47 kişinin hayatını kaybettiği 1992 Şırnak Newroz’unun tanıkları yaşananları anlatıyor: ‘Direniş de büyüktü saldırı da, halk ne cenazelerini yerde bıraktı ne bayrağını, o günlerin ruhunu tanımlayacak bir söz yok’
Kürt halkının Demirci Kawa destanı ile birlikte her yıl ‘Dehaqlara’ karşı bir başkaları bayramı olarak kutladığı Newroz, bu yıl koronavirüs tehditi nedeniyle kitlesel olarak kutlanmayacak.
Kawalardan gelen, yakın tarihinde de içinde ‘isyanı’ ve ‘zulmü’ barındıran Newroz, özellikle savaşın ve faili meçhullerin yoğun olduğu ’90’lı yıllarda ‘kanlı’ saldırılara sahne oldu. Tarihe “Kanlı Newroz” olarak geçen 1992 yılı Newrozunda, Şırnak’ta 47, Cizre’de 57 ve Nusaybin’de 16 kişi katledildi.
Olaylar bir hafta sürdü
“Kanlı Newroz”un ilk fitili Şırnak’ta atıldı. Şırnak Valiliği’nin, Newroz yasağını dinlemeyen binlerce kişi bugünkü adıyla Cumhuriyet Meydanı olan Şırnak merkezde bir araya geldi. Köylerden akın akın şehre inen binlerin, Newroz kutlama isteği devlet güçlerince bastırılmak istendi. Şırnak’ta Newroz kutlamakta ısrar eden kitlenin üzerine açılan ateş sonucu çıkan olaylar bir hafta boyunca aralıksız devam etti. Şırnak’ta daha sonra açıklanan resmi verilere göre, 47 kişi yaşamını yitirdi, 80’i aşkın kişi ise yaralandı. Gözaltına alınan 24 kişiye, 7 yıl 6 ay ila 35 yıla varan hapis cezaları verildi.
Şırnak Newrozunda tutuklanan ve 12 yıl ceza alıp, 9 yıl 6 ay cezaevinde kalan Şahin Sümbül ve Taybet İnan, Meryem İrmez o dönem yaşananları, Mezopotamya Ajansı’ndan Müjdat Can ve Ömer Akın’a anlattı.
‘Katliam da büyüktü direniş de’
“Halk karar almıştı, ne olursa olsun Şırnak’ta Newroz kutlanacaktı” ifadeleri ile anlatımına başlayan Şahin Sümbül’ün anlatımına göre, köylerden Newroz kutlamasına gelmek isteyen 20 bine yakın insanın askerler tarafından engellenir ve engelleri aşabilen halk Şırnak merkeze gelir.
Fakat merkeze gelen kitlenin toplanmasına devlet izin vermez: “Her yerde asker polis vardı. Bu günkü gibi her yer doluydu. Halk sokaklara girdiği zaman kolluk güçleri halkı silahlarla taramaya başladı. 7-8 insan gözlerimin önünde yere düştü ama ellerindeki bayrağın yere düşmesini engellediler. Biri vuruluyordu diğeri koşup alıyordu. O günlerin ruhunu tanımlayacak söz yok.”
O gün ‘kanlı bir katliam’ yaşandığını ancak direnişin de büyük olduğunu söyleyen Sümbül, insanların silahlara ‘meydan okuduğunu’ ve bugün Newrozların rahatça kutlanmasında o günlerin etkisinin olduğunu da sözlerine ekliyor.
‘Damlarda Newroz ateşi yaktık’
Taybet İnan (71) ise, halk daha toplanmadan asker ve polislerin müdahale ederek ateş etmeye başladığını söylüyor. İnsanların bir araya gelmesinin engellendiğini anlatan İnan, sözlerine şöyle devam ediyor: “O gün bir kadın yanımda vuruldu. Yaralılarımızı ve cenazelerimizi görmek için hastaneye gittik ama görmemize izin
verilmedi. Geceye kadar sokak sokak kovalamaca yaşandı. Bir araya gelemediğimiz için kimilerimiz evlerinin avlularında ateş yaktı kimilerimiz de evlerimizin damında ateş yaktık. Biz de kendi evimizin damında büyük bir ateş yakarak, Newrozumuzu kutladık. O gün Newroz için kendime ve iki kızıma yelekler ve etek örmüştüm. Sarı, kırımızı, yeşil renkleriyle özenerek yapmıştım. Onları Newroz’un hatırası olarak kaldırıyordum ama sokağa çıkma yasaklarında evimizi yıktılar, bütün her şeyimizi yitirdik. Kıyafetler belki gitti ama o Newroz’un hatırası hala aklımda. O günden sonra her sene yine Newroz kutlamalarına katıldım.”
‘Olur da birimiz ölürse…’
Tanıklardan Meryem İrmez de, her yerden halka ateş açıldığına dikkat çekerek o günleri şu sözlerle anlatıyor: “Pencerelerden bile ateş açılıyordu. Cenazelerin yerden kaldırılmasına izin verilmiyordu. Sokaktaki cenazeleri evimize taşıdık. Evde yıkayıp, kefenledik ama defnetmek için dışarı çıkartmamıza izin verilmiyordu. Evden
çıkamıyorduk. Evimize gelenlerle kararlaştırıp anahtarı ortak bir yere koymaya karar verdik ve çıktık. Olurda birimiz ölürse diğerleri evdeki cenazelere sahip çıkacaktı. O gün bütün Şırnak sokaklardaydı. Bayrağı alan vuruluyordu. Daha bayrak düşmeden bir diğeri alıyordu. Hamile kadınlar, çocukları kucaklarında olan kadınlar, gençler hemen herkes sokaklardaydı. Muazzam bir direniş vardı. O günleri asla unutamam. O büyük iradeyi ve halkın güçlü çıkışını unutamam. Her sene aynı ruh ve inançla Newroz’umuzu kutluyoruz. Çünkü o gün öyle bir direniş vardı ki; ne cenazelerimizi yerde bırakıyorduk ne de bayrağımızı.”
HABER MERKEZİ