Van Başkale’yi vuran depreminin ardından çadırlarda yaşam mücadelesi veren depremzedeler, en acil ihtiyaçlarının konteyner olduğunu söyledi
İran’ın Türkiye sınırındaki Xoy kentinde 23 Şubat’ta meydana gelen depremde 10 kişinin yaşamını yitirmesine ve 5 mahallede büyük yıkıma neden olduğu Van’ın Başkale ilçesindeki depremzedelerin mağduriyeti sürüyor. Mezopotamya Ajansı’ndan Adnan Bilen ve Mesut Bağcı’ya konuşan depremzedeler, devletten kendilerine acilen konteynerın sağlaması gerektiğini söyledi.
‘Bazı aileler merkeze gitti’
Depremde ailece enkaz altından kalıp, bir süre sonra enkaz altından çıkmayı başardıklarını anlatan Hakan Acar, ancak besledikleri çok sayıda hayvanlarının enkaz altında kaldığını dile getirdi. Şayet erken müdahale edilmiş olunsaydı, bu kadar tahribat yaşanmayıp, hayvanlarının soğuktan ölmeyeceğini söyleyen Acar, deprem sonrasında kurdukları çadırlarda kalmaya devam eden aileler olarak perişan halde olduklarını ifade etti. Acar, birçok aile gibi eşi ve çocuklarının deprem sonrası ilçe merkezine veya Van’a giderek yakınlarının evlerinde kalmaya başladığını belirterek, “Ailelerimizin tekrar buraya dönmesi için devletin acilen bize konteynır getirmesi gerekiyor. Burada kalanlar için hayat çok zor. Çünkü suyumuz donmuş, banyo yok, lavabo yok. Bu durum bizi çok zorluyor. Bu köye konteynırdan önce acilen tuvalet ve banyo kabinleri yapılması gerekiyor” dedi.
‘Yetersizlikten ihtiyaçlarımızı karşılayamıyoruz’
Mahalle sakinlerinden Raif Acar da, yaşadıkları mağduriyetin depremden sonra daha da katlandığını ifade etti. Bu kış soğuklarında kaldıkları çadırlarda soğuktan donduklarını söyleyen Acar, hem maddi hem manevi sıkıntılarının her geçen gün arttığını kaydetti. Yetersizliklerden kaynaklı insani ihtiyaçlarını dahi doğru düzgün karşılayamadıklarını söyleyen Acar, “Temizlik yapamadığımız için buradaki insanların tümünü enfeksiyon kapacak. Çağrımız sadece devlete değil, durumu iyi olan insanlaradır da. İş insanlarımız ellerini taşın altına koysun. Bırakın onu yani herkesin zengin akrabaları var onlar bile el uzatsa kimseye muhtaç olmayız” diye konuştu.
‘Acilen barınacak yer sağlanmalı’
Yıkılan evlerinin enkazları arasında kurdukları çadırda eşi ve çocuklarıyla birlikte kalmaya devam eden sayılı kadınlardan biri olan Cahide Acar ise, her şeylerinin enkaz altında kalmasından ötürü 7 kişilik bir aile olarak şuan perişan durumda olduklarını anlattı. Devletin kendilerine acilen barınacak koşulları sağlaması gerektiğini söyleyen Acar, yaşadıkları sıkıntıları “Biz burada çamaşırlarımızı bile yıkayamıyoruz. Çadırlar artık dayanılacak gibi değil. Bırakın elbise yıkamayı namaz kılacak koşulları bile bulamıyoruz. Devletin bize yardım etmesi gerekiyor. Şuan kente gitsem ev kiralayacak param yok. Biz kadınlar olarak çocuklarımız için güvenilir ve rahat barınma koşulları istiyoruz. Bu koşullarda çocuklarımız hastalanırsa onları doktora götürebilecek imkanlarımız bile yok. Zaten fakirdik depremden sonra perişan olduk” sözleriyle dile getirdi.
‘Bizi yalnız bırakmayın’
Depremzedelerden biri olan Yunus Işık da, yaşanan depremde ailesinin enkaz altından güçlükle çıkarmış. Işık, o gün yaşadıklarını şöyle anlattı: “Sabah deprem olduğunda ben koyunlara bakmak içine evin dışına çıktım. Ben dışarı çıktığımda deprem oldu. Diyaliz hastası bir kardeşim vardı, o da enkaz altında kaldı. Gidip onu toprağın altından çıkardım. Sonra eve geldiğimde 4 çocuğumun enkaz altında olduğunu anladım. Bu kez de onları toprağın altından çıkardım. Bir çocuğumun sırtının iki yerinde kırıklar oluştu. O günden beri hastanede yatıyor. Bir kızımın da sırtından ayaklarına kadar derisi soyuldu. Her şeyim enkazın altında kaldı. Tek bir düğme bile kurtaramadım. Biz 9 kişilik bir aileyiz. 40 koyunum vardı, 21’i enkaz altında kaldı. Bizim sesimizi sürekli duyuruyorsunuz. Bundan sonra da bizi yalnız bırakmayın.”
‘Artık çadırda yaşayacak durumumuz kalmadı’
Depremde yaşadıkları ev tamamen yıkılan Nezahat Arslan ise, eşinin cezaevinde olması nedeniyle deprem sonrası 6 küçük çocuğu ile birlikte ortada kaldı. Bu yüzden yaşadıkları zorluk katlanan Arslan, eşi için bulundukları izin başvurularının savcılıkça kabul edilmediğini dile getirdi. “Bir kadın olarak tek başıma 6 küçük çocuğa bakıyorum. Bana bir çare bulunmasını istiyorum. Artık çadırda yaşayacak durumumuz kalmadı” diyen Araslan, en azından psikolojileri toparlanana kadar çocuklarının yanında olması için eşine izin verilmesini istiyor.
VAN