2008’de, polis müdahalesi sonucu hayatını kaybeden Mehmet Deniz’in davası 12 yıldır bir sonuca ulaşmadı. Deniz’in Avukatı Bilici, ‘Kolluk korunmuştur. Müvekkilim öldürüldüğü zaman 10 yaşında olan çocuğu bugün 22 yaşında’ dedi
Erciş ilçesinde 2008’in 8 Mart’ına ilişkin düzenlenen yürüyüşe polisin müdahale etmesi sonucu hayatını kaybeden Mehmet Deniz’in dosyası AYM’nin hak ihlali kararına rağmen bir sonuca ulaşmadı. Deniz’in eşi İpek Deniz, “100 yıl da sürse bu davanın takipçisi olacağım” dedi.
2008 yılında Van Erciş’te 8 Mart Dünya Kadınlar Günü yürüyüşüne katılan Mehmet Deniz polisin yürüyüşe mühale etmesi sonucu hayatı kaybetmişti. Anayasa Mahkemesi’nin “Etkin bir soruşturma yürütülmediği ve yaşam hakkının ihlal edildiği” gerekçesiyle tekrar soruşturma açılmasına karar verdiği halde dosya yerinde sayıyor.
10 yaşında olan çocuğu bugün 22 yaşında
Mezopotamya Ajansı’ndan Adnan Bilen’in haberine göre, Avukat Baran Bilici, dosyanın 4 yıldır savcılıkta olmasına rağmen bir gelişmenin olmadığını söyleyerek, ‘AYM kararı mahkemeler için bağlayıcı olmasına rağmen fiiliyatta bu süreç hiçte öyle işlemiyor. AYM’nin verdiği kararlar ardından yerel mahkemelerin insafına terk ediliyor. Maksimum bir yıl içerisinde sonuçlanması gereken soruşturmalar söz konusu AYM kararı olunca yıllara bırakılıyor. Burada açıkça yerel mahkemelerin ‘örtülü direnme’ ve dosyayı ‘bürokrasiye boğma’ durumu var. Kolluk bu dosyada korunup kollanmıştır. Müvekkilim öldürüldüğü zaman 10 yaşında olan çocuğu bugün 22 yaşında. 12 yıl süren ve bir sonuca ulaşmayan bir dosyanın olmaması gerekiyor. Aile artık adalet ve adaletli bir kararın verilmesini bekliyor” dedi.
İpek Deniz, eşi Mehmet Deniz’in öldürülmesi üzerinden 12 yıl geçtiğini ve 3 çocuğuyla mağdur durumda olduğunu söyleyerek, ‘Dava 100 yıl sürse de bunun takipçisi olacağım. Eşime yapılan bu haksızlığı asla kabul etmeyeceğim. Türkiye’de adalet sağlanmazsa AİHM’e kadar gideceğim’ dedi
Otopside darp ve kaburga kırıkları
Erciş’te 5 Mart 2008 tarihinde 8 Mart Dünya Kadınlar Günü dolayısıyla düzenlenen yürüyüşe polisin müdahalesi sonucu Mehmet Deniz başında aldığı cop darbesiyle yaralanmıştı. Ağır yarlı olarak gözaltına alına Deniz, karakolda fenalaşınca kaldırıldığı hastanede yaşamın yitirmişti.
Daha sonra İstanbul Adli Tıp Kurumu’nda yapılan ikinci otopside ise, Mehmet Deniz’in kafatasındaki darbelerin yanı sıra vücudunda darp izleri ve kaburga kırıkları olduğuna dair rapor hazırlanmıştı.
Deniz’in ölümüne ilişkin hukuksal süreç 16 Temmuz 2008 tarihinde başladı. Biri avukat olmak üzere 3 görgü tanığının beyanları üzerine Erciş Emniyet Müdürlüğü’nde görevli sivil polis S.B. hakkında, “Zor kullanma yetkisine ilişkin olarak sınırın aşılması suretiyle ağırlaşmış kasten yaralanma sonucu ölüme sebep olmak” suçlamasıyla dava açıldı.
Savcılık ortaya çıkardı
Deniz’in ölümünden sonra dönemin İl Emniyet Müdürü Salih Kesmez, gözaltı olayının yaşanmadığın ve ölümün göstericilerin attığı taşlardan kaynaklı olduğunu ileri sürmüştü. Emniyet Müdürü’nün iddiasına rağmen savcılık iddianamesinde gözaltına alınan 108 kişinin içinde 35’inci sırada Mehmet Deniz’in olduğunu kaydetmişti. O dönemde tanık olarak ifade veren polisler, S.B. isimli polisin olay günü operasyona katılmadığını belirterek, olayın görgü tanıklarının yalan beyanlarda bulundukları iddiasında bulunmuştu. Polislerin katılmadığı belirttiği S.B. isimli polisin ise olayla ilgili hazırlanan tutuklama ve gözaltına alma tutanakların tamamında imzası olduğu savcılığın hazırladığı soruşturma evrakında ortaya çıkmıştı.
4 yıldır gelişme yok
Erciş Ağır Ceza Mahkemesi’nde 2 Haziran 2011 tarihinde beraat kararıyla sonuçlanan duruşmadan sonra, dava Yargıtay’a taşındı. Avukatı Bilici, “Adil yargılanma, etkin bir soruşturma yapılmamış olması ve yaşam hakkının ihlali” gerekçesiyle Anayasa Mahkemesi’ne (AYM) başvurarak, yeniden yargılanma talebinde bulundu. AYM, 2016 yılında “Etkin bir soruşturma yürütülmediği ve yaşam hakkının ihlal edildiği” gerekçeleriyle tekrar soruşturma açılmasına karar verdi. Kararın gönderildiği Erciş Cumhuriyet Başsavcılığı, takipsizlik kararı verdi. Avukat Bilici, takipsizlik kararının kaldırılması için Erciş Sulh Ceza Mahkemesi’ne başvurdu. Takipsizlik kararını kaldıran Sulh Ceza Mahkemesi dosyanın yeniden görülmesine karar vermesine rağmen 4 yıldır yerinde sayıyor.