Bakan Pakdemirli, Türkiye ve dünya ülkelerinin, sigarayla mücadele ettiği gibi iklim değişikliğiyle de mücadele etmesi gerektiğini söyledi. Pakdemirli, yeşil alanların yüzde 11.4 arttığını iddia etti
Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli Orman Genel Müdürlüğünde, 4. Ulusal Antarktika Bilim Seferi’ne Tarım ve Orman Bakanlığı Meteoroloji Genel Müdürlüğü (MGM) adına katılan Meteoroloji Uzmanı Elektronik Haberleşme Mühendisi Çetin Biçer’i kabul etti. Bakan, Türkiye ve dünya ülkelerinin, sigarayla mücadele gibi iklim değişikliğiyle de mücadele etmesi gerektiğini belirtti. Ayrıca dünyada yeşil alanları en çok arttıran ülkenin Türkiye olduğunu belirtmesi dikkat çekici.
‘Bilim üssü’ ne yapar?
Pakdemirli, Antarktika’ya meteorolojik gözlem istasyonunun kurulduğunu ve verilerin alınmasına başlandığını hatırlatarak, “Küresel ısınma ve iklim değişikliğiyle ilgili üssümüzden elde edilen verileri kullanıyoruz. Birleşmiş Milletler (BM) raporlarına göre önümüzdeki 5 yıl içinde dünyada sıcaklığın artması muhtemel. Sıcaklığın artmasıyla iklim değişikliği, yağışlar ve kuraklık sert yaşanacak. Bunun da ister istemez dünyadaki tarımsal denge ve gıda dengesine, günlük hayatımıza etkisi olacağı varsayılıyor. Gerek ülkemiz gerek dünya ülkelerinin, aynı sigarayla mücadele ettiği gibi iklimsel değişimle mücadele ediyor olması lazım” sözleri dikkat çekti. Bilim üssü ile Antartika’da gözlem yapılmasını sağlayan iktidarın orada petrol ve doğal gaz için bulunduklarını bilmeyen yok. Gözlem istasyonunun sadece bir süs işlevi gördüğünü düşünmek içinse çok fazla nedenimiz var.
OECD’ye bilgiyi kim veriyor
Pakdemirli, “Uluslararası kuruluşlar Türkiye’den orman alanlarındaki başarısından dolayı sitayişle bahsediyor. OECD verisine göre, Türkiye yeşil alanlarının oranını son 10 yılda yüzde 11.4 artırdı. Türkiye’de dünyamızın daha iyi olması, gelecek nesillerden emanet aldığımız dünyayı gelecek nesillere daha iyi teslim etmek için yaptığımız çalışmalar son derece önemli. Bunlarla ilgili de Türkiye beğeni topluyor” sözleri ile OECD’nin bu bilgileri nereden aldığı noktasında birçok soru işaretini ortaya çıkıyor. Çünkü Türkiye’de orman ve doğal alanların yok edilmesi en çok AKP iktidarı döneminde yaşandığı biliniyor.
Söylem ve icraat farklı
Bakan Bekir Pakdemirli’nin yeşil alan ile doğal yaşamı birbirine karıştırdığı izlenirken bunu bilinçsizce mi yaptığı konusunda belirsizlik var. Bilinçsizce yapıyorsa bu makamı terk etmeli, bilinçli yapıyorsa oturduğu makamı doldurduğunu söylemek gerekir. Çünkü 18 yıla dayanan AKP iktidarında doğal yaşam alanlarının hemen hemen tamamına birçok zararlar verildi ya da kökten yok edildi. Kentlere yapılan ‘çimenli yeşil alanlar’ ile doğal yapısı yok edilip inşa edilen ‘Millet Bahçeleri’ ve İstanbul’a her bahar dikilen laleler dışında hiçbir icraatları bugüne kadar görülmüş değil. Görülen tek icraatları, doğal alanların maden, enerji ve imar alanlarına dönüştürülmüş olmasıdır. Söylemleri ile icraatları arasında hiçbir tutarlılık olmayan iktidar ve bakanlıklarının en başarılı olduğu şey, ikiyüzlü politikalar ve demogojilerle yağma sürecini sağlamaları olmuştur. 11 milyon fidan diktik diye günlerce yaptıkları kara propagandanın fos çıkması ve fidanların yüzde 90’ının kurumuş olması bir başka ikiyüzlülüğü gösteriyor.
Türkiye halkları her şeyin farkında
Çanakkale’de yüz binlerce ağacın katledilerek yerine altın madeni kurulma sürecinde Bakan Bekir Pakdemirli’nin bakanlığının bu katliamın arkasında olduğu açıkça ortaya çıkmıştı. Yine bakanlığın katkıları ile koruma alanlarının tamamında değişikliğe gidilerek ‘koruma kullanma’ adını verdikleri politika ile doğal sit alanlarında dahi her türden etkinliğin önü açıldı. Bununla da yetinilmedi, koruma alanlarında enerji ve maden gibi doğa yağması işlerin önünde hiçbir engel bırakılmadı. Kamu yararı adı altında şirket çıkarları hem halkın hem de doğanın haklarının önüne geçirildi. Turizm adı altında Karadeniz dağları dahil tüm alanlarda yapılaşmanın önü açıldı. Çeşme yarım adasında ormanlar ve tarım arazilerinde yine Pakdemirli’nin bakanlığının kolaylaştırıcılığıyla ‘acele olarak’ şirketlerin yağma yapması sağlanmaya çalışılıyor. Bugüne kadar yanan, yağmalanan, kesilerek katledilen orman varlığı kayıtlarda halen orman gözüküyor olması belki OECD gibi yapıları kandırabilir ancak Türkiye halklarının her şeyin çok farkında olduklarını Pakdemirli’nin bilmesi gerekiyor.
EKOLOJİ SERVİSİ