DİSK’in kurucusu Kemal Türkler katledilişinin 38’inci yılında mezarı başında anıldı. Anmada yapılan konuşmalarda birlikte mücadeleye dikkat çekilirken, DİSK Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu, “Geçmişimize ve bütün birikimimize sahip çıkacağız” dedi.
Türkiye Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu’nun (DİSK) kurucusu ve ilk genel başkanı Kemal Türkler, katledilişinin 38’inci yılında, Topkapı’daki mezarı başında anıldı.
Anmada ilk olarak söz alan Kemal Türkler’in kızı Olgun Türkler Soydan, böylesine kalabalık bir kitle ile karşılaştığı için çok sevindiğini belirtti. Birlik ve dayanışmaya ihtiyaç duyulan böylesi bir günde babasının birleştirici özelliğini ortaya çıktığını dile getiren Soydan, “DİSK’in geçmişteki günlerine kavuşacağına olan inancımla ve özellikle gençlerin gözlerindeki pırıltıyı da gördüğümde çok mutlu oluyorum. Beş yıl öncesine kadar annem de hep aramızda olurdu. Annem de sizleri görseydi bugün çok sevinirdi. İçerisinden geçtiğimiz zorlu günlerden, zorlu ülke koşullarında hep birlikte olup mücadele edersek, içinden güçlükle de olsa çıkabileceğimiz, verdiğimiz mücadelenin sonucunu alabileceğimiz günlere ve aydınlığa ulaşacağımıza olan umudumu hiçbir zaman yitirmedim” diye konuştu.
‘Ülke tek adam rejimine sürükleniyor’
DİSK Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu ise, kitlesel biçimde omuz omuza vererek yan yana durmanın dosta düşmana önemli bir mesaj verdiğini ve içinden geçilen süreçte önemli bir anlam taşıdığını dile getirdi. Yeni rejimle bu topraklardan 150 yıllık demokrasi birikimin yok edilmeye çalışıldığına dikkat çeken Çerkezoğlu, “Bugün bu ülkede devleti sıfırdan kuruyoruz diyerek, bu ülkeyi tek adam rejimine sürüklemeye çalışan bir süreci yaşıyoruz. Bu, kurmaya çalıştıkları yeni düzenin hangi sınıfların yararına hangi sınıfların zararına olduğunu önce fiili bir biçimde yaşatılan süreçten sonra 20 Temmuz 2016’dan bu yana ilan edilen OHAL sürecinden ve şimdi de son bir aylık süre içerisinde art arda gelen kararnamelerle yaşatılanlardan biliyoruz” ifadelerini kullandı.
‘Geçmişe sahip çıkacağız’
Çerkezoğlu, yeni rejimin işçi ve emekçi düşmanı olduğunu vurgulayarak, “İşçi sınıfının kazanılmış tüm haklarını ortadan kaldıran, bu ülkenin tüm değerlerini ve güzelliklerini üretenleri açlık sınırının altında ücrete mahkum eden, her gün ama her gün konuşurken en az beş işçi arkadaşımızın hayatını kaybetmesine yol açan taşeronlaştırmayı ve güvensizleşmeyi getiren, zenginlerin daha zengin yoksulların daha zengin olmasının sonucunu doğuran bu düzendir. Bu rejim madende yerin yedi kat dibine giren bir işçi arkadaşımızla oradaki kazma sapı arasında, inşaatın 38 katına çıkan işçinin hayatı, onun çocuğuna, geleceğine bir asansör vidası arasında hiçbir fark görmeyen sermaye rejimidir. Ve biliyorlar ki bu emek düşmanı rejimi sürdürmelerinin tek bir yolu var oda toplumu ve her şeyden önce de işçi örgütlerini baskı altına almaktır. Doğrudan Cumhurbaşkanına bağlı olan devlet denetleme kuruluna sendikalarımızın seçilmiş görevlerini ellerinden alma yetkisi bile verildi. 12 Eylül’ün bile gerisine gidildi. Buradan açık bir biçimde söylüyoruz. Sendikalarımızı ve DİSK’i devletin ve Cumhurbaşkanlığının birer bürosu haline getirmeye çalışanlar bilsin ki biz DİSK’liler olarak geçmişimize ve bütün birikimimize sahip çıkacağız” şeklinde konuştu.
HABER MERKEZİ
Kaynak: MA