırken, Kürtler kültürlerini dengbêjlikle dile getiriyor. Dengbêjler Kürt tarih ve edebiyatını dile getirerek, yeniden diriltip yaşattılar” dedi.
Kadın dengbêjlerin mücadelesi
Turan, Kürt kadın sanatçılarının müzik ve şarkılarını icra ederken çok büyük zorluklarla karşılaştıklarını ifade ederek sözlerine şöyle devam ediyor: “Tarihten günümüze kadar Ayşe Şan, Fatma İsa, Meryem Xan gibi kadın dengbêjler yaşamlarında birçok zorlukla karşılaşıp, acılar çektiler. Ben her zaman sanatçı ve mücadeleci kadınları kendime örnek aldım ve alıyorum. Bu dirençi kadınlar bu kadar zorluk çekip mücadele etmeseydi, önümüz bu kadar açılmazdı. Bugün sanatımızı bu şekilde geliştiremezdik. Kürt kadın sanatçılar aslında Kürt müziğini bugünlere taşıdı, zorluk ve engelleri aştılar. Bizde onların öğrencileri olarak, onların yolunda müzik mücadelesini sürdürüyoruz. Tüm kadın sanatçılar bu hakikatın izinde yürümeli, onların miras ve geleneğine sahip çıkmalı.”
DİYARBAKIR